34,5106$% 0.04
36,4162€% 0.15
2.955,54%0,71
5.040,00%0,02
20.099,00%-0,27
2.663,37%0,55
9.293,88%2,90
T24 Kültür Sanat
Bir süredir devam eden “Türk edebiyatı – Türkçe edebiyat” tartışması “Şiiatı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü” jürisini böldü. “Kabul” kitabı ile Emre Barca‘ya verildiği ilan edilen mükafatın münasebet metninde “Türkçe şiir” sözünün kullanılmasının ardından seçici şura üyeleri Ali Günvar ve Osman Hakan A. görevinden ayrıldı. Heyetten ayrılan iki şairin ortak açıklaması ise Osman Hakan A.’nın sosyal medya hesabından yapıldı. Açıklamada “”Ödül, Türk dili ve kültürü çerçevesinde, Türk şiirine katkı sağlayan şairlerin ilk kitaplarına veya belgelerine verilmek üzere tasarlanmıştı,” denildi. Şair Günvar da “Fransız Fransızca şiir demiyor, biz niçin Türkçe şiir diyelim?” dedi. Jüri başkanı Hilmi Yavuz ise “Roman, hikaye, şiir hangi lisanda yazıldıysa o lisanın edebiyatına aittir. Etnisite edebiyatı böler, dil birleştirir” diye konuştu.
Bu yıl ödül heyeti, başkanlığını Hilmi Yavuz’un üstlendiği, V. B. Bayrıl, Haydar Ergülen ve Noyan Erözçelik‘ten oluşuyordu.
“Bu ödül V. B. Bayrıl’a ait bir mülk değil”
Ali Günvar ve Osman Hakan A. Tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Ödül, Türk dili ve kültürü çerçevesinde, Türk şiirine katkı sağlayan şairlerin ilk kitaplarına veya belgelerine verilmek üzere tasarlanmıştı. Bu ödül V. B. Bayrıl’a ait bir mülk değil, Şiiratı kitaplarına emek vermiş tüm Şiiratı şairlerinin ortak yapıtıdır. Hayatlarını Türk şiiri, dili ve kültürüne adayan iki Türk şairi olarak, V.B. Bayrıl’ın mükafatı yanlış yönlendirmesini ve bize yönelik saygısız davranışlarını kabul etmiyoruz”
“‘Türkçe edebiyat’ lafını kabul etmiyorum”
Karar’a konuşan Ali Günvar metinde kullanılan “Türkçe şiir” tarifine itiraz ettiklerini belirterek. V. B. Bayrıl’ın ifadeyi değiştirmediğini ve kendilerine “Bugüne kadarki hizmetleriniz için teşekkürler bundan sonra siz yoksunuz” dediğini iddia etti. Günvar’ın açıklamaları şöyle:
“Metinde kullanılan ‘Türkçe şiir’ tarifine itiraz ettik. V. B. Bayrıl değiştirmemeye kalktı ve işveren oymuş gibi ‘Bugüne kadarki hizmetleriniz için teşekkürler bundan sonra siz yoksunuz’ dedi. Ben de bıraktım. Bu şekilde bir davranışa vereceğim tek cevap budur. Benim Ali Günvar olmak için ne Şiiratı’na ne Seyhan’ın anısına gereksinimim var kendisi ne arzu ediyorsa onu yapsın. Bu arkadaş kendisini bu işin işvereni sanıyorsa, devam etsin, onun patronajını kabul edenler de devam etsinler. Ben etmiyorum. Kimse böyle bir davranış hakkına sahip değildir, ‘Türkçe edebiyat’ lafını kabul etmiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde böyle olmaz, edebiyatı ulusal kimlikten ayıramazsınız. Türkçe yazıyorsan Türk şiiri yazıyorsundur. Fransız Fransızca şiir, İtalyan İtalyanca şiir demiyor, biz niçin Türkçe şiir diyelim? Sen başka türlü bakıyorsan psikolojik sorunların var demektir, o zaman doktora görün. Benim kimsenin etnik kökeni ve diline itirazım ya da aşağılayıcı bir yaklaşımım yok. Ancak kimse kendi kompleksleri nedeniyle benim Türklüğümden ve etnisitemden utanmamı beklemesin.”
