38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
4.099,20%-0,71
6.779,00%-0,74
27.034,00%-0,75
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
DOLAR 38,4292
EURO 43,8350
ALTIN 4.099,20
BİST 100 9.432,55
İmsak 02:00
ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Netanyahu görüşmesi gündemdeki yerini koruyor. Trump, Erdoğan’ın siyasetini beğendiğini söyledi, Suriye konusunda halini takdir etti. Peki, Türkiye Suriye’de neyi başardı? CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova aktardı.
Dicle Canova’nın ifadeleri şöyle:
1982 Lübnan Savaşı ve sonrasından beri izlediği bir politika var. Etrafında küçük ve istikrarsız ülkeler olmasını tercih ediyor. Bu minvalde Suriye’yi de bölmek istediği, temel maksadının bu olduğu biliniyor. Şimdi, Suriye’de Ahmet Eş-Şara idaresini kabullenmediği de görülüyor.
Türkiye ise tam ters durumda, yani birlik bütünlüğünü ve istikrarı sağlamış güçlü bir Suriye maksadında. Bunun için de yeni yönetime destek veriyor.
TÜRKİYE SURİYE’DE ÜS KURACAK MI?
Bu durum İsrail cephesinde bir tehdit olarak algılanıyor. O yüzden de Oval Ofis’teki basın toplantısında Netanyahu, “Suriye’nin, Türkiye dahil kimse tarafından İsrail’e saldırı için bir üs olarak kullanılmasını istemiyoruz” dedi. Ve Trump ile “Türkiye ile bu çatışmanın nasıl önlenebileceğini” konuştuklarını söyleyip ABD başkanının bu doğrultuda arabulucu olabileceğine işaret etti.
Zaten öncesinde Suriye’de gerçekleştirdiği hava saldırıları ile de vermek istediği mesaj buydu; Türkiye’nin olası üs noktalarını vurduğu savında ama şimdi Türkiye’nin nerelere üs kuracağı netleşmedi, onu da belirtelim. Onun ötesinde oradaki etnik kümeleri hareketlendirme, organize etme gayretleri, Rusya’yı tekrar Suriye’ye çekme uğraşları, bazı Avrupa ülkelerinin de İsrail ile Türkiye arasında gerilimi tırmandırıp SDG’ye sahip çıkma eforları net olarak okunuyor. Bunlar Türkiye’nin dikkatini dağıtma, suratını kesme teşebbüsleri olarak görülüyor.
Etkisi olur mu? Hayır. Ankara, cuma günü Suriye geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmet Eş-Şara’yı ağırlamaya hazırlanıyor. Türkiye ile Suriye arasında bu kez daha somut adımları beraberinde getirecek bazı kararların alınması bekleniyor.
“BİZ GEREKLİ GÖRDÜĞÜMÜZDE ADIM ATARIZ”
Netanyahu’nun “üs istemiyoruz” sözlerine dönük Ankara’daki genel havaya bakıldığında şunları söyleyebilirim: “Biz gerekli gördüğümüz adımları atarız” noktasında bir duruş var. “Suriye’deki faaliyetler 2 hükümran ülke arasında yapılacak muahedeler kapsamında, uluslararası hukuka uygun, hem Suriye’nin hem de bölgenin istikrarına katkı sağlayacak şekilde olacak. Üçüncü ülkeleri hedef almak gibi bir niyet yok” mesajı her vesileyle vurgulandı, vurgulanıyor, vurgulanacak.
Dolayısıyla Şara’nın Ankara ziyareti bu kez çok daha önemli ve yeni adımları beraberinde getirebilir. Her şeyden önce SDG ile yapılan anlaşma için Ankara, belirli bir süre uygulamayı görmek istediğini söylemişti; şimdi beklenildiği gibi bir hareketlilik yok, bu da önemli konu başlıkları arasında olacak. Askeri işbirliği anlaşması bir süredir üzerinde çalışılan belirli bir yol haritasının formlandığı bir konu… O da konuşulacak. Üs konusunda şimdi nerelere ve hangi kapsamda kurulacağı netleşmedi, ancak Şara ile yapılacak görüşmeler sonrası yeni adımlar gelir mi, bakacağız. Yani orada, Suriye ile birlikte yapılacak işler konusunda, bu kez sözlü de olsa bazı mutabakatların sağlanması ve ardından hayata geçirilmesi beklentisi yüksek.
Sadece Suriye ile değil, Irak ile de bu hafta temas olabilir, işbirliği genişleyecek. Irak ile de dışişleri ve savunma yetkililerinin katılacağı Antalya Diplomasi Formu’nda güvenlik düzeneği kapsamında pazar günü bir toplantı yapılması, şimdi netleşmese de söz konusu olabilir.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sınır güvenliği ve terörle mücadele için bölgede Türkiye-Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak ile bir platform oluşturacaklarını açıklamıştı. Taraflar bu kapsamda birbirinden tehdit gördükleri kümelere karşı önlem almasını isteyecek. Hatta Fidan dedi ki; “Hiçbir kaçakçı, terör örgütü ve kriminal kümenin bölgede Türkiye, Suriye ve Irak hükümetlerinin toplam gücünden daha güçlü değil. İyi niyetle bir araya gelindiğinde ezilmeyecek grup yok.” Tüm bunlar da bazı güç odaklarını rahatsız ediyor elbette.
Türkiye ile İsrail arasında çatışma olmaması için ABD ne yapabilir? Trump’ın kastettiği makul olma hali nedir? Belli ki bir orta yol bulma çabası göreceğiz. O ne olabilir? Çatışmasızlık konusu ancak teknik düzeyde bilgilendirme ile çözülebilir gibi duruyor. Yani örneğin hava sahası kullanılırken önden bilgi verilmesi, yapılacak faaliyetlerin önceden söylenmesi.
Türkiye tam da bu sebeple Şam’da askeri ateşe görevlendirdi. Bu tip diyalogların yürütülmesi temel amaçtı. Hakan Fidan’ın, “Suriye’de İsrail ile herhangi bir çatışma görmek istemiyoruz. Çünkü Suriye Suriyelilere aittir. Suriye Türkiye’ye ait değildir, İsrail’e ait değildir. Suriyeliler adına konuşamayız. Ancak Şam’daki yeni yönetim, Türkiye gibi Suriye’nin komşusu olan İsrail ile belirli anlayışa sahip olmak istiyorsa, bu onların kendi bileceği iştir.” kelamlarının de altını çizmek gerekir.
Bu noktada tahminen İsrail’in de artık yeni Şam yönetimi ile bir şekilde diyalog kurması gerekebilir. Ne olacağını göreceğiz. Ama Suriye başlığında ihtiyatlı iyimserliğin genel olarak Ankara’nın duruşuna hakim olduğunu söyleyebilirim. Oradaki sıkıntıların çözüme kavuşması hem kolay değil hem de kısa sürede gerçekleşmesini beklemek gerçekçi olmaz.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Adalet Bakanı’na Soruldu: Tutuklu Öğrencilerin Eğitim Hakkının Fiilen Ortadan Kaldırılmasında Nasıl Bir Sorumluluk Üstleniyorsunuz?