35,5047$% 0.06
36,5779€% -0.06
3.061,87%0,29
4.996,00%0,08
19.922,00%0,08
2.680,41%0,16
%
Türkiye’nin güneyinde 910 kilometrelik en uzun kara sınırının olduğu Suriye, yaklaşık 14 yıl süren iç savaşın ardından yeniden yapılanma sürecine giriyor.
BAAS rejiminin 61 yıllık iktidarı ve Esad Ailesi’nin hükümdarlığının sona ermesi ile başkent Şam’ı ele geçiren HTŞ (Heyet Tahrir Şam) örgütü ve lideri Ahmet eş-Şera (kod adı Ebu Muhammed el Colani) şimdi Suriye topraklarında yeni bir düzen kurmaya çalışıyor.
Yeniden inşa sürecinde ülke genelinde öncelikle insani şartların iyileştirilmesi, ardından hukuktan eğitime, altyapıdan diplomasiye hayatın her alanında yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi bekleniyor. Ancak tüm bunlardan önce Suriye için en kritik konu, ülkenin yeniden inşası için gereken finansal kaynakların sağlanması ve ülke iktisadının yeniden ayağa kaldırılması olacak.
Yeni Suriye’deki yerini güçlendirmek isteyen Türkiye’de hem AKP hükümeti hem de iş dünyası komşu ülkedeki gelişmeleri yakından takip ediyor. Erdoğan hükümeti ile HTŞ arasındaki yakın ilişkiler üzerinden Türk şirketlerinin Suriye iktisadının yeniden inşasında güçlü bir rol oynayacağı tahmin ediliyor. Yakın gelecekte özellikle enerji, çelik, inşaat, hazır giysi, gıda, mobilya ve kimya bölümlerinde faaliyet gösteren Türk şirketlerin Suriye pazarına hızlı bir giriş yapabilir.
Suriye ile ticaret hacminde hedef ne?
İç savaşın ülkede çok önemli bir sosyal ve ekonomik yıkım bıraktığını, nüfusun neredeyse üçte birinin başta Türkiye’de olmak üzere farklı ülkelerde sığınmacı pozisyonunda bulunduğunu hatırlatan TİM Başkanı, “Ayrıca ülke içinde yer değiştirmek zorunda kalanlar var. Yani her şey yolunda gitse bile ülkede siyasi istikrarın sağlanması için uzun zaman gerekiyor. Dolayısıyla öncelikle işin insani boyutuna odaklanmak durumundayız. Komşumuz Suriye’de bu gelişmeleri takip ederken ihtiyaç duydukları tüm ürünlerin tedarikinde de kendilerine yardımcı olacağız” diyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) Mustafa Gültepe
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Mart 2011’de patlak veren iç savaş öncesinde Türkiye ile Suriye arasında 1,5 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacminin kısa sürede 5 milyar dolara çıkarılması hedefleniyordu. İç savaş ve Erdoğan ile dönemin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasındaki ilgilerin kopmasıyla birlikte bu gayeler rafa kaldırıldı. Ancak yine de bölgede Türk şirketlerinin varlığı ve ticareti devam etti.
Türkiye’nin Suriye’ye ihracatı 2011 yılında 1,6 milyar dolar iken 2012’de iç savaşın ülke geneline yayılması sonrasında 498 milyon dolara kadar geriledi. Ancak sonrasında bölgedeki karmaşaya rağmen hızlı toparlanan Türk şirketlerinin Suriye’ye ihracatı 2014’te 2,3 milyar dolar, 2015-2020 döneminde ise 1,6 ila 1,9 milyar dolar arasında seyretti. Türk şirketlerinin Suriye’ye sattığı mal ve hizmetler, 2021-2023 döneminde ise her yıl 2 milyar dolar sınırını aşmayı başardı.
TÜİK verilerine göre, Türk şirketleri Ocak-Kasım 2024 döneminde Suriye’ye en çok hububat, kimya, elektronik, çelik ve su ürünleri ihracatı gerçekleştirdi.
Suriye’de istikrarlı bir idarenin iş başına gelmesi durumunda iki ülke arasındaki ticaretin hızla güçleneceğini düşünen Mustafa Gültepe, “Huzur ortamının sağlandığı bir Suriye’nin hemen her kesimimizin ihracatına olumlu katkıları olacak. Suriye’ye 2025 ihracatımızla ilgili isabetli bir varsayımda bulunmak mümkün değil. Ancak her şartta 2 milyar doların üzerinde bir ihracat hacmine ulaşacağımızı söyleyebilirim” iddiasında bulunuyor.
Suriye’nin yeniden imarı için 400 milyar dolar gerekiyor
Suriye ekonomisine ilişkin geçtiğimiz günlerde bir not paylaşan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Arap Devletleri Bölgesel Ofisi Yöneticisi ABDallah Al Dardari, ülkenin 14 yılda 54 milyar dolar Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) kaybına uğradığını belirterek “GSYH, 2010’daki 62 milyar dolar düzeyinden bugün 8 milyar dolara kadar düştü. Yoksulluk, 2010’daki yüzde 12 düzeyinden yüzde 90’ın üzerine çıktı ve nüfusun yüzde 65’inden fazlası gıda güvensizliğiyle karşı karşıya” bilgisini vermişti.