Hilmi Yavuz: Roman, hikaye, şiir vb. hangi lisanda yazıldıysa o lisanın edebiyatına aittir
Hilmi Yavuz ise “Türkçe Edebiyat mı? Türk edebiyatı mı?” başlığı ile Facebook hesabından yaptığı açıklamada, bu tartışmanın tarihinin Tanzimat dönemine uzandığını vurgulayarak, Ermeni asıllı Vartan Paşa’nın Ermeni harfleriyle Osmanlı Türkçesi ile yazdığı “Akabi Hikâyesi” ve Rum asıllı Evangelides Misailidis’in Grek harfleriyle Karamanlı Türkçesi ile yazdığı “Temâşâ-yı Dünya” romanlarını örnek göstererek “Edebiyatı etnisite üzerinden değil, dil üzerinden inşa etmek istedikleri için!” dedi. Yavuz’un açıklaması şöyle
“Türkçe Edebiyat mı? Türk edebiyatı mı?
Yıllardır, birbirimizi ötekileştirilerek bölünmeye o kadar alıştırıldık ki, sonunda Türkçe edebiyat mı, yoksa Türk edebiyatı mı? Konusunda bölünmeyi de başardık… Aferin bize!
Bu tartışmanın önce Cumhuriyet gazetesi Kitap Eki’nde çıkan bir yazı dolayısıyla başladığını, gazete yönetiminin bu konuda açık seçik bir hal aldığını biliyoruz. Şimdi de, Seyhan Erözçelik Şiir Mükafatı Heyet üyelerinden bazıları arasında çıkan uyuşmazlığın şimdilik sosyal medyada ve kesinlikle daha sonra da yazılı basında söz konusu edileceğine şüphe yok..
Bakın bu konunun tarihi bir oldukça eskidir. Tanzimat devrinin biri Ermeni [Vartan Paşa], öteki Rum [Evangelides Misailidis] iki romancısından birincisinin ‘Akabi Hikâyesi’, ikincisinin de ‘ Temâşâ-yı Dünya başlıklı romanlarından söz ediyorum. Vartan Paşa’nın romanı, Ermeni harfleriyle Osmanlı Türkçesiyle ; Misailidis’in romanı da Grek harfleriyle Karamanlı Türkçesiyle yazılmışlardır.
Burada sormak gerekir: Vartan Paşa Ermeni olduğu hâlde, romanını Ermenice değil Osmanlı Türkçesiyle; Mihailidis de romanını Rumca değil de Karamanlı Türkçesiyle yazmıştır. Niye? Edebiyatı etnisite üzerinden değil, dil üzerinden inşa etmek istedikleri için!
Benim tutumumun ne olduğunu iyiniyetle soran dostlarıma ve kötüniyetle soran düşmanlarıma bildirmek isterim: Ben Vartan Paşa ve Mihailidis gibi, edebiyatın etnisite üzerinden değil, dil üzerinden okunması gerektiğini düşünüyorum. Roman, hikaye, şiir vb. hangi lisan’da yazıldıysa o lisanın edebiyatına aittir. Etnisite edebiyatı böler, Dil, birleştirir… Neredeyse her alanda ötekileşerek bölündük;- hiç değilse edebiyatta bu bölünmeyi yaşamayalım, diyorum…”
‘Görünmeyen Cemaat: Mürideler’in yazarı ve ‘Kızıl Goncalar’ dizisinin danışmanı Filiz Gazi, tarikatlarda kadınlara biçilen hayatları anlattı |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
One Direction Üyesi Liam Payne İçin Cenaze Töreni Düzenlendi