35,3492$% 0.1
36,6598€% -0.19
3.008,75%0,62
4.950,00%0,38
19.737,00%0,38
2.647,53%0,51
9.972,03%-1,13
Türkiye‘de obez çocukların oranı artıyor. Uzmanlar, bu artışta ekran karşısında geçirilen sürenin kritik önem taşıdığında hemfikir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), obeziteyi “Sağlığı bozacak ölçüde bedende olağandışı veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlıyor. Obezite, uzunluk ve kiloya dayalı vücut yağı ölçüsünün (vücut kitle indeksi) 30 veya daha yüksek değere sahip olduğu durumlarda ortaya çıkıyor.
Araştırmalar, çocuklarda görülen obezitenin çarpıcı bir şekilde arttığını gösteriyor. Dünyada 5-19 yaş arası 160 milyon obez çocuk var. Ergenlik döneminde görülen obezite 1990’dan bu yana dört katına çıktı.
Peki Türkiye’de durum ne?
Bu alanda en kapsamlı araştırma, Sağlık Bakanlığı tarafından 2016 yılında yapıldı. İlkokul çağındaki çocukların örneklem seçildiği bu araştırmaya göre, çocukların yüzde 10’u obez, yüzde 25’iyse fazla kilolu.
Akıllı telefon, tablet gibi teknolojik aygıtların kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte çocuklarda fizikî aktivitenin azalması ve beslenme alışkanlıklarının olumsuz yönde değişmesi, öne çıkan iki sebep olarak görülüyor.
Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Dilek Yazıcı, “Çok hızlı bir şekilde artıyor. Önceden buz dağının ucunu görüyorduk ama şimdi buz dağı tamamen ortaya çıkmaya başlıyor” diyor.
Türkiye Obezite Araştırma Derneği’nin başkan yardımcısı olarak görev yapan Prof. Dr. Yazıcı, bir hastalık olarak tanımlanan obezitenin karmaşık bir yapısı olduğu görüşünde.
“Enerji alımındaki artış ve enerji harcanmasındaki azalma sonucu bedenin istikrarı bozuluyor. 2010’da iPhone’un çıkmasıyla obezite sıklığı direkt artmaya başladı. Çünkü bütün gün ellerinde bu aygıtlarla çocuklar hareketsiz bir şekilde oturuyorlar.”
Çocukluk çağı obezitesi üzerine çalışanlar, sıhhatsiz yiyeceklerin çok ucuz ve kolay ulaşılabilir olmasının önemli bir sorun olduğunun altını çiziyor.
Ayrıca, besin değeri düşük paketli besinler, ayaküstü tüketilebilecek fast food yiyecekler, şekerli ve gazlı içeceklerin özendirilmesi de sorunu derinleştiriyor.
Öte yandan ebeveynler “Büyüyünce verir”, “Boya gider”, “O daha çocuk, yakar” gibi savunmalarla kilo problemini geçici görme eğiliminde olabiliyor.
Araştırmalar, bunun tam aksisini söylüyor. Çocukken fazla kilolu ya da obez olanların bu sorunu yetişkinliğe taşıma ihtimalleri hayli yüksek.
Prof. Dr. Yazıcı, çocukluk çağında edinilen sıhhatsiz beslenme alışkanlığının ömür boyu devam edebileceğini vurguluyor.
Ayrıca çocukluk çağında aşırı kiloya bağlı olarak ortaya çıkan diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi hastalıklar yetişkinlikte de devam edebiliyor.
Çocuklar şişmanlatıcı bir etrafta yaşıyor
Obezite, son yıllarda hem dünyada hem de Türkiye’de bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınıyor. Bunun nedeni hastalığın yaygınlaşması.
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Sibel Sakarya’ya göre çocuklar şişmanlatıcı bir etrafta yaşıyor ve bu durum obezitenin artmasına sebep oluyor.
“Bir çocuğun, içinde yaşadığımız dünyada şişmanlıktan kaçması epey zor. Cep telefonu kullanımı, bilgisayar oyunları, influencer denen kişilerin kullandığı bir takım stratejiler, ürün yerleştirme gibi formüllerle sıhhatsiz yiyeceklerin reklamının yapılması gibi faktörleri bir düşünün.
