34,4217$% 0.24
36,3410€% 0.26
2.843,63%0,34
4.842,00%0,35
19.366,00%0,34
2.570,22%0,12
9.420,42%1,29
T24 Dış Haberler
Kazakistan’da Türkiye, Rusya ve İran’ın garantörlüğünde oluşturulan Astana formatındaki Suriye konulu 22. Yüksek Seviyeli Toplantı sona erdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, bölgesel gelişmelerin Suriye’ye yansımalarının değerlendirildiği toplantıda alandaki güvenlik, insani ve ekonomik durum ile terörle mücadele eforları ele alındı.
Astana’da 11-12 Kasım’da düzenlenen toplantıda, Suriye’deki ihtilafın kapsamlı tahlilinin tek yolu olan siyasî sürecin canlandırılması imkanları üzerinde duruldu.
Astana formatındaki Suriye konulu görüşmelere ev sahipliği yapan Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev, Suriye sürecinde tüm tarafların aynı masada olduğu genel oturumda garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran’ın görüşmelere ilişkin ortak bildiriyi okudu.
Bildiride, Suriye krizinin kalıcı tahlilinde Astana Süreci’nin “öncü rolüne” vurgu yapıldı.
Gazze’de acil ateşkes çağrısı
İsrail’in Gazze’de devam eden saldırıları ile Lübnan ve Batı Şeria’daki taarruzlarının sert kınandığı ve “derin kaygıların” belirtildiği bildiride, “Gazze’de acil ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve bölgeye insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılmasını teminen BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası topluma davette bulunuldu.” ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, Lübnan’da acil ateşkes çağrısında bulunularak, “BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının uygulanması gerekliliğinin altı çizildi ve toplu sivil ölümlerin yanı sıra büyük çaplı altyapı yıkımına uğrayan Lübnan’a acil insani yardım ulaştırılmasının gereği vurgulandı. İsrail silahlı kuvvetleri tarafından UNIFIL’in kasıtlı olarak hedef alınmasına dair telaşlar dile getirildi.” denildi.
Suriye topraklarına Lübnan’dan göçe zorlanan yüz binlerce insanın kabul edilmesine yönelik eforlara dikkati çekilen bildiride, İsrail’in aksiyonlarının bölge genelindeki olumsuz yansımalarını önlemek üzere istişarelere devam edilmesine karar verildi.
Orta Doğu’da şiddetin tırmanmasının Suriye’deki duruma olumsuz tesirinin kabul edildiği bildiride, Lübnan’dan Suriye topraklarına geçmek zorunda bırakılanlara dair BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK), BM teşkilatları ve tüm insani yardım aktörlerinin bir acil durum mukabelesi geliştirmelerinin aciliyeti vurgulandı.
“İsrail’in ihtilafı bölgeye yaymasından dolayı kaygı”
İsrail tarafından ihtilafın bölge geneline yayılmasına dair büyük dertlerin beyan edildiği bildiride, İsrail’in, 1 Nisan 2024’te İran’ın Şam’daki Büyükelçiliği’nin konsolosluk kısmına ve İran topraklarına yönelik saldırıları da kınandı.
Bildiride, özellikle, İsrail’in bu bağlamda aldığı tüm karar ve eylemleri geçersiz sayan ve bunların hiçbir hukuki etkisi olmadığını değerlendiren BM Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 497 sayılılar başta olmak üzere tüm kararlarının hükümleri dahil, kozmik olarak tanınan uluslararası hukuk kararlarına uyulması ihtiyacı yeniden teyit edildi.
Suriye’deki krizin sonuçlarının aşılması için elverişli şartların yaratılması ve istikrarın sağlanması için gayretlerin artırılması gerektiğine işaret edilen bildiride, şunlar kaydedildi:
“Terörle mücadele edilmesi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (BMMYK) katılımıyla Suriyelilerin güvenli, istekli ve onurlu geri dönüşü için uygun şartların oluşturulması, siyasi sürecin canlandırılması ve tüm Suriyelilere insani yardımın engelsiz aktarılmasının sağlanması için Türkiye ile Suriye arasındaki bağlantıların karşılıklı hürmet, iyi niyet ve iyi komşuluk alakaları temelinde yeniden tesis edilmesine yönelik gayretlerin sürdürülmesinin kıymeti vurgulandı. İki ülkenin de birliği, toprak bütünlüğü ve egemenliğine hürmet prensibine tam bağlılık temelinde Türkiye ile Suriye arasında irtibatın devamının kıymeti teyit edildi.”
