Türkiye’nin çeltik üretiminin yüzde 41’ini karşılayarak ilk sırada yer alan Edirne’de, bu yıl 500 bin dekar alanı çeltik ekimi yapıldı. Son 70 yılın en sıcak kışını geçiren Edirne’de çeltik tarlalarının sulanmasında önemli rol oynayan Tunca Nehri’nin debisi, aşırı sıcaklar ve yetersiz yağışlar nedeniyle 2 metreküp/saniyeye düştü.
Tunca’nın kuruma noktasına geldiği bazı bölgelerde üreticiler, sulama pompalarını çalıştıramaz duruma geldi. Üreticiler, çeltiğin kurumasından endişe duyarken, Edirne Valiliği başta olmak üzere ilgili meslek odaları da tedbir almak için teşebbüslere başladı. Irmağın kuruyan kısımlarında hayvanların da otladığı görüldü.
‘MAALESEF Kİ SU YOK’
Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, kış devrinden bugüne ırmağın debisinin daima düşük olduğuna dikkat çekerek, “Kış yağışlarımız eserin gelişimi açısından kâfi geldi ama su stoklarımız açısından çok kâfi olmadı maalesef ki. Toprak tamamen doyuma ulaşıp nehir ve baraj debilerini yükseltecek düzeyde olmadı. O yüzden de bu eserlerimizi ektiğimiz sulama devirlerinde maalesef ki ırmaklarda yani özellikle de Tunca Irmağı’nda sıkıntı yaşandı. Şu an Bulgaristan hududundan Edirne’ye olan kısımlarda bazı pompalar şu an çalışamıyor, maalesef ki su yok” diye konuştu.
‘SU SALINDIĞINDA ÜRETİCİLERİMİZ RAHAT BİR SULAMA YAPABİLECEKTİR’
Arabacı, daima ırmağın akışını takip ettiklerini belirterek, “Birkaç gün önce il müdürümüzle gezdik. Şu an her gün yine nehir uzunluklarını geziyoruz, hangi bölgelerde, nerede sıkıntı var? Üreticilerimizle görüşüyoruz. Bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Natürel bu esnada sayın valimizin de başkanlığında, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzle görüşüldü, Bulgaristan ile resmi yazışmalar yapıldı. Şu an natürel biz takip ediyoruz. 2000 yılında da böyle bir sıkıntı olmuştu. Sayın Bakanımızın Bulgaristan’daki görüşmesinden sonra bir ölçü su salınmıştı. Şu an dediğim gibi görüşmeler devam ediyor. Şu an gerçekten yönetim edemeyecek duruma geldiğinde de Bakan Beyin görüşmesiyle inşallah yine geçtiğimiz periyotta yaşanan su salınması tekrar gündeme gelir. Bir ölçü su salındığında buradaki üreticilerimiz inşallah rahat bir sulama yapabilecektir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Bulgaristan’daki barajlarda da geçen yıla oranla su düzeyinin düşük olduğuna dikkat çeken Otomobilci, “Geçtiğimiz yılla bu yıl arasında Bulgaristan’daki barajda da düzey evvelki yıla göre düşük. O yüzden resmi yazışmalar yapıldı. Oradan ne kadar su salınabilir, neler olur, bunlarla ilgili çalışma yapılıyor. Biz ilk etapta bu akan suyu kendi içimize doğru kullanmayla alakalı takipteyiz. Gerekirse pompalarımızı durdurup suyun aşağı inmesini sağlayacağız. İlk etapta kendi içimizde bu stil çalışmalar olacak. Bu esnada doğal bürokratlarımız, bakanlığımız gerekli çalışmaları yaptıktan sonra da inşallah oradan da bir ölçü su gelirse o zaman daha rahat bir sulama yapacağız. Yani şu an bununla ilgili çalışmalar devam ediyor” dedi.
‘BİTKİNİN SU İHTİYACI FAZLALAŞTI AMA SU YOK’
Değirmenyeni köyünde çeltik eken Ziraat Mühendisi Şerafettin Üner, Tunca Irmağı’nın akışının tamamen durduğunu, eserlerini sulayamadıklarını anlattı. Üner, “Şu anda debi kesildi, akış durdu. Çeltik olsun, ikinci ürün olarak mısır olsun hiçbirisine su veremiyoruz. Bazı tarlalarda mısır ekilecek ama su olmadığı için ekim yapılamıyor. Çeltiğin yanında köyümüzde hayvancılık da önemli oranda var. Girdileri azaltmak için mısır ekiyoruz hayvanlara yedirmek üzere. Su olmadığı için ekemezsek, o da bize yansıyacak. Nehir kuruduğu takdirde işimiz çok zor. Sulama sıklığı da arttı. Yani beşinci, altıncı günü bulamıyoruz. Yani bugün sulamış olsak dört gün bir şansımız var. Sıcaktan ötürü buharlaşma fazla. Bitkinin su tüketimi fazla olduğu için suya olan ihtiyacı da fazlalaştı ama su yok. Ana kaynak Bulgaristan, yetkililerin orayla bir görüşme sağlaması gerekiyor. Hükümetler arası bir anlaşma olursa iyi olur. Zira burada bizim 3-4 günlük bir şansımız var suyun gelmesi için” ifadelerini kullandı.
‘SU YOKSA HAYAT YOK’
Bölgede buğday randımanının de bu yıl düşük olduğunu anlatan Üner, “Zaten bölgemizde bu yıl buğday randımanı düşüktü. Yüz kilogramlarda buğday biçtiğimiz parseller var. Ayçiçekleri esasen çiçek çıkarmadan tomurcuk kademesinde daha kuruma oldu. Ondan da bir beklentimiz kalmadı artık. Birçok kişi biçerdöver sokmamayı düşünüyor. Su olmadığı takdirde, ikinci ürün ekilişi yapamadığım takdirde hayvancılığımız da mecbur bitme noktasına gelecek, çeltik de bizimle birlikte kuruyacak. Yani su yoksa hayat yok” dedi.
03:32
