DOLAR

36,4537$% 0.04

Created with Highcharts 8.2.212:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:3016:0016:30
EURO

38,3450% 0.43

Created with Highcharts 8.2.211:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:30
GRAM ALTIN

3.406,87%-1,43

Created with Highcharts 8.2.211:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:3016:00
ÇEYREK ALTIN

5.667,00%-1,74

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:00
TAM ALTIN

22.597,00%-1,73

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:00
ONS

2.907,28%-1,46

Created with Highcharts 8.2.212:0012:3013:0013:3014:0014:3015:0015:3016:0016:30
BİST100

9.451,58%-1,29

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa KAPALI
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 36,4537

EURO 38,3450

ALTIN 3.406,87

BİST 100 9.451,58

İmsak 02:00

Türkiye’den 15 Bin Kilometre Uzağa Göç! ‘2 Senede 200 Bin Dolar Ciro Yaptık’

ad826x90

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Yıldız Teknik Üniversitesi’nden mezun olan çiftten İrem Cingöz Donikoğlu (31) Sanayi Mühendisi, Emir Alp Donikoğlu (33) ise Metalurji ve Gereç Mühendisi. Bir ders çıkışı çabukla gittikleri yerleşke yemekhanesinde başlayan öykülerinin buraya ulaşacağını onlar bile tahmin etmiyordu. İkisinin de tutkusu olan seyahat etmek ve keşfetmek ilgilerinin merkezi oldu. Yaptıkları kısa süreli yurt dışı seyahatleri, farklı kültürleri tanımaktan aldıkları keyif ve konfor alanlarından çıkma isteği hayallerinin rotasını yurt dışına çevirdi. Ancak 2 öğrenci olarak bu hayali gerçekleştirebilecek ne maddi birikimleri ne de yurt dışında iş bulabilecek deneyimleri vardı. Nereden başlayacaklarını bile bilmiyorlardı.

‘TÜM SEVDİKLERİMİZDEN 15 BİN KİLOMETRE UZAKTAYDIK’

İkisi de bir an önce deneyim kazanmak ve birikim yapmak için bir yandan okurken bir yandan da kendi alanlarında çalışmaya başladı. Çok yoğun bir tempoda hem üniversiteyi hem iş hayatını yürütmeye çalışıyor, karlarına hiç dokunmadan biriktiriyorlardı. Mezun olduktan sonra Emir kaynak mühendisi olarak işi gereği farklı şehirlerde çalışıyordu, İrem ise İstanbul’da küresel bir şirkette fiyatlandırma uzmanı rolündeydi. Birbirlerinden uzakta, çok uzun saatler çalışıyorlardı ve çok mutsuzdular. Toplamda 2 yıl civarında bu kurumsal rollerde çalıştıktan sonra, hedefledikleri birikimi yapmanın yıllar alacağını fark ettiler. Ve bu yaşlar geri gelmez diyerek Avustralya’nın yeni mezun mühendisler için olan 1,5 yıllık çalışma vizesine başvurdular. “Vize sonucunu beklemek, güya nefesimizi tutup yaşamın bize bir işaret vermesini beklemek gibiydi” diyen çift, “Tanıdığımız başka hiç kimse olmadan dünyanın diğer ucuna, ailemiz ve arkadaşlarımızdan 15 bin kilometre uzağa taşınmanın gerçekte ne kadar bilinmez, yalnız ve korkutucu olduğunu vizelerimiz onaylandığında idrak ettik” bilgisini paylaştı.

Avustralya’da her şeye sıfırdan başladılar. 2018 yılında Melbourne’da şehir merkezinde paylaşımlı bir evde oda tuttular. Emir bir kafede çalışmaya başladı, İrem’in ilk işi de eczanedeydi. Türkiye’de yönetici konumunda çalışıp onlarca kişilik ekip yönetirken, kendilerini Avustralya’da kafede servis yaparken, raflara ürün dizerken buldular. İlginç olansa mühendis rollerine göre daha az çalışarak daha iyi kazanıyorlardı. Önceki durumlarına kıyasla çok daha az sorumlulukları vardı ve mental olarak yorulmuyorlardı. Bu işlerde 6 ay çalışıp bir araba aldıktan sonra seyahat etmek için işlerinden ayrıldılar.

