34,2378$% -0.13
37,1762€% 0.5
3.010,48%0,60
5.101,00%0,41
20.342,00%0,40
2.735,81%0,76
8.872,85%1,81
Batı basının ortaya attığı “Türkiye BRICS’e katılmak istiyor” manşetiyle dünya gündemine oturan konu, Rusya ve Türkiye‘den yapılan peş peşe açıklamalar ile de ilgi odağı oldu.
Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov Türkiye’nin, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 45’ini temsil eden BRICS‘e tam üyelik için başvurduğunu belirterek Ankara’nın talebinin birlik ülkeleri tarafından değerlendirileceğini söylemiş, Türkiye adına ise AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik konuşarak şunları aktarmıştı:
“BRICS’ e üye olmak istediğimizi zati Sayın Cumhurbaşkanı’mız çeşitli defalarda ifade etti. Bu mevzudaki talebimiz açıktır, bu süreç işlemektedir. Ama bununla ilgili somut bir gelişme yoktur. BRICS’ e üyelikle ilgili somut bir gelişme olursa biz onu sizle paylaşırız. Ama Türkiye’nin BRICS dahil bütün bu önemli platformlarda yer almak istediğini Sayın Cumhurbaşkanı’mız net bir şekilde ifade etmiştir.”
Rusya: Türkiye’nin bu ilgisini çok uzun süredir vardı
Bu gelişmeler yaşanırken Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’dan dikkat çeken açıklama geldi. “Türkiye BRICS’e katılmaya ilgi gösteriyor” diyen Peskov, Türkiye’nin bu ilgisini çok uzun süredir olduğunun da altını çizdi.
Erdoğan BRICS zirvesine gidecek
Hemen akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazan’da gerçekleşecek BRICS Zirvesi‘ne katılma davetini kabul ettiği de taraflarca onaylandı.
Çin’den de destek açıklaması geldi
Konuyla ilgili de bir açıklama Çin’den gelirken, Pekin öyle bir durumda Türkiye’yi destekleyeceklerini duyurdu.
AB’den ‘üyelik sopalı’ rest
Türkiye’nin BRICS’e üyelik müracaatında bulunduğu iddialarına ise Avrupa Birliği’nden her zaman olduğu gibi rest geldi. Avrupa Komitesi Dışişleri ve Güvenlik Siyaseti Sözcüsü Peter Stano, Türkiye’nin BRICS müracaatına ‘rağmen‘ AB’ye ‘aday ülke statüsünün‘ devam ettiğini belirtti ve Ankara’ya ‘AB kıymetlerine bağlılık’ çağrısında bulundu.
60’ı aşkın yıldır Türkiye’yi ‘adaylık vaadiyle’ bekleten AB’nin, Batılı ülkelerin ‘istemediği‘ diğer her konuda olduğu gibi Ankara’ya yine ‘adaylık sürecinin sekteye uğrayabileceği’ tehdidinde bulunduğu görüldü.
‘Türkiye’nin Avrasya cephesinde yer alması dünyadaki dengeleri de önemli bir şekilde değiştirecek’
Peki bu gelişmeler daima birlikte değerlendirildiğinde tabloda neler ortaya çıkıyor? Konuyla ilgili merak edilenleri Sputnik’e anlatan tarihçi Doç. Dr. Mehmet Perinçek, BRICS ekseninde Türkiye’nin geleceği için ‘yükselen iktisadın yaşandığı coğrafyada’ olması gerektiğine değinerek, son gelişmeleri değerlendirdi.
“Türkiye’nin BRICS’e katılmasını iki açıdan değerlendirebiliriz” diyen Perinçek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Birincisi dünya dengeleri açısından çok kutuplu bir dünya kurulurken Türkiye’nin Avrasya cephesinde yer alması dünyadaki dengeleri de önemli bir şekilde değiştirecektir. Hatırlarsanız Clinton Türkiye için ‘kilit ülke’ tarifini yapmıştı. ‘Kilit ülke’ aslında bir taraftan Avrasya’nın kapılarını ABD’ye ve Amerikan stratejisine açarken diğer taraftan da ABD’ye kapatabilir. Bu bakımdan Türkiye’nin BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi çok kutuplu dünyanın birlikteliklerinde yer alması da Avrasya lehine dengeleri değiştirecek ve Amerikan stratejisine de dünya çapında çok büyük bir darbe indirmiş olacaktır. Çünkü Türkiye hem iktisadıyla, hem güçlü ordusuyla hem de nüfusuyla ve etkisiyle, bölgedeki etkisiyle sıradan bir ülkenin birlikte katılmasından çok daha fazla bir anlam ifade etmektedir. İkincisi, doğal Türkiye açısından BRICS’e iştirakinin değeri vardır.”
