32,7010$% 0.17
35,1377€% 0.11
2.443,38%-0,16
3.990,00%-0,30
15.986,00%-0,29
2.322,43%-0,39
10.323,60%-0,19
Türkiye’nin 2019’dan bu yana üyesi olduğu Euro HPC kapsamında kurulan “MareNostrum5”, yeni bilimsel atılımlara imkan sağlayacak yeteneklere sahip bir aygıt olarak öne çıkıyor.
Dünya sıralamasında 8. sıraya yerleşen bu “süper bilgisayar”, yapay zeka, iklim değişikliği, yenilenebilir enerji ve sağlık bilimleri başta olmak üzere pek çok konuda bilim beşerlerine ve sanayiye hizmet ediyor.
Bilgi işlem kapasitesinin 380 bin dizüstü bilgisayara eşit olduğu MareNostrum5, bir dizüstü bilgisayarın 46 yılda yapacağı işlemi 1 saatte yapabiliyor.
İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’nde laboratuvarı bulunan İzmir Katip Çelebi Üniversitesinin Biyofizik Ana Bilim Kolu’nda görevli Doktor Öğretim Üyesi Seyit Kale’nin öncülüğündeki araştırma takımında yer alan doktora öğrencisi Serhan Turunç ve araştırmacı Hatice Döşeme, genetik çalışmalarında kullanmak üzere MareNostrum5’e erişim hakkı kazanan ilk Türk araştırmacılar oldu.
Türk bilim insanları, 1 yıl boyunca sistemin muazzam işlem gücünden yararlanarak, nadir genetik hastalıklarla ilgili teşhis ve tedavi için daha etkili stratejiler geliştirmeyi amaçlıyor.
Araştırmacılar, kazandıkları bilgi işlem müddetiyle bu çalışmaları haritalamak ve yeni epigenetik sistemleri ortaya çıkarmak için kapsamlı tahliller ve simülasyonlar gerçekleştirecek.
Serhan Turunç, AA muhabirine, MareNostrum5’e erişim hakkı kazanan çalışmanın, nadir hastalıklar arasında yer alan ve büyüme kusurlarına, zihinsel engelliliğe, otizm ile erken yaşlanmaya yol açan bir hastalık olan rahman sendromunun genetik araştırmalarını geliştirmeye odaklı olduğunu belirtti.
Yaklaşık 2 yıldır bu projede çalıştıklarını ve böyle bir sonuç elde ettikleri için mutlu olduklarını ifade eden Turunç, şunları kaydetti:
“Bilgisayar ortamında hesaplamalı sistemler kullanarak biyolojik moleküllerin hücre içinde nasıl davrandığını tespit ediyoruz. Araştırmamızda hastalığa sebep olan mutasyonu taşıyan protein ile mutasyonu olmayan proteinin birbirleriyle olan dinamiğini inceliyoruz. Bu çalışma sonucunda farklılıklardan doğan ilgileri çeşitli deneylerle de yorumlayarak aslında genetik hastalıklar için moleküler düzeyde teşhis oluşturmaktayız ve bu sayede tedavi için terapötik prosedürlere yön vermiş oluyoruz. Bu çalışmamızın önemli ögesi kişiye özel bir yaklaşım olmasıdır. Günümüzde klinikte hasta semptomları incelenerek tanıya ulaşılmaya çalışılıyor lakin hastadaki mutasyonun moleküler düzeyde incelenmesi hastalığı daha iyi sınıflandırabilme potansiyelindedir. Gelecekte hesaplama kaynaklarının gelişmesiyle bu yollarla her hastaya özel bir moleküler düzeyde teşhis ve buna özel terapötik ilaçlar geliştirilebileceğini öngörüyoruz. Teknoloji bu noktaya doğru evrilecektir ve yaptığımız çalışma bunun öncülüğü niteliğindedir.”
“MOLEKÜLER BİR FOTOĞRAF ORTAYA KOYUYORUZ”
Seyit Kale de her hastalığın moleküler bir açıklamasının bulunduğunu ifade ederek, söz konusu çalışmanın bu manada çok önemli olduğunu söyledi.
Ekibindeki araştırmacılar başta olmak üzere kendilerine katkı sunan yetkililere teşekkür eden Kale, “Her keresinde her hasta için deney mümkün değil ama her hasta için tahminen yerine göre simülasyon yapabilmemiz mümkün oluyor. Yani orada da bizim vazifemiz başlıyor. Moleküler bir fotoğraf ortaya koyuyoruz.” dedi.
Hatice Döşeme ise MareNostrum5 isimli “süper bilgisayar”ın geçen yılın sonlarında İspanya’nın Barselona kentinde açıldığını hatırlatarak, bu bilgisayara erişim hakkı kazandıkları için gururlu olduklarını anlattı.
3 Boyutlu “Metamalzeme” Tabiattaki Her Şeyden Daha Güçlü