“Aşırı kentleşme nedeniyle çocukların oyun oynayacağı alanlar da kısıtlı. Şişmanlatıcı bir dünyada ve etrafta yaşarken şişmanlamamak epeyce zor.
“En kolayından marketlerde alışveriş yaparken bile çocuklar bu sanayinin kurduğu tuzaklara düşüyorlar. Zararlı yiyeceklerin konulduğu raf yüksekliği bile çocukların kolayca görebileceği şekilde ayarlanıyor.”
‘Yoksul çocuklar obeziteden daha çok etkileniyor’
Obezite tüm çocukları aynı şekilde etkilemiyor. Yoksul çocukların obeziteden daha çok etkilendiğini belirten Prof. Dr. Sakarya, “Bu, eşitsizlikleri geliştiren ve derinleştiren bir sorun” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Gıda güvensizliği denen bir problemimiz var. Sağlıklı besine daima erişimi olmayan yoksul kısımlar besine ne zaman ulaşabilirlerse ondan olabildiğince çok faydalanmak istiyorlar. Çünkü ‘Bir daha bulabilir miyim?’ endişesi var.”
Gıda enflasyonunun yüksek seyrettiği Türkiye’de, sağlıklı beslenmek bir bütçe meselesi haline geldi.
Türkiye, 38 OECD ülkesi arasında gıda fiyatlarının en çok arttığı ülke.
TÜRK-İŞ’in Kasım 2024’te açıkladığı sayılara göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 20 bin 562 TL’ye yükseldi. Bu rakam 2025 için açıklanan asgari ücretin neredeyse tamamına denk geliyor.
Prof. Dr. Sakarya, yoksulluğun besin tercihini doğrudan etkilediğini vurguluyor.
“Sağlıklı besinlerin fiyatlarının yüksek olması sebebiyle yoksul kesitler, daha ucuza karnını doyurabilecek karbonhidrattan şekerden zengin ama mineralden, vitaminden yoksul besinleri alıyor. Yani yoksulluk ve obezite arasında giderek güçlenen bir ilişki var.”
Düzenli beslenmenin obezitenin gelişimini engellediğini belirten Prof. Dr. Sakarya, öğün atlayan ve özellikle kahvaltı yapmadan okula giden çocukların obeziteye yatkınlık gösterebileceğini söylüyor.
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın (PISA) 2022 sonuçlarına göre Türkiye’de beş öğrenciden biri hafta en az bir kez öğün atlıyor. Öğrencilerin yüzde 1,9’u ise “her gün” ya da “neredeyse her gün” öğün atladığını bildiriyor.
Okullarda ücretsiz bir öğün sağlıklı yemek ve temiz su verilmesinin, kamu otoritesinin alabileceği en kritik tedbirlerden biri olduğu belirtiliyor.
Türkiye’de hangi önlemler alınıyor?
Sağlık Bakanlığı’nın 2024-2028 eylem planı, obezitenin 5 yılda kademeli olarak azaltılmasını hedefliyor.
Bu doğrultuda, gıda etiketlerinin tüketiciler tarafından daha anlaşılabilir olması için yeni düzenlemeler yapılması bekleniyor.
Prof Dr. Yazıcı, Türkiye’de gıda etiketlerinin anlaşılır olmadığı ve zor okunduğu görüşünde. Yazıcı, sağlık okuryazarlığının artırılması için doğru ve ayrıntılı bilgi verilmesi gerektiğini ifade ediyor.
“Avrupa’da bu besinler için besinlerin etiketlerinde trafik lambası gibi kırmızı, sarı ve yeşil göstergeler konulmuş. Mesela, bu yol burada da uygulanabilir.”
Öte yandan 2016’da Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkardığı genelgeyle okullarda kızartma, cips, çikolata, gofret, şeker, kek ve tatlandırıcılı içecek gibi ürünlerin satılması yasaklandı.
Uzmanlar bu düzenlemenin birçok olumlu etkisi olduğunu belirtiyor. Ancak ilk ve ortaokul kademesiyle sınırlı tutulan bu düzenleme, lise seviyesinde uygulanmıyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Tesla’nın Cybertruck’ı Trabzon’da Ortaya Çıktı