‘Türkiye’nin BRICS’e girmesi, ekonomik krizi aşması ve ABD karşısında çok daha dik durabilmesi için büyük önem taşıyor’
Türkiye’nin bugün ABD ile Suriye’den Doğu Akdeniz’e, Ege’den Trakya’ya, Güney Kafkasya’dan Karadeniz’e kadar karşı karşıya gelmiş durumda olduğunun altını çizen Perinçek, “Amerika Birleşik Devletleri Türkiye’yi bu bölgelerden kuşatıyor. Türkiye’nin ABD’den gelen bu tehdidi dengeleyebilmesi ancak aynı tehdide mustarip ülkelerle bir araya gelmesiyle mümkün olabilecektir. Bu bakımdan Türkiye’nin birliğe katılması Türkiye’nin milli güvenliği açısından büyük önem taşımakta. Ayrıca olağan ABD sadece Türkiye’yi silahla tehdit etmiyor. İktisatla dolar saltanatı ile de tehdit etmektedir. Ekonomiyi bir silah olarak kullanmaktadır. Türkiye’nin kırılgan iktisadını Türkiye’ye karşı bir zaaf olarak kullanmaktadır. Türkiye’nin BRICS’e girmesi, ekonomik krizi aşması ve bu temelde iktisadını kalkındırması ve ABD karşısında çok daha dik durabilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Yani hem dünya dengeleri açısından hem de Türkiye açısından konu bu şekilde değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı.
‘Batı önemli bir ekonomik buhran içerisinde’
Perinçek, ‘Türkiye’nin BRICS’e iştiraki gerçekleşirse ekonomiye tesirinin nasıl olacağı’ sorusuna ise şu karşılıkları verdi:
“Dünya iktisadının merkezinin Atlantik’ten Pasifik’e kaydığını, yani Atlantik’ten Avrasya coğrafyasına kaydığını batılı finansçılar, ekonomistler, iktisatçılar dahi kabul etmektedir. Batı önemli bir ekonomik buhran içerisindedir. Bu bizim, benim veya dünyada Avrasya stratejisini benimseyen insanların tespiti değildir. Bugün Batı gazetelerini okuduğumuzda New York Times’tan, The Telegraph’tan The Times’a hatta Economist’e kadar Atlantik merkezinin ‘amiral gemisi’ olarak nitelendirebileceğimiz yayın organlarını okuduğumuzda, her gün istisnasız ABD’nin içine düştüğü borç batağı ve Avrupa’nın yaşadığı üretim krizi bu gazetelerin sayfalarında yer alıyor ve gerçekten çok önemli, umutsuz bir tablo da çiziliyor.”
‘Türkiye’nin geleceği yükselen iktisadın yaşandığı ‘BRICS coğrafyasında’
“Ne Avrupa’nın, ne ABD’nin bu buhrandan çıkacak bir stratejisi olmadığı ifade ediliyor” notunu da konuşmasına düşen Perinçek, “Şimdi böyle bir ortamda ise Doğu’da, Avrasya coğrafyasında, BRICS ülkelerinde ise çok önemli bir ekonomik kalkınma ve bir üretim patlaması söz konusu. Rusya yaptırımlardan olumsuz etkilenmemiş, tam tersine kendi milli üretimini arttıracak bir role girmiştir. Çin’in dünya ekonomisindeki rolünü aslında konuşmaya gerek yok, biliyoruz. Hindistan’ı, Brezilya’sı, BRICS’in diğer ülkelerine baktığımızda, yeni katılan ülkelere baktığımızda Körfez ülkelerinden tutalım, Mısır’a, İran’a, Etiyopya’ya kadar ve şu anda girmek isteyen başka ülkelerde değerlendirildiğinde dünya iktisadının büyüyen güçleri ve enerji kaynaklarının toplandığı ülkeler BRICS içerisinde yer alıyor. Yani BRICS diğer taraftan çökmekte olan, Küreselci liberal sistemin karşısındaki o dayanışmacı, kamucu, anti liberal ekonomi modelinin de bir örneği olarak alternatifi olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşullar, Türkiye’nin iktisadını Atlantik tarafından tehdit edilmesi, yıkılmak istenmesi göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin olağan ki birlikte iştiraki dünyanın gidişatıyla uyumlu olmaktadır ve herkes de bugün yüzünü BRICS ülkelerine dönmektedir. Hatta ABD’nin eski müttefikleri olan Körfez ülkeleri dahi BRICS ülkeleri ile Suudi Arabistan olsun, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar’ı vesairesi de birlikte ülkeleri ile çok yakın ekonomik işbirliği içerisinde girmektedir. Türkiye’nin de geleceği doğal ki yükselen iktisadın yaşandığı bu coğrafyada”
‘Ülkeler dolar hegemonyasına karşı kendi milli ekonomilerini koruyacak önemli adımlar atabilirler’
Perinçek, ‘ortak para birimi konusunun hayata geçebileceğinin’ altını çizerken konuya ilişkin şunları söyledi:
‘BRICS çok kutuplu dünyanın kurulmasının ekonomik örgütlenmesidir’
Diğer yandan uzman isim, “NATO askeri bir örgüt. BRICS ise ekonomik bir yapılanma. Ama olağan ki bu iki örgüt karşı kutupların örgütüdür” diyerek BRICS’ in kıymetini şu sözlerle aktardı:
“Bir taraftan NATO askeri bir yapılanmadır ama NATO’nun da kendine özgün bir ekonomik yapılanması da vardır. Üye ülkelere dayattığı siyasal sistemler de vardır. NATO tek kutuplu dünyanın silahlı gücüdür. Tek kutuplu dünyayı müdafaanın silahlı gücüdür. BRICS ise tam onun karşısında yer alan çok kutuplu dünyanın kurulmasının ekonomik örgütlenmesidir. Bunları ekonomik örgütlenmeyle silahlı örgütlenmeyi birbirinden tamamen farklı olarak görmek, ele almak doğal ki mümkün değildir. Çünkü sonuç olarak tek kutuplu dünyayı savunanlarla çok kutupluluk arasında bir savaş vardır, bir çarpışma vardır. Bunun farklı cepheleri vardır, ekonomi cephesi vardır, siyasal cephesi vardır, askeri cephesi vardır, kültürel cephesi vardır, toplumsal cepheleri vardır. Burada da ikisinin de tam zıt örgütlenmeler olduğunu, tam zıt. Dünya projelerinin örgütlenmeleri olduğunu söyleyebiliriz. Ama bir tanesi askeri alanda işlev yürütürken bir tanesi ekonomi alanında işlev yürütmektedir. Ama bunların birbirlerinden bağımsız olduklarını söyleyemeyiz. Natürel ki ikisi de karşı pozisyonlandırılması gayet mantıklıdır.”