Tarafların, 25 Nisan 2023’te Moskova’da yapılan Savunma Bakanları toplantısında ve 10 Mayıs 2023’te düzenlenen Dışişleri Bakanları toplantısında alınan kararların takibi mahiyetindeki Rusya, İran, Suriye ve Türkiye’nin dörtlü format çerçevesindeki uğraşlarını memnuniyetle karşıladığı belirtilen bildiride, bu formatta bağlantının sürdürülmesinin değeri de vurgulandı.
Ayrılıkçı gündemlere karşı durmada birlikte çalışma kararlılığı ifade edildi
Tarafların, terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğünü zayıflatan ve sınır ötesi saldırılar ile sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı durma konularında birlikte çalışmaya devam etme istikametindeki kararlılıkları ifade edilen bildiride, “23 Ekim 2024 tarihinde Ankara’da TUSAŞ binasına yönelik gerçekleştirilen saldırı dahil olmak üzere, terörist kümelerin eylemleri ve Suriye’nin çeşitli bölgelerinde, farklı isimlerle faaliyet gösteren ve sivil tesisleri hedef alarak sivil kayıplara neden olan terörist gruplar kınandı. Suriye’nin kuzeyine dair alınan tüm kararların bütünüyle tatbik edilmesinin gereğine dikkati çekildi.” denildi.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki (İGAB) durumun detaylı olarak gözden geçirildiği ve İdlib’e ilişkin tüm mutabakatların tam olarak uygulanması suretiyle sahada sükunetin korunması gerekliliğinin altının çizildiği bildiride, “Üçüncü tarafların mevcut durumu daha da istikrarsızlaştırabilecek yıkıcı faaliyetlerine mahal verilmemesine işaret edildi. İGAB içinde ve dışında sivillere tehdit oluşturan terör kümelerinin varlığı ve faaliyetlerine ilişkin önemli kaygılar dile getirildi. İnsani durum dahil olmak üzere, İGAB içindeki ve çevresindeki durumun sürdürülebilir şekilde olağanlaşmasını sağlamak için daha fazla çaba gösterilmesi konusunda mutabakata varıldı.” ifadelerine yer verildi.
Suriye’nin kuzeydoğusundaki gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele ve yerel seçim girişimi kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü teşebbüsün reddedildiği kaydedilen bildiride, “(Ülkeler) Suriye’nin birliğini zayıflatmayı amaçlayan ve Fırat’ın batısından da gerçekleşen sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı koyma kararlılıklarını yeniden teyit etti.” ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, “Arap aşiretleriyle çatışmalara da neden olan zorla silah altına alma, barışçıl şovların bastırılması, eğitim alanındaki ayrımcı uygulamalar ve müfredat dayatma ile siyasi eylemlere, gazetecilere, toplanma hakkına ve seyahat hürriyetine getirilen kısıtlamalar dahil olmak üzere ayrılıkçı kümelerin Fırat’ın doğusunda sivillere yönelik her türlü zulmü karşısında derin endişe duyulduğunun” altı çizildi.
“Suriye’de askerî çözüm olamaz”
Herhangi bir ülkenin, ferdî etnik ve inanç nüfus kümelerinin terörist ve ayrılıkçı isteklerinin körüklenmesi ve bahsi geçenlerin silahla donatılmasına dönük her türlü gayretinin kınandığı bildiride, “Ülkeler, Suriye’de askeri çözüm olamayacağına dair kanaatlerini ifade etti ve ihtilafın BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu, BM’nin kolaylaştırıcılığında, Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, uygulanabilir ve kalıcı bir siyasi sürecin ilerletilmesine yönelik taahhütlerini yeniden teyit etti.” denildi.
Bildiride, Suriye Anayasa Komitesi’nin Suriye’de siyasi tahlilin teşvik edilmesindeki önemli rolünün altı çizildi ve Suriyeli tarafların yapan yaklaşımını sağlayarak komitenin çalışmalarına bir an önce yeniden başlaması ve Yazım Komisyonu’nun 9. cinsini gerçekleştirmesi çağrısında bulunuldu.