PARKLARDA YEMEK YAPTILAR, SAHİLDE DUŞ ALDILAR

Aracın içini temel gereksinimlerine göre organize edip yazın ilk günü yola çıktılar. Tuvalet, duş hatta sabit bir mutfak bile olmayan bu küçük düzenekle 4 ay boyunca Adelaide’den Bundaberg’e kadar 5 bin kilometre seyahat ettiler. “Parklarda yemek yapmak, sahilde duş almak, kafelerde telefonumuzu şarj etmek günlük hayatımızın bir parçası oldu” diyen aile, “Konforsuz olması umurumuzda bile değildi çünkü özgürlüğü hissetmiştik artık. Hayatımızın dönüm noktası oldu. Bu seyahatin sonunda bir gün karavana yerleşmeye ve önce Avustralya’nın tamamını, daha sonra da dünyayı gezmeye karar verdik. Yolda olmak, her gün yeni şeyler keşfetmek bize o kadar iyi geldi ki daha mutlu daha genç daha enerjik insanlar olduk. Ancak hayalimizdeki bu hayatı yaşamak için çözmemiz gereken göçmenlik, bütçe, kariyer değişikliği gibi kritik konular vardı. Bu noktada seyahate bir ara verip mevzuları çözmek üzere Brisbane’a yerleştik” şeklinde konuştu.

Brisbane’da 7 ay yaşadıktan sonra kendilerini evde gibi hissettikleri Melbourne’a geri döndüler. Çift, “Oturum izni için bize en avantajlı olacak stratejiyi kurgulamakla meşgulken, bu sırada tüm dünyayı durduran pandemiyle baş başa kaldık. Göçmenlik yolundaki tüm planlarımız alt üst oldu. Avustralya sınırlarını kapatıp, göçmen alımını durdurdu. Türkiye’den uzakta, koca bir belirsizliğin ortasında sıkışıp kaldık. Ani bir kararla kapanmalardan hemen önce 2020’de Avustralya’nın başkenti olan Canberra’ya taşındık” ifadelerine yer verdi.

‘2 SENE İÇİNDE 200 BİN DOLAR CİRO YAPTIK’

“Canberra’da pandemi sürecinde bir otelde resepsiyonist olarak çalışırken, bir yandan da konutumuzun salonunda kendi işimizi başlattık” diyen Donikoğlu çifti, “Hediye kutusunun içine yerleştirilmiş rengarenk, lezzetli donutlardan oluşan çikolata ve şekerlerle dolu kocaman bir buket düşünün. Canberralılar bizim hediye kutularımızı çok sevdi. Çok kısa bir süre içinde  evlerden, ofislerden hatta bakanlıklardan, Meclis’ten bile siparişler almaya başladık. Bir işletmenin muhasebeden tedarikçiye, pazarlamadan web sitesine kadar her bir kalemiyle 2 kişi baş ediyor, aynı zamanda da donut buketleri üretip teslimat yapıyorduk” diyerek şöyle devam etti:

“Bugüne kadar çalıştığımız tüm işlerden daha ağırdı, günde 12 saat çalışmak normale dönüşmüştü. Hiç unutmuyorum, Sevgililer Günü’nden önce 36 saat uyumadan çalışmıştık. İşleri büyüttük ve kafelerle de çalışmaya başladık. Artık teslimat sırasında karşılaştığımız insanlar, ‘Ben bu markayı tanıyorum, sizi takip ediyorum’ diyordu, postlarımıza aile ve arkadaşlarını etiketleyip ‘Doğum günüme donut buket istiyorum’ yazıyorlardı. 2 sene içinde yıllık 200 bin dolar ciroya ulaştık. Bu noktada kendi işimizin sahibi olmanın hazzını tatmış, seyahati yaşam biçimi yapmak isteyen bir çift olarak artık gelecekte ne yapacağımız ikimiz için de çok netti. Pandemi bitti, biz kalıcı oturum için davet aldık ve uğruna çok çalıştığımız hayallerimizin gerçek olmasına artık hiçbir engel kalmamıştı. Sıfırdan kurup, geliştirip, büyüttüğümüz işimizle karavan hayalimizi gerçekleştirmek için vedalaşma vakti gelmişti. Donut Bouquet Canberra’yı Avustralyalı bir hanımefendiye devrettik.”

‘BURADA KİŞİSELLİK DAHA ÖN PLANDA’

Avustralya ve Türkiye’nin her anlamda birbirinden çok farklı olduğunu dile getiren çift, “Mevsimlerden zamana, günlük hayattan trafiğe kadar pek çok şey alışık olduğumuzun tam zıddıydı. Burada yazken Türkiye’de kış yaşanıyor. Ortamızda 8 saat zaman farkı var. Trafik ise bizim alıştığımızın tersine sağdan akıyor. İlk başlarda bu farklılıklar hem ilginç hem de biraz kafa karıştırıcıydı. Avustralya’daki hayat temposu Türkiye’ye göre çok daha erken başlıyor ve erken bitiyor. Kafeler sabah 05.00-06.00 gibi açılıp öğlenden sonra 2 gibi kapanıyor. Bu bizi epeyce şaşırttı çünkü Türkiye’de gece yarısı bile kahve bulmak mümkün. Büyük kentlerin dışında, akşam 18.00’den sonra açık market bulmak bile zor olabiliyor” deyip eklediler:

“Toplumsal alışkanlıklar da çok farklıydı. Türkiye’de konuk ağırlama bir ritüel üzeredir; ikramlar, ısrarlar ve samimi sohbetler vazgeçilmezdir. Ancak Avustralya’da kişisellik daha ön planda. Örneğin, seyahat sırasında tanıştığımız Avustralyalı orta yaşlı bir çift bizi evlerine davet etti. İkram olarak dondurma isteyip istemediğimizi sordular. Biz de Türk alışkanlığıyla ‘Zahmet olmasın, teşekkürler’ dedik. Kendilerine birer dondurma alıp yanımızda yemeleri o an bize çok garip geldi. Alışma sürecimiz zaman aldı ama farklılıklara açık olmak ve yeni bir kültürü tanımak bu seyahatin en değerli kısmı oldu. Şimdi bu farklılıklar, Avustralya’daki yaşam üslubunun bir parçası gibi geliyor.”

‘TÜRKLERLE İLGİLİ EN ÇOK BİLİNEN ŞEY TÜRK YEMEKLERİ’

“Özel günler bizim için her zaman en zorlayıcı dönemler oluyor” diyen çift, “Arkadaşlarımızın düğünleri, anneler günü, doğum günleri gibi etkinliklere sadece FaceTime üzerinden katılabiliyoruz. Sevdiklerimizin bir arada olduğu, kahkahaların yükseldiği o anlarda biz dünyanın diğer ucunda, sadece ikimiz olduğumuzda, ‘Keşke şu saniye Türkiye’ye ışınlanabilsek’ dediğimiz çok oldu. Bu tür anlar, gurbetin en yalnız hissettirdiği zamanlar. Ailemizle aynı sofrada oturmayı, onların yanında olmayı ve o sıcaklığı birebir hissetmeyi çok özlüyoruz. Bu özlem, hayatımızın en büyük eksikliği olarak daima bizimle kalıyor” ifadelerine yer verdi.

Avustralya’da Türklerle ilgili en çok bilinen ve sevilen şeyin Türk yemekleri olduğuna dikkat çeken İrem-Emir çifti, “Türk mutfağı burada epeyce popüler. Avustralya’da kültürümüzü ve mutfağımızı başarıyla temsil eden birçok Türk aile işletmesi var. Bunun yanı sıra her yıl Avustralya’dan bir çok insan Anzak Günü’nde Gelibolu’ya gidiyor ve orada Anzak şehitlerini anma töreni düzenliyorlar. Ayrıca Türkiye, Avustralyalılar arasında epey popüler bir turizm destinasyonu. Kapadokya ve Pamukkale, konuştuğumuz hemen hemen herkesin en çok merak ettiği yerler arasında. Avustralyalılarla Türkiye hakkında konuşurken ülkemizin doğal güzelliklerini ve zengin tarihini anlatmak bize büyük bir gurur veriyor” bilgisini paylaştı.

