38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
4.099,20%-0,71
6.779,00%-0,74
27.034,00%-0,75
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
DOLAR 38,4292
EURO 43,8350
ALTIN 4.099,20
BİST 100 9.432,55
İmsak 02:00
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Gülay-Süleyman Demirci çifti, Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya bölümü mezunu. Okulda tanışarak evlenen çiftin, İTÜ makine mühendisliği bölümü son sınıfta okuyan bir oğulları var. Uzun yıllar özel kesimde kimya öğretmenliği ve idarecilik yaptılar. Gülay Demirci, Antalya’da özel bir kolejde kimya öğretmeni, fen bilimleri bölüm başkanı ve aynı zamanda proje koordinatörüydü. Eşi Süleyman Demirci ise büyük bir eğitim kurumunun genel müdürüydü. Öğretmenlik mesleklerinde birçok ödül sahibi de olan çift, başarılı kariyer hayatlarına rağmen istifa ederek üretim yapmaya başladılar. Şimdilerde 20 yıllığına kiraladıkları 40 dönüm maviyemiş bahçesinin sahipleri oldular.
‘YOLA ÇIKARKEN MAVİYEMİŞ AKLIMIZDA YOKTU’
Uzun yıllar hizmet sektöründe çalışmalarına rağmen, üretim yaparak ülkeye katkı sağlamak istiyorlardı. Antalya’da yaşadıkları için ziraî üretim onları çok heyecanlandırdı. Bu noktada ziraî olarak neyi üretebiliriz sorusunu araştırmaya başladılar. Maviyemişin (Blueberry) Antalya’da topraksız tarımla yetiştirilmekte olduğunu gördüler. “Topraksız tarımda önemli bir kimya bilgisine gereksiniminiz var” diyen öğretmen çift, “Çünkü bitki besleme suyunun ve özel torf karışımının pH, EC gibi kimyasal parametreleri daima kontrol altında olması gerekiyor. Kimyager olduğumuz için bu teknik bilgiye sahibiz ve bunu başarabileceğimizi düşündük, bu nedenle mavi yemiş yetiştirmeye karar verdik. Yola çıkarken maviyemiş aklımızda yoktu. Araştırmalarımız sonucu karar verdik” şeklinde konuştu.
Tarım konusunda pek bilgilerinin olmadığına değinen Gülay Demirci, “Eşim Süleyman Bey, ikinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesi ziraat teknikerliğine kaydını yaptırdı. Ben Akdeniz Üniversitesi kimya anabilim kısmında doktora yaptığım için akademik makalelere rahatlıkla ulaşabilmekteydim. Çok fazla uluslararası makale tarayarak bu konuda yapılan çalışmaları inceleme ve kendimizi geliştirme bahtı bulduk. Ayrıca Antalya İl tarım Müdürlüğü’nün YouTube üzerinden yaptığı canlı eğitimler ve kayıtlı eğitimleri izledik. Maviyemişle ilgili yüz yüze olan birçok eğitimine katılarak sertifika aldık. Teknik olarak da bölgemizde bulunan neredeyse bütün maviyemiş bahçelerini gezerek onların deneyimlerinden yararlandık” bilgisini paylaştı.
‘FARKLI BİRİKİMLERİMİZİ SATTIK, BORÇ ALDIK’
Tarım sektörüne girmeyi düşünürken karşılaştığınız en büyük zorlukları sorduğumuz çift, “Birincisi ailemiz ve çevremizdekiler, kurulu olan sistemimizden istifa edip yani konfor alanımızı terk edip böyle bir işe kalkışmamızı macera olarak gördüler. Yıllarca yaptığımız birikimlerimizi satarak bu işe girmemizi riskli buluyorlardı. Ancak biz kendimize ve birbirimize çok güveniyorduk. Onları ikna edip dayanaklarını almak çok zor oldu. Çünkü neredeyse her gün haberlerde tarım üreticilerinin maliyetlerini bile karşılayamadıklarını görüyorlardı. Onlara klâsik tarım yapmayacağımızı, uzun yıllar edindiğimiz bilgi ve deneyimimizi farklı alanda, farklı bir bakış açısıyla tarım yapacağımızı anlatmak çok zor oldu” diyerek ekledi:
“İkinci yaşadığımız zorluk ise maliyetimiz çok çok arttı ve sübvansiyonlu kredi de istediğimiz miktarı alamadık. Elimizdeki küçük birikimimizle bahçeyi bir noktaya kadar getirebildik. Daha sonra farklı birikimlerimizi sattık, etrafımızdan borç aldık, yetmedi öğretmen arkadaşlarımızdan bu işi başarabileceğimize inananlar bize ortak oldular, yine yetmedi ekstra tüketici kredisi çektik. Önemli anlamda konfor alanımızdan çıkarak yaşadığımız yaşam kalitesinin standartlarının çok altında yaşayarak bahçeyi çok şükür bugünlere getirdik. Hatta yevmiyeye verecek paramız olmadığı için birçok ağır işi ortak olan öğretmen arkadaşlarımızla birlikte bedenen kendimiz yaptık. Fizikî olarak natürel ki ufak tefek de olsa bizlerde kalıcı hasarları oldu.”
Kuruluma başladıktan sonra öngörülmeyen birçok ekstra masraf çıktığını dile getiren Gülay-Süleyman Demirci, “Bu maliyet karşısında çok zorlandık. Maviyemiş yetiştiriciliği kurulum ve işletme maliyeti yüksek ama getirisi de yüksek olan bir ziraî ürün. Yararı hemen ilk yıllardan pek hissedemiyorsunuz ancak yeni kurulan bir sistem için yeterli. Eseriniz kaliteli olduktan sonra katiyen satış ve pazarlamada sorun yaşamıyorsunuz çünkü arz-talep istikrarına baktığımız zaman arz talebi karşılayamıyor” ifadelerine yer verdi.
