32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
Aram Ekin Duran
Yüksek enflasyona karşı hala gözle görülür bir güzelleşmenin yaşanmadığı Türkiye’de, milyonlarca insanın en önemli harcama kalemi olan gıda eserlerinde fiyat artışları el yakıyor. Son açıklanan resmi datalara göre gıda enflasyonu yüzde 70 bandında seyrediyor. Bağımsız kuruluşların hesaplamalarına göre ise özellikle dar gelirlilerin gıda enflasyonu yüzde 110’u aşmış durumda. Yaz mevsiminde ziraî üretimin artmasına rağmen başta et ve süt ürünleri olmak üzere, gıda fiyatlarında yükseliş durmuyor.
Fiyat artışları durmak bilmiyor
Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) dana ve kuzu kesim fiyatlarının son 2 ayda 410 TL’den 310 TL’ye kadar gerilediği belirtiliyor. Lakin üretici tarafında yaşanan bu düşüş lokanta, market ve kasaplara yansımadı. Girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle vatandaşın satın aldığı et fiyatlarındaki yükseliş sürüyor. 1 kilo dana kıyma 500-700 TL, 1 kilo kuzu kuşbaşı ise 700-800 TL civarında satılıyor. Son olarak 20 Haziran’da İstanbul’da İBB tarafından satılan Halk Ekmek’e de yüzde 60 zam geldi. Böylelikle 250 gramlık bir ekmeğin fiyatı 5 liradan 8 liraya çıktı.
Gıda ithalatı 21 milyar doları geçti
Türkiye’de vatandaşlar bir yandan gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle sıkıntı yaşarken, diğer yandan iç talebi karşılayabilmek için gerçekleştirilen gıda ürünleri ithalatı da her geçen yıl artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) datalarına göre, 2019’da 14,9 milyar dolar düzeyinde olan Türkiye’nin gıda ürünleri ithalatı, 2023 sonu itibariyle 21,1 milyar dolara ulaştı. Gıda sektörü aynı devirde 26,5 milyar dolarlık ihracatla 5,4 milyar dolarlık dış ticaret fazlası vermiş olsa da, gıda ürünleri ithalatındaki yüksek fatura giderek kabarıyor.
Geçen yıl ithalatta ise en fazla ithal edilen ürün 3 milyar 402,4 milyon dolar ile buğday oldu. Buğdayı 1 milyar 679,3 milyon dolar ile soya fasulyesi ve 1 milyar 303,9 milyon dolar ile ham ayçiçeği yağı takip etti. Bu 3 ürün, geçen yıl itibarıyla toplam ithalatın yüzde 29,9’unu oluşturdu.
Geçen yıl ithalatta ise en fazla ithal edilen ürün 3 milyar 402,4 milyon dolar ile buğday oldu. Fiyatlardaki yükseliş unlu eserlere de yansıdı.
“Türkiye besinde dışa bağımlı olma yolunda”
DW Türkçe’ye konuşan İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Murat Kapıkıran’a göre, 1980 sonrasında uygulanan neoliberal siyasetler Türkiye’nin gıda eserlerinde ithalatçı hale gelmesine neden oldu.
Türkiye’nin artan nüfusu ile doğru orantılı bir tarım ve hayvancılık siyaseti ortaya koyamadığını dile getiren Kapıkıran, “Gıda üretimi siyasetleri çiftçiyi, üreticiyi desteklemekten uzaklaştıkça, ithalat daha cazip hale geldi. Dünyanın en büyük sanayi ülkeleri aynı zamanda en büyük tarım ülkeleridir. Türkiye ise tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı olma yolunda gidiyor” diye konuşuyor.
“Tarım nüfusu yüzde 5,4’e kadar düştü”
Türkiye’de ziraî üretimin artık kimse için cazip olmadığını, ziraî üretim düştükçe fiyatların daha da arttığını vurgulayan Kapıkıran, şunları söylüyor:
“Türkiye’de şu anda kırsal nüfusun yaş ortalaması 58. Bunlar da 3 -5 sene içerisinde tarım yapamayacak hale gelecekler. Şu anda Türkiye nüfusu içinde tarım nüfusu yüzde 5,4’e kadar inmiş durumda. Kendi topraklarımızı ekme geleneğimizi yitirmeye başladık. Gençler, orta yaşlılar tarım ve hayvancılık yapmak istemiyor. Zira garantisi yok, geçinemeyeceğini düşünüyor. Neredeyse Konya büyüklüğünde bir tarım yeri artık ekilmez duruma geldi. Bu ekilmezlikle bir arada de üretilen ürün yani gıda garantisini tehlikeye atar duruma geldik.”