Türkiye’nin olası BRICS üyeliğinin olması bir başka Avrupa ülkesinin de katılma ihtimalini doğurur mu?
Perinçek bu soruyu şu sözlerle yanıtlıyor:
“Avrupa’nın birlikte katılım süreci Türkiye’nin iştirakinden bağımsız bir süreç. Natürel Türkiye’nin Türkiye gibi bir ülkenin oraya girmesi dünya istikrarlarını değiştireceğinden dolayı Avrupa ülkelerinde daha sonra BRICS’e katılması açısından bir tetikleyici, bir rol oynayabilir. Ancak Avrupa’nın kendi farklı dinamikleri de var. Aslında birlikte katılmasını gerektiren Avrupa ülkeleri ne yazık ki Rusya’nın özel askeri harekatından sonra tekrardan Amerika’nın ardında Amerika stratejisinin ardında sıralandılar. Ancak buna önemli tepkiler söz konusu. Avrupa içinde önemli muhalefet var. Bunun yarattığı ekonomik kriz önemli sorunlar doğuruyor. Avrupa Parlamentosu seçimleri, son Almanya’daki iki eyaletteki seçimlerinde gösterdiği üzere, işte Fransa’daki gelişmelerin gösterdiği üzere önemli tepkiler var.
Bu Avrupa’nın ABD planlarının peşinden sürüklenmesine ve bunlar güç kazanmaktadır. Bunların ileriki periyotta iktidar olma durumları söz konusu olabilecektir ve ABD planlarının peşinden sürüklenmek önemli pahalıya mal olmuştur Avrupa ülkelerine. İşte bu Avrupa ülkeleri önümüzdeki süreçte kendi çıkarları yani Amerika için Avrupa değil, Avrupa için Avrupa mantığıyla hareket ettiklerinde, olağan ki Avrasya coğrafyasındaki o yükselişi görmemeleri ve buna katılma taleplerinin artması, görmemeleri mümkün olmayacaktır. Buraya katılma taleplerinin artması kaçınılmazdır. Ama alışılmış işte Avrupa Birliği’ne doğrudan göbekten bağlı olmayan ya da ABD merkezlerine göbekten bağlı olmayan Sırbistan, Macaristan falan gibi ülkelerden de bu iştirakler başlayabilir. Ama önümüzdeki devirde söylediğimiz gibi, dünya iktisadının merkezinin Atlantik’ten Avrasya’ya kaymış olması, alışılmış ki Batı’daki güçleri de peşinden kesinlikle sürükleyecektir.”
BRICS’e katılmak Türkiye iktisadını nasıl etkiler?
Rusya, Çin gibi dünya güçleri ile birlikte olmanın Türk iktisadını olumlu etkileyeceğine değinen Perinçek sözlerini şu şekilde tamamladı;
“Çin temelde bir ekonomi açısından çok önemli belirleyicidir. Söylediğimiz gibi dünya iktisadının merkezi kayıyor. Yani dünya iktisadının Atlantik’ten Avrasya’ya kayması, Türkiye’nin ekonomik sorunlarını ancak eşit ilişkiler temelinde bir işbirliği kurabileceği, bu tür ülkelerle çözebileceğini doğuruyor. Türkiye’nin Rusya ile çok daha yakın ekonomik ilişkiler içerisine içine girmesi Türkiye’nin enerji güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Biliyorsunuz dünya bir enerji krizi içerisinde. Bütün Avrupa, Batı bundan etkilenirken, Türkiye-Rusya ile iyi bağlantıları sayesinde bu krizden en asgari seviyede etkilenmektedir. