32,5710$% -0.24
35,0514€% -0.15
2.438,10%-0,38
3.983,00%-0,22
15.954,00%-0,24
2.324,41%-0,31
10.446,24%1,00
Kayseri’de çocuk istismarı argümanlarının ardından başlayan ve başka kentlere de yayılan olaylarda pek çok göçmenin iş yerleri ve araçları yakıldı. Göçmen aykırılığı üzerinden bir araya gelen gruplar, “Suriyeli istemiyoruz” sloganları attı.
Göç Yönetimi Başkanlığı’na göre Türkiye’de kayıtlı, geçici koruma kapsamında yaşayan 3 milyon 112 bin Suriyeli bulunuyor. Göçmen dernekleri, buna ilaveten kayıt dışı on binlerce göçmenin Türkiye’de ikamet ettiğini düşünüyor. Pekala yaşanan şiddet olayları 3 milyonu aşkın Suriyeliyi nasıl etkiledi?
“Mülteciler için hayat zorlaşıyor”
DW Türkçe’ye konuşan İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır mülteciler için hayatın her geçen gün daha da zorlaştığını ifade ediyor. Bu olayların derin bir geçmişi olduğunu ve göçmenlerin uzun müddettir korku yaşadığını aktaran Çorabatır, “Olay politikleşmiş vaziyette. İnanılmaz bir dezenformasyon var. Bu dezenformasyonlarla birlikte göçmen meselesi siyasi bir koz haline geldi” diyor.
“Mültecileri istemiyoruz, ülkemizi işgal ediyorlar” gibi nefret telaffuzlarının şiddeti körüklediğini belirten Çorabatır hala Türkiye bütçesinden kart ve maaş verildiğine dair yalan haberlerin sirkülasyonda olduğunu ifade ediyor. Seçim periyotlarında nefret telaffuzlarının arttığını vurgulayan Çorabatır, siyasalların nefret telaffuzunu şuurlu bir şekilde körükleyerek Türkiye’nin seçkin kesitlerine yönelik siyasi araç olarak kullandığını, iktidar partisinin de buna karşı, esnek olan siyasetlerini sertleştirdiğini belirtiyor.
Bu durumun fiili olarak zorla geri gönderme siyasetine dönüştüğünü ve geri gönderilen mülteci sayısında artış olduğunu ifade eden Çorabatır, “Tüm partiler bu telaffuzun oy getirdiğini gözlemledi. Hükümet de iltica müracaatlarını almamak, geciktirmek gibi bir formül belirledi. Bu da ülkelerinden kaçmış insanları kayıt dışı bir hale soktu. Kayıt dışı bir göçmen insanlık dışı koşullarda çalışmak zorunda kalıyor, çocuğunu okula yazdıramıyor, hastaneye gidemiyor. Halbuki bu insanlar legal sığınma hakkını kullanmak istiyor” diyor.
Metin Çorabatır: Saldıranlar cezasız bırakılıyor
Siyasilerin oluşturduğu nefret telaffuzunun sokakta hem kelamlı hem de fizikî şiddete dönüştüğünü anlatan Çorabatır, “Kayseri’de yaşanan olaylar bir ilk değil daha önce de şiddet olayları yaşanıyordu” diyor. Dernek olarak temasta oldukları pek çok mültecinin sopalı gruplar tarafından ırkçı saldırıya uğradığını anlatan Çorabatır, saldırıları gerçekleştirenlerin cezasız bırakıldığının altını çiziyor.