Suriye’nin zorlu bir toparlanma süreciyle karşı karşıya olduğunu ve ülkedeki 5,5 milyon konutun yaklaşık 2 milyonunun yıkıldığı veya hasar gördüğünü belirten Al Dardari, Suriye’deki en büyük zorluğun ise zayıflamış kamu kurumları olduğuna dikkat çekti. Suriye’nin yeniden yapılanma ve inşa maliyetinin yaklaşık 400 milyar doları bulabileceği, bu maliyetin yüzde 65’inin konut kesiminden kaynaklanacağı tahmin ediliyor.
DW Türkçe’ye konuşan Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, Suriye’nin yeniden inşasında ve özellikle altyapısının yeniden ayağa kaldırılmasında Türkiye’nin başat rol oynayabileceğini söylüyor.
Türkiye’nin Suriye’ye çok yakın İskenderun bölgesinde büyük çelik tesislerine sahip olduklarına işaret eden Yayan, “Suriye’de inşaat seferberliği kaçınılmaz. Suriye’de demir çelik gereksiniminin yanı sıra öncelikle inşaat gereçlerine hızla ihtiyaç olacak. Bu tesislerden tırlarla çok uygun taşıma maliyetleri ile Suriye’ye ürün gönderebiliriz” diyor.
İlk etapta yıkılan yapılardaki hurdaların önemli bir hammadde kaynağı oluşturacağını, bu hurdaların Türkiye’ye taşınmasına fırsat verilmesi gerektiğini vurgulayan Yayan, “Kavrayıcı ve kucaklayıcı şekilde onların kıymet üretmelerini sağlamak ve yeniden inşaya destek vermeliyiz. Öngörüm Suriye’de 2-3 milyon tonluk bir çelik gereksiniminin oluşabileceği yönünde. Bu noktada en önemli konu yeni hükümetin barınmayı acil ihtiyaç olarak görmesi olacaktır” diye konuşuyor.
Hükümetin odağında enerji ve tarım var
Veysel Yayan, yeni rejimin Suriye’de tüm denetimi sağlaması için belli bir müddete ihtiyaç olduğunu, ülkede devlet otoritesi manasında hâlâ pek çok belirsizlik yaşandığını da dile getiriyor:
“Biz Türk iş dünyası olarak, çelik üreticileri olarak ilk etapta hemen doğrudan ürün gönderemeyiz. Suriye’de yeni düzen oturursa tahminen bahar aylarından itibaren olabilir. Bu da direkt Türk şirketleri tarafından değil, oradaki yerel iş ortaklarının mevcut finansal riskleri üstüne alması ile gerçekleşir. Yani bizim şirketlerimizin oraya direkt nüfuz etmesi yerine, orada yaşayan, yeni rejimle bağları olan insanlar ile alışveriş yapmamız gerekiyor.”
Yakın zamanda Ticaret Bakanı Ömer Bolat, iki ülke arasındaki 910 kilometrelik sınır boyunca işler olan 8 gümrük kapısı olduğuna işaret ederek “En öncelikli konularımız arasında Suriye ile ticaret, gümrük rejimi, yeni ticaret rejimi ve yatırımlar, müteahhitlik hizmetleri, yeniden imar gibi çalışmalar gündemimizin birinci sırasında yer alacak” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da kısa süre içinde bir heyetin bölgeye gidip enerji altyapılarını inceleyeceğini belirterek Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarından yararlanmak için bir çalışma içinde olduklarını kaydetti.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise Suriye’nin bitkisel ve hayvansal üretim ihtiyaçlarını belirleyerek destek olacaklarını belirterek “14 kişilik bir ekip kurduk, bir eylem planı hazırlamak üzere çalışmalarımıza başladık” diye konuştu.
“Şirketlerin ürettiği elektrik satılabilir”
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) eski başkanı ve Akyüz Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, iç savaş sonrasında Türkiye’ye kaçan ve uzun yıllardır burada yaşadıktan sonra şimdi yeniden ülkesine dönen ve dönecek olan tüccarların yeni devirde Türk şirketlerin en önemli partnerleri olabileceğini söylüyor.
Yeni periyotta önce sınır ticaretinin artacağını, ardından Suriye’de dengelerin yerine oturması ile birlikte Suriye’de ortak üretim ve doğrudan yatırımların gündeme geleceğini kaydeden Murat Akyüz, “Öncelikle alt ve üst yapının inşası için gereken inşaat gereçleri, ardından evlerde kullanılacak tüm plastik, sanayi, tekstil ürünleri ve elbette her tür gıda ürünü Türkiye’den sağlanabilir” diyor.
Öncelikle yapılabilecekler arasında enerji transferine dikkat çeken Akyüz, şu görüşleri dile getiriyor:
“Türkiye’de endüstriciler üretmiş olduğu elektriğin bir kısmını devlete satabiliyor. Devlet bu elektriğin belli bir kışını Suriye’ye yönlendirebilir. Bu yönde bir fırsat var.”
Akyüz Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz
Türkiye, Suriye’nin yeniden inşasında rol almak isteyen tek ülke değil. Körfez ülkelerinden Avrupa ülkelerine ve ABD’ye kadar pek çok büyük ekonomi, 23 milyonluk ülkedeki ticaret ve yatırım fırsatlarını yakından takip ediyor.
Ancak eş-Şera liderliğindeki yeni Suriye’nin ülkede istikrarı ne oranda sağlayabileceği ve ekonomiyi ayağa kaldırırken hangi ülkelerle daha fazla iş birliği yapacağı şimdilik belirsizliğini koruyor
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
2025’in İlk Faiz Toplantısı 23 Ocak’ta