34,2712$% 0.01
37,3280€% 0.22
3.020,22%-1,64
5.065,00%-1,04
20.200,00%-1,05
2.741,23%-1,65
8.863,88%-1,58
İSO, yeşil üretime ve dijital dönüşüme uyum halinde katma değeri yüksek ürün geliştirerek bakır üretiminde ihracatı artırmak ana amacıyla Ulusal Bakır Tepesi’ni, İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenledi.
Ekinlikte konuşan Bahçıvan, küresel rekabetin her geçen gün daha zorlu hale geldiğini belirterek, sanayi sektörünün, sürdürülebilir ekonomik büyümenin ve toplumsal kalkınmanın temel ögesi olarak öne çıktığını söyledi.
Sanayi ve üretimin temel girdilerinden birinin ham madde olduğunu, endüstride metal ham madde denilince akla ilk gelen ürünler arasında bugünkü aktifliğin konusunu oluşturan bakır ve bakır alaşımlarının yer aldığını anlatan Bahçıvan, insanlığın kullandığı ilk metallerden biri ve ilk alaşımın komponenti olmasının bakırı kadim bir gereç haline getirdiğini, birçok sektör açısından kritik ham madde olarak da stratejik önem taşıdığını aktardı,
Bahçıvan, şöyle devam etti: “Bakır, özellikle otomotiv, enerji, beyaz eşya ve elektronik gibi katma değerli endüstrilerde kritik bir bileşen. Enerji altyapısı, yenilenebilir enerji ve elektrikli araç teknolojileri gibi geleceğe yönelik yatırımların çoğalmasıyla, bakırın endüstrideki ehemmiyeti her geçen gün artmaktadır. İstanbul Sanayi Odası olarak 2022 yılında yayımladığımız Bakır ve Bakır Alaşımları Sanayii İmalat Sanayii sektör raporuna göre, Türkiye’de güneş paneli, rüzgar tribünü ve elektrikli arabalarda 2020 yılında 2 bin 200 ton bakır kullanılmışken, bu sayının 2025 yılında 6 bin 700 tona, 2030 yılında ise yaklaşık 20 bin tona ulaşması beklenmektedir. Bu sayılar bile bakırın yakın gelecekte endüstrimiz için kıymetini ortaya koymak için kafidir. İşte bu noktada, bugün kamu, STK ve sanayi temsilcileri, değerli akademisyenler ve öğrencilerimizle bakır sektörünün geleceğini kıymetlendirmek üzere bir araya gelmiş olmayı çok anlamlı buluyorum.”
“Türk bakır sektörü küresel ölçekte önemli bir konuma sahiptir. Rafine bakır üretim kapasitesinde ve tüketimde dünyada ilk 10 ülke arasında yer alan sektör, net ithalatçı pozisyonuna rağmen otomotiv, beyaz eşya, inşaat gibi temel ihracatçı dallarda girdi olarak kullanılması nedeniyle ülkemizin katma pahasına dolaylı yoldan çok önemli katkı sağlamaktadır.” değerlendirmesini yapan Bahçıvan, şunları kaydetti:
“Uluslararası standartlarda mamul üretebilen, piyasa ve talep şartlarına uyum gücü yüksek firmalarımızın yer aldığı bu kesimde Türkiye, büyüyen coğrafyalara yakınlığının yanı sıra teknik bilgi ve tecrübesi ile küresel paha zincirlerindeki dönüşümden pay almaya aday. Bununla birlikte, ülkemizde izabe tesislerinin yetersizliği, bakırın ne yazık ki işlenmeden yurt dışına gönderilmesine ve ülkemizde kalması gereken katma değerin yurt dışına transfer edilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle gerek kendi bakırımızı gerekse başka ülkelerin bakırını işlemek üzere lojistik olarak elverişli yerlere yeni izabe tesisleri kurulmalıdır.”
Bahçıvan, küresel ticaretin dinamiklerini değiştiren yeşil ve dijital dönüşüm açısından bakıldığında bakır sektörünün bu alanda riskleri kadar avantajlarının da olduğunu gördüklerini vurguladı.
Bakırın, yapısı gereği performans kaybı olmadan tekrar tekrar geri dönüştürülüp kullanılabilen birkaç ham maddeden biri olduğunu, yenilenebilir güçteki yoğun kullanımı ve yeşil dönüşüm açısından avantaj sunduğunu ifade eden Bahçıvan, bununla birlikte kesimin su kullanımı, atık üretimi ve sera gazı emisyonları gibi çevresel risklerle karşı karşıya bulunduğuna dikkati çekti.