‘HİKÂYEMİZ ÇOK DİKKATLERİNİ ÇEKİYOR’

Şimdilerde tam zamanlı karavanda yaşayan çift, koltuklardan tuvalete, yataktan masaya kadar karavanın her bir köşesini işlevselliği önceliklendirerek kendileri tasarladı.“Karavan ömrü, yeni beşerlerle tanışmayı kolaylaştırırken eski sosyal bağları sürdürmek için daha fazla çaba göstermeyi gerektiriyor” şeklinde konuşan çift, “Avustralya’ya geldiğimizden beri çok taşındığımız için birçok farklı şehirde arkadaşlarımız var. Yeni beşerlerle tanışmaya, kendimize yeni sosyal çevreler kurmaya çok alışkınız. Avustralyalılar çok konuşkan ve samimi insanlar. Karavan ve bizim öykümüz çok dikkatlerini çekiyor. Ancak karavan hayatıyla birlikte farklı kentlerdeki arkadaşlarımızdan uzak kaldık. Tatillerde buluşmaya, sık sık birlikte plan yapmaya çalışıyoruz. Gurbet hayatında yakın arkadaşlarınız, uzaktaki aileniz gibi oluyor. Yaklaşık 20 bin kilometrelik Avustralya çeşidimizi bitirdikten sonra karavanla Avrupa, Amerika ve Güney Amerika turu yapmayı planlıyoruz. Yakın gelecekte yerleşik hayat da planlamıyoruz” bilgisini paylaştı.

TÜRKİYE HASRETİNE ÇITIR BAKLAVA VE İNCE BELLİ BARDAKTA ÇAY

Türkiye’yi özledikleri anlarda, hasretlerini nasıl giderdiklerini sorduğumuz çift, “Eğer Sidney yakınlarındaysak Türk mahallesine gidiyoruz. Adım attığımızda sıcak bir ‘hoş geldin’le karşılandığımız Türk marketi, gevrek simit, güzel bir kebap, çıtır çıtır baklava ve ince belli bardakta çay bizi bir günlüğüne Türkiye’ye götürüyor. Avustralya’daki Türk topluluk çok cana yakın ve yardımsever. Yıllar içinde tanıştığımız tüm Türkler bize kendi çocukları, yeğenleri gibi sıcak davrandı. Topluluğumuza minnettarız” şeklinde cevap verdi.

Donikoğlu ailesi, “Avustralya’ya gelmeyi düşünen gençlere en büyük tavsiyemiz, gözü pek olun ve hayallerinize doğru ilk adımı atın. Konfor alanınızdan çıkmaktan korkmayın, risk alın. Fikirlerinizi, alışkanlıklarınızı ve bakış açınızı şekillendiren yepyeni beşerlerle, kültürlerle ve kıssalarla tanışacaksınız. Gezginlerin klasik mottosu: Yol açık, yola çık” ifadelerine yer verdi.

‘YÜZLERCE DOLAR HARCAMADAN ÖZEL TURA ÇIKTIK’

Seyahatleri sırasında unutamadıkları bir anılarını da paylaşan çift, “2019’da kısıtlı bir bütçeyle seyahat ederken, bir gün plajda Avustralyalı Mike ile tanıştık. O kadar şanslıydık ki Mike dalış eğitmeniydi. Dünyanın en büyük resifi olan Büyük Set Resifi (Great Barrier Reef) Avustralya’da bulunuyor. Lakin o dönem için oraya tekne ya da helikopter ile gitmek bizim bütçemizin çok çok üzerinde cinslerle mümkündü” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:

“Bizim için uzak bir hayaldi. Konu mevzuyu açtı ve bunu Mike ile paylaştık. Bize ‘Oraya kadar gitmenize gerek yok, şu an resifin tam hizasındayız ve rengârenk mercanlar, çeşit çeşit balıkların olduğu, kimsenin bilmediği bir yer biliyorum. Sizi götürebilirim’ dedi. Memnunluktan havalara uçtuk ve yola koyulduk. Mike tüm ekipmanları bize sağladı. Resmen dalış eğitmeniyle özel tura çıktık, hem de yüzlerce dolar harcamadan! Suya girdiğimizde büyülendik, karnımdaki kelebekleri hâlâ o anki gibi hissediyorum. Yollar sürprizlerle dolu. Bütçemizin yetmediği dalış turu, karşımıza çıkan bir dalış eğitmeni sayesinde hayatımızın en özel tecrübesine dönüştü.”

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Harika Olmayan Dönüşler

HIZLI YORUM YAP