32,6787$% -0.24
35,1584€% 0.19
2.446,22%-0,15
3.959,00%-1,37
15.861,00%-1,37
2.327,51%0,05
10.379,86%-2,52
Türkiye ve Suriye’den en üst seviyede yapılan karşılıklı açıklamalar, 2023 ortasında donan Ankara-Şam normalleşme sürecinin yeniden canlanmasına yönelik beklentileri artırdı. Süreçte “kolaylaştırıcı” olarak rol oynayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşme bu açıdan da önemli görülüyor. Sürecin geleceği, Suriye’nin “Önce Türk askeri topraklarımızdan çekilsin” ön şartını ne kadar esnettiğine göre şekillenecek.
Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşir Esad’ın geçen hafta yaptığı açıklamalar, 2022 sonunda başlayan lakin geçen yıl kesilen Ankara-Şam normalleşme süreci açısından yeni bir periyodun başlayabileceğini gösterdi.
Suriye haber ajansı SANA, Esad’ın 26 Haziran’da Rusya’nın Orta Doğu Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev ile yaptığı görüşmeye ilişkin haberinde, iki yetkilinin Türkiye-Suriye sürecini de ele aldıklarını kaydetti. Haberde, Esad’ın, “Suriye-Türkiye münasebetine ilişkin her türlü teşebbüse açık olduğunu” söylediği vurgulandı.
Aynı habere göre Esad, Türkiye ile müzakerelerin Suriye devletinin tüm toprakları üzerinde egemenliğini sağlaması ve “terörle mücadeleye” odaklanılması prensipleri üzerine inşa edilmesi mesajını verdi. Esad ayrıca, “herhangi bir teşebbüsün muvaffakiyetinin ve verimliliğinin ülkelerin egemenlik ve istikrarına saygıyla” irtibatının altını çizdi.
Suriye başkanının açıklamasında, “Türk askerinin çekilmesi” gibi bir şarttan bahsetmemesi, bunun yerine “egemenliğe saygı” referansında bulunması dikkat çekti.
Esad’ın açıklamalarına cevap, iki gün sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’dan geldi.
Suriye ile diplomatik ilişki kurulmaması için hiçbir neden olmadığını kaydeden Erdoğan, “Yani biz Suriye’yle bu ilgileri geliştirmekte geçmişte nasıl birlikteysek yine aynı şekilde birlikte hareket ederiz. Suriye’nin de iç işlerine karışmak gibi bir kaygımız, bir hedefimiz asla olamaz” dedi.
Erdoğan’ın kısa açıklamasında iki kez “Suriye’nin içişlerine karışmak gibi bir emellerinin olmadığını” söylemesi, Şam idaresine verilmiş mesaj olarak yorumlandı.
Rusya zamanlamaya dikkat çekti
Ankara-Şam ilgilerinin düzelmesi için birkaç yıldır devrede olan Moskova, zamanlamaya ve değişen şartlara dikkat çekti.
Lavrentiev’in Esad ile görüşmesi sırasında arabuluculuklarının başarısı için şartların her zamankinden uygun, Rusya’nın da çalışmaya hazır olduğunu kaydettiği basına yansıyan haberlerde yer aldı.
Rusya, Türkiye ile Suriye arasındaki ilk doğrudan görüşmeleri 2022’in son günlerinde ayarlamıştı.
Türkiye ve Suriye savunma bakanlarının Moskova’daki görüşmesinin ardından sürece İran da dahil edilmiş ve Mayıs 2023’te de dört ülkenin dışişleri bakanlarının iştirakiyle ikinci üst seviye toplantı yapılmıştı. Lakin süreç, Türkiye’de seçimlerin tamamlanması ve Erdoğan’ın kurduğu yeni hükümetin işbaşına gelmesinin ardından askıya alınmıştı.
Bunun en önemli nedeni Şam idaresinin siyasi müzakerelere geçmek için önce Türk askerinin Suriye’den çekilmesi şartı olarak gösterilmişti.
Suriye’nin ‘Önce Türk askeri çekilsin’ şartı masada olacak mı?
Türkiye, güvenlik meselelerinin devam ettiğini kaydederek bu evrede askerlerini çekemeyeceğini, “terörle mücadele” konusunda Şam ile işbirliği yaparak bu süreci ilerletmek istediğini kaydetmişti.
Suriye’de barış ve istikrarın tam olarak sağlanmasının ardından Türkiye’nin de askeri mevcudiyetini sona erdireceği, üst seviye Türk hükümet yetkililerinin sıklıkla dile getirdiği ögeler arasında yer alıyor.
Ankara’da yapılan değerlendirmelerde, yeni bir süreç başlasa dahi bunun ilerletilmesinin, Suriye’nin Türk askerinin çekilmesi şartını ne kadar esnetebildiği ile ilişkili olacağına dikkat çekiliyor.
Türkiye’nin Suriye ile normalleşme süreci sayesinde hem güvenlik sorunlarını çözmek hem de sayıları 4 milyona yaklaşan Suriyeli mültecinin ülkelerine dönmelerini sağlamak istediği biliniyor.
Türkiye aynı zamanda Suriye idaresinden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 saylı kararı uyarınca ülkedeki muhalefet ile yeni bir anayasa yazımı ve seçimlere gidilmesi bahislerinde adımlar atmasını da bekliyor.
Savaşın yayılması tehlikesi, YPG’nin seçim girişimi
Ankara’da yapılan değerlendirmeler, Rus yetkilinin işaret ettiği değişen şartların Şam idaresinin konumunu yumuşatmasını etkilemiş olabileceğini gösteriyor. Bu kapsamda, dört önemli gelişme dikkat çekiyor:
Süreç nasıl ilerleyecek?
Ankara-Şam sürecinin bundan sonra alacağı halin ilk evrede Erdoğan ile Putin’in 3-4 Temmuz’da Astana’da düzenlenecek Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi kapsamında yapmaları beklenen ikili görüşmede ele alınması öngörülüyor. İki önderin görüşmesinden çıkacak anlayışa göre sürecin planlanabileceği kaydediliyor.
Ankara-Şam görüşmelerinin temeli ilk kademede iki ülke istihbarat ünitelerinin görüşmeleriyle başlamıştı. Bu görüşmelerin belli bir olgunluğa erişmesinin ardından konu hükümetlerin önüne gelmiş, savunma ve dışişleri bakanlarının idaresine devredilmişti.
İspanya’da Yargıtay, Ayrılıkçı Katalan Siyasi Önderlere Genel Affı Geçersiz Kıldı