‘HEDEFİMİZ 100 BİN SAKSIYA ULAŞMAK’
“Tesisin kurulmasından ilk hasat gününe kadar geçen süre bizim için stresliydi” diyen Demirci ailesi, “Ancak ilk ürünlerin toplanmasıyla içimizde inanılmaz bir heyecan ve motivasyon oldu. Sattığımız ürünlerin kaliteleriyle ilgili geri dönüşler inanılmaz hoştu. Meyvelerimizin kaliteli olduğu dalda konuşuluyordu. Hatta bize ‘Hocalar’ diyorlardı ve ‘Hocaların ürünü iyidir’, ‘Hocaların yaptığı kalitelidir’ şeklinde güzel sözler duymak tanım edilmez bir histi. Daha güzelini yapmak için kendimizle yarışıyor ve çalışıyoruz. Bu meyve aslında ülkemizde yaban mersini olarak biliniyor. Daha sonra Prof. Dr. Hüseyin Çelik hocamızın teşebbüsüyle resmi ismi ‘Maviyemiş’ olarak tescillenmiş” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde yeteri kadar rekolte olmadığı için Blueberry denilince diğer ülkelerin aklına Türkiye gelmiyor. Şili, Peru gibi ülkeler çok kısa sürede dünya devi olmayı, bu meyvenin anavatanı olan Amerika’yı bile geride bırakmayı başarmışlar. Ülke olarak biz de gerekli değeri ve kıymeti verirsek akla gelen ilk ülkelerden biri olabiliriz. Nisan’da 2. hasat dönemine gireceğiz. Hâlâ borçları ödeme basamağındayız. Şu an 15 bin saksımız var, uzun vadeli planımız toplamda 100 bin saksıya ulaşmak.”
‘HOLLANDA VE RUSYA’YA GÖNDERDİK, YENİ PAZARLAR DA VAR’
“Özel bölümde öğretmen olarak çalışmak, yoğun iş temposunun bir getirisi olarak gün içinde daima gerilimli ve öfkeli oluyorsunuz” diyen Demirci çifti, “Aslında günümüzde beyaz yakalı dediğimiz birçok kişinin hisleriyle aynı. Tarım sektörüne geçtiğimizde doğal ki stres bitmiyor, doğa şartları sizi etkiliyor, ekonomik koşullar sizi etkiliyor. Ancak doğada olduğunuz için artık öfkeniz yok. Neden yağmur yağdı diye tabiata sinirlenemezsiniz. Bu nedenle stres olsa da hayatımızda öfke olmadığı için aslında konfor alanımızı terk etmediğimizi, konfor alanını seçtiğimizi anladık. Bedenen daha çok çalışıyoruz ama mutlu ve huzurluyuz. İlk hasatımızdan sonra en şaşırtan yorum ise Hollanda’ya giden eserlerimiz için gelen yorum oldu, ‘Hocalardan Ventura şov’ dediler. Ventura bizim meyvelerimizden birinin çeşidi. Bu mesajı okuduğumuzda ‘Emeklerimizin karşılığını aldık’ dedik. Geçen sene toplam 32 ton ürün topladık. Bu yıl yaklaşık 45 ton ürün bekliyoruz. Geçen sene Hollanda ve Rusya’ ya gönderdik. Bu yıl o irtibatlar devam ediyor, yeni pazarlar da var” şeklinde konuştu.
Demirci ailesi, “Sadece maviyemiş değil; bir şeyler üretmek, birinin rızkına vesile olmak, yurt dışına ürün gönderip ülkeye döviz kazandırmak da başlı başına tatmin edici bir olay. 25 yıl özel kesimde severek çalıştık ve bu mesleği severek yaptık. Öğrencilerimizle inanılmaz güzel bağlar kurduk ve birçoğuyla hâlâ görüşüyoruz. Ancak okullar kalabalık ortamlar olduğu için tabiatı gereği gün içinde çok fazla uyarana ve sese maruz kalıyorduk. Şimdi bahçede gezerken arı ve kuş sesleri ruhunuzu düzgünleştiriyor. Artık yetmeyen 24 saat bize çok uzun gelmeye başlamıştı. Çünkü her anını, dakikasını hissederek yaşıyorduk” ifadelerine yer verdi.
‘YILLARCA BU SÖZLERİ ÖĞRENCİLERİMİZE SÖYLEDİK’
Yeni bir işe girerken çok iyi bir araştırma ve emek gerektiğine dikkat çeken Gülay-Süleyman Demirci,, “İş kurma etabında sadece paranız varsa ve paranın kaba kuvvetiyle o işi kuruyorsanız başarı ihtimali ne yazık ki düşük oluyor. Biz maviyemiş bahçemizi kurarken kimya bilgimize ve öğretmenlikten gelen tecrübemize, öğrenme ve araştırma hevesimize güvendik” deyip sözlerini şöyle noktaladı:
“Konfor alanınızı terk etmeden, mücadele etmeden hiçbir şekilde başaramazsınız. Unutmayalım ki başarı gül dolu yollardan geçilen bir süreç değildir. Yıllarca bu sözleri öğrencilerimize söyledik ve bu söylediğimizi uygulamalı olarak umarım onlara kanıtlamışızdır. Unutmamalıyız ki bir kişi yapabiliyorsa herkes yapabilir, doğal ki bedelini ödediği takdirde.”
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Tek Kodla Son Model Araç Buhar Oldu! 165 Milyonluk Vurgun: Polisle Tuzak Kurmuş