Çorabatır, son yaşanan olayların göçmenler üzerindeki tesirini şöyle anlatıyor: “Saldırıların ardından hem göçmenler hem saldıranlar gözaltına alınıyor. Saldırganlar iki gün içerisinde serbest bırakılırken mülteciler insanlık dışı muamele görerek geri gönderme merkezlerine alınıyor. Tüm bunların mülteciler üzerindeki etkisi çok kötü. Artık sokağa çıkamıyor, çocuklarını okula göndermekten korkuyorlar. Çocukları okullarda akran zorbalığına uğruyor. Konuştuğum pek çok mülteci meskenlerinden iş yerlerine yolları uzatarak gidiyor. Aslında ekonomik zorluk var. Şu anda Suriyeliler, ‘Sen yabancısın sokağa çıkamazsın’ diyen bir Nazi dönemi uygulamasıyla karşı karşıyalar. Tahlilsiz bir noktadayız.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Bu sığınmacılar Suriye’ye gidecek. Esad da bu noktada üzerine düşeni yapacak” sözlerini eleştiren Çorabatır, “Esad esasen üzerine düşeni yaparak ülkesinde savaş çıkardı ve milyonlarca insanı mülteci haline getirdi. Uluslararası toplum ve hukuk Suriye’de geri dönülebilecek bir ortamın oluşmadığı konusunda hemfikir. Türkiye askeri ve ekonomik olarak Esad ile görüşebilir ama mültecilerin tehlikeli bir ülkeye geri gönderilmesi mümkün olmamalı” ifadelerini kullanıyor.
“Suriyeliler zayıf halka olarak görülüyor”
Muhacir Derneği Başkanı ve insan hakları aktivisti Süheyla Vefai, Suriyelilerin Türk devletine güvenerek burayı tercih ettiğini söylüyor. Kayseri’de yaşanan olan olayın uzun müddettir biriken bir öfkeyi ortaya koyduğunu vurgulayan Vefai, bu olayların yıllar içerisinde farklı illerde ve çeşitli sebeplerle 2019’dan beri tekrarlandığının altını çiziyor. Doğru ya da yanlış fark etmeksizin bir haber üzerine bir araya gelen kümelerin öfkeyle vandalizm ve yıkım yarattıklarını dile getiren Vefai, hatalıların ceza almadığını Suriyelilerin daima en zayıf halka olarak görüldüğünü söylüyor: “Suriyelilerden adaletsizlik ve zulme sessiz kalmaları bekleniyor. Suriyeliler tepki gösterdikleri takdirde fitnenin büyümesi tasası ile baskı altına alınıyor, haklarının korunduğunu hissetmiyor”
Sorun nasıl çözülür?
Peki göçmenler bu sorunun nasıl çözülebileceğini düşünüyor?
Bu devirde, Suriyeli göçmenlerin çoklukla güvensizlik ve istikrarsızlık hissi yaşadığını vurgulayan Vefai bu olayların ardından kısa ve uzun vadeli yapılması gerekenler olduğunu söylüyor.
Hak sahiplerinin ziyanını tazmin etmek, mağduriyeti gidermek ve onlardan özür dilemenin iyi bir başlangıç olabileceğini söyleyen Vefai, Suriyelilerin faydalanabileceği etkili şikayet kanallarının açılabileceğini ve bu kanalların yetkisinin artırılabileceğini ifade ediyor. Özellikle halkı kışkırtarak sokağa davet eden bireylerden kamuya açık bir şekilde hesap sorulması gerektiğini belirten Vefai, devletten nefret ve ırkçılık telaffuz ve hareketlerine gerçek bir ceza verilmesini beklediklerini söylüyor.
Esad’ın sebep olduğu savaşla binlerce Suriyelinin öldürüldüğünü ve 12 milyon kişinin yerinden edildiğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Vefai, “85 milyon Türk vatandaşından oluşan topluluk içinde 3,5 milyon göçmenin yönetimi için daha etkili kanunların çıkarılması gerekiyor” diye konuşuyor.
Ne olmuştu?
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayseri’nin Melikgazi ilçesine bağlı Danişmentgazi Mahallesi’nde Suriye asıllı bir kişinin küçük yaşta küçük bir kız çocuğunu taciz ettiği argümanlarının ardından soruşturma başlattı.
İddianın kentte yayılması Suriyeli göçmenlere yönelik öfkeye sebep oldu. Slogan atan kümelerin görüntüleri sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. Kalabalıklaşan gruplar kentte Suriyelilere ait iş yerleri ve otomobilleri yakmaya başladı. Olay sonraki günlerde Hatay, Gaziantep, Antalya ve Bursa gibi kentlere sıçradı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya olaylar sonucunda 474 kişinin gözaltınaalındığını, gözaltına alınanların 285’inin göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme, cinsel taciz, dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma gibi çeşitli suçlardan adli kaydı olduğunun tespit edildiğini açıkladı.
Erdoğan’dan Kritik Temas!