Bahçıvan, “Bakır sektörü, sadece ham madde olarak değil, aynı zamanda katma değerli ürünlerin geliştirilmesiyle de ekonomimize katkı ve istihdam oluşturma potansiyeline sahip. Sektör hem yerel hem de küresel ekonomide önemli bir rol üstlenmiş durumdadır.” diye konuştu.
“AR-GE ve inovasyon çalışmaları önem taşıyor”
Sektörün küresel rekabette öne çıkmasında AR-GE ve inovasyon çalışmalarının önem taşıdığının altını çizen Bahçıvan, yüksek saflıkta bakır üretiminin daha verimli sürece teknolojileri ve geri dönüşüm süreçlerinin geliştirilmesiyle bu alandaki rekabet gücünü artıracağını, yerli teknolojilerin geliştirilmesi ve üniversite sanayi işbirlikleri yoluyla endüstriyel uygulamalarda daha yenilikçi tahlillerle kullanılarak sektöre önemli katma paha sağlayacağını dile getirdi.
Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “AR-GE çalışmaları ve inovasyon projelerinde üniversitelerle işbirliği yapmak, sektöre hem bilgi transferi sağlayacak hem de yeni teknolojilerin uygulanabilirliğini hızlandıracaktır. Üniversite sanayi işbirliği kapsamında yürütülecek ortak araştırmalar ve açılacak ortak araştırma laboratuvarları, sektöre yetenekli insan kaynağı kazandırırken inovasyon ekosisteminin güçlenmesine katkı sağlayacak; bu işbirlikleri kesimin AR-GE teşviklerinden daha etkin yararlanmasına ve projelerin hızla hayata geçirilmesine imkan tanıyacaktır. Bu noktada, bakır sektörüne yönelik teknoloji muhtaçlıklarının belirlenmesi, AR-GE faaliyetlerinin yürütülmesi, gerekli insan kaynağının yetiştirilmesi ve dalın uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesi için enstitü benzeri bir yapılanma faydalı olacaktır. Bunun da en doğru adresinin İstanbul Teknik Üniversitemiz olacağı görüşündeyim. Yüksek katma değerli ürünlerin üniversitelerimizdeki bilgi birikiminin esere dönüştürülmesi ile ortaya çıkabileceğinin şuurundayız. Üniversitelerdeki akademik bakış açısının, endüstrinin ticari deneyimiyle buluşması, ülkemizin rekabet gücünün arttırılması için kritik bir öneme sahip. Bu çerçevede ülkemizin en önemli üniversitelerinden olan İTÜ ile Türkiye sanayi sektörünün yüzde 40’ını temsil eden İstanbul Sanayi Odasının öncü bir rol üstlendiğini söyleyebilirim.”
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal ise “Sektörün lokomotif olduğu teşebbüslerin daha başarılı olduğunu bir akademisyen olarak da söylemem lazım. Diğer türlü kesinlikle akademik topluluğun yaptığı katkılar hem de akademik toplantılar önemli.” dedi.
Mandal, bakırın hem ısı hem de elektriksel anlamda iyi bir iletken olduğunu vurguladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu da bakırın katma pahasının biraz düşük olduğunu, daha çok işlenmesi gerektiğini söyledi.
Tecdelioğlu, “Bu konuyla ilgili tüm paydaşlarımız hem Ticaret Bakanlığından paydaşlarımız hem de Sanayi Bakanlığından paydaşlarımız bizlerle birlikte oldular. Katma değerli ürün üretmek önemli. Bakırın biz neredeyse yüzde 95’ini ithal ediyoruz. İthalata dayalı bir ham unsurla mücadele vermek zorundayız. Bu ithalata dayalı ham hususun kolay taşınabilir olması, kolay bir şekilde elimizin altında olması için de biz İhracatçılar Birliğiyle bir arada bunun stratejik metal stratejisinde bakılması, Cumhurbaşkanlığımızın, bakanlıklarımızın ve devletimizin bakırı stratejik metal statüsünde görerek bununla ilgili çalışmalar yapmasıyla ilgili teşebbüslerde bulunuyoruz.” açıklamasında bulundu.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Kkm Bakiyesi Yaklaşık 48,5 Milyar Dolara Geriledi