Astana formatındaki Suriye konulu 22. görüşme Kazakistan’ın başkenti Astana’da iki gün süren görüşmelerde Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı Suriye İkili İlişkiler Genel Müdürü Büyükelçi İhsan Mustafa Yurdakul‘un başkanlığındaki heyet temsil etmişti. Rus heyetine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentiyev, İran heyetine İran Dışişleri Bakanı Siyasi İşler Danışmanı Ali Asgar Hacı başkanlık etmişti. Şam yönetimi Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayman Raad, muhalefet ise Ahmet Tuma başkanlığındaki heyetlerle katılmıştı. Toplantılarda, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen başkanlığındaki heyetin yanı sıra BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Kızılhaç temsilcileri de bulunuyor. Görüşmelerde, Ürdün, Lübnan ve Irak’tan gözlemciler de yer almıştı. |
Bu bağlamda, sürdürülebilir ve etkili işleyişini sağlamak için Suriyeli taraflar ile kolaylaştırıcı pozisyonundaki BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’le daima angajman yoluyla Komite’nin çalışmalarını destekleme konusundaki taahhütlerin yeniden teyit edildiği aktarılan bildiride, Anayasa Komitesi’nin faaliyetlerini bürokratik ve lojistik mahzurlar olmaksızın yürütmesi ihtiyacı vurgulandı.
Toplantı yeri meselesinin aşılması dahil, Komite’nin çalışmalarını kesintisiz şekilde yürütmesi için tüm gerekli şartların derhal sağlanması çağrısında bulunulan bildiride, komitenin çalışmalarında, bir anayasa ıslahatı hazırlanması ve yazımı misyonunu yerine getirebilmesi için Tarz Kuralları ve Temel Çalışma Unsurlarına riayet etmesi gerektiğine dair tarafların inancı beyan edildi.
Suriye’deki insani duruma dair önemli kaygıların vurgulandığı bildiride, “Suriye Arap Cumhuriyeti hükümeti tarafından BM insani kuruluşlarının Türkiye ile olan Bab al-Hawa (Cilvegözü), Bab al Salam (Öncüpınar) ve Al Rai (Çobanbey) sınır geçiş noktalarını kullanabilmelerini sağlayan müsaadenin uzatılmasının altı çizildi. Suriye’nin kuzeybatısına yönelik BM sınır ötesi ve çizgi ötesi yardımları dahil olmak üzere, BM tarafından onaylanan tüm yol ve metotlarla tüm Suriyelilere kesintisiz insani yardım ulaştırılmasının sürdürülmesinin ehemmiyeti vurgulandı.” ifadelerine yer verildi.
İnsani yardımların ulaştırılmasının önündeki pürüzlerin kaldırılması ve ayrımcılık, politikleştirme veya ön koşul gözetmeksizin ülke genelindeki tüm Suriyelilere yönelik insani yardımların artırılmasının gereği vurgulanan bildiride, “Suriye’deki insani durumun iyileştirilmesi ve siyasi çözüm sürecinde ilerleme sağlanmasını desteklemek amacıyla uluslararası toplum, Birleşmiş Milletleri ve insani kuruluşları, temel altyapı varlıkları olan su ve elektrik tedarik tesisleri, sanitasyon, sağlık, eğitim, okullar, hastanelerin onarımı ile uluslararası insancıl hukuka uygun mayın temizleme faaliyetleri dahil erken toparlanma ve dayanıklılık projelerinin hayata geçirilmesi suretiyle tüm Suriyelilere yönelik yardımlarını artırmaya çağrıldı.” ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, mültecilerin ve yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye’deki ikamet yerlerine güvenli, onurlu ve istekli geri dönüşlerinin kolaylaştırılması, geri dönüş hakları ile bu süreçte desteklenme haklarının teminat altına alınması ihtiyacı vurgulanarak, “Suriyelilerin istekli ve onurlu geri dönüşleri için Suriye’de gerekli şartların oluşturulmasına yönelik çalışmaların sürdürülmesinin önemine dikkat çekildi.” denildi.
Bir sonraki Üçlü Zirve’nin Rusya’da yapılmasına ilişkin mutabakatın not edildiği aktarılan bildiride, Astana formatındaki Suriye konulu 23. görüşmelerin 2025 yılının ilk yarısında gerçekleştirilmesinin kararlaştırıldığı belirtildi.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
CHP’li Nazlıaka: Günlük 5 Lira Çocukları Hayatta Tutmaya Yetmiyor, Daha Kaç Çocuk Ölecek!