En çok ithalat hayvan yemi, un ve yağ sektöründe
2023’teki gıda ithalatında, buğday nedeniyle Rusya ve Ukrayna ilk sırada yer aldı. Sektörel bazda ise en fazla ithalat 5 milyar 119 milyon dolar ile hayvan yemi, 3,7 milyar dolar ile un ve 3,5 milyar dolar ile bitkisel yağ kesimlerinde gerçekleştirildi. Aynı devirde et fiyatlarını düşürmek için yapılan canlı hayvan ithalatı ise 1,2 milyar dolar oldu.
Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu’nun (TGDF) TÜİK’in dış ticaret bilgilerini temel alarak hazırladığı TGDF Dijital Veri Paneli’ne göre, 2024’ün ilk 4 ayındaki gıda ürünleri ithalatı ise 7,5 milyar dolara ulaşmış durumda. 2024 sonunda gıda ürünleri ithalatının yaklaşık 25 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
“Meralar madenlere, otellere açıldı”
Gıda ithalatında hayvan yeminin ilk sırada yer almasının tarım siyasetlerindeki yanlışları gösteren çarpıcı bir işaret olduğunu vurgulayan Kapıkıran, “Türkiye hayvanlarını besleyecek meralarını koruyamadı. Meralar yapılaşmaya açıldı; mera topraklarında madencilik ruhsatları, otel ruhsatları verildi” diyor.
Resmi datalara göre, Türkiye’de toplam mera toprağının 14,5 milyon hektar civarında olduğuna işaret eden Kapıkıran, “Ama bizim alandan aldığımız bilgiler aslında bunun 10 milyon hektarın altına düştüğü yönünde. Bu yüzden son 10 yılda sırf hayvan yemine değil, sadece hayvan ithalatına 10 milyar dolara yakın para harcadık” diye konuşuyor.
Kapıkıran’a göre, yakın gelecekte çiftçinin birikimini korumayan bir tarım siyaseti nedeniyle, Türkiye’de tüketicilerin gıda ürünlerini daima artan fiyatlarla almaya devam edecek.
Yoksulun gıda enflasyonu yüzde 110
Son açıklanan resmi datalara göre, Türkiye’de gıda enflasyonu Mayıs 2024 sonu itibariyle yüzde 70,1 seviyesinde seyrediyor.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi’nin resmi bilgileri baz alarak yaptığı hesaplamalara göre ise, TÜİK’in hesapladığı gıda enflasyonu gerçeği yansıtmaktan uzak.
DİSK-AR’ın TÜİK datalarından yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre, emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 86,1 olurken, en yoksul yüzde 20’lik gelir kümesine mensup milyonlar insanın gıda enflasyonu ise yüzde 110,1 olarak gerçekleşti.
Dünyada düşüyor, Türkiye’de artıyor
Pandemi dönemi hariç tutulduğunda son 10 yıldır gıda fiyatları küresel ölçekte düşerken, Türkiye’de ise giderek artıyor.
DW Türkçe’ye konuşan İstanbul Kültür Üniversitesi İİBF İktisat Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, 2023’te OECD ülkelerinde gıda fiyatlarının yaklaşık yüzde 11 düşerken, Türkiye’de resmi bilgilere göre yüzde 78 arttığına işaret ediyor. Bugün Türkiye’de milyonlarca insanın yüksek enflasyondan en çok etkilendiği alanın gıda olduğunu kaydeden Prof. Alçın, “Geniş halk bölümlerinin harcamaları 3 alanda ağırlaşıyor: Gıda, ulaştırma ve barınma. Sadece tüketici açısından değil, tarım üreticisi açısından da tablo çok kötü. Örneğin son bir yıl içerisinde süt fiyatı markette yaklaşık iki katına çıkmışken süt üreticileri geçtiğimiz yıldan bu yana fakat yüzde 12 seviyesinde fiyat artışı gerçekleştirebildi” şeklinde konuşuyor.
“Hem tüketici hem üretici canından bezdi”
Yüksek gıda fiyatlarını engelleyemeyen Türkiye’nin son 40 yılda ‘tarımsızlaşma’ siyasetlerinin sonuçlarını yaşadığını ifade eden Sinan Alçın, “Mevcut enflasyon hem temel besinlerini almakta zorlanan tüketiciyi hem de ziraî üretici ve besiciyi canından bezdirmiş durumda” diyor.
Normalde yaz aylarında üretimin artmasıyla gıda fiyatlarının düşüşe geçtiği Türkiye’de, son 3 yıldır yaz aylarında fiyat düşüşleri yerine artışlar olduğuna vurgu yapan Alçın’a göre, gıda üretiminin yaz aylarında enflasyon üzerindeki olumlu etkisi giderek kayboluyor. Alçın, “Mevcut olumsuz tabloya bakacak olursak, gıda eserlerinde fiyat artışlarının devam edeceğini söyleyebiliriz” diye konuşuyor.
100 Bin Ton Rekolte Bekleniyor: Domatesler Yandı, Fiyatlar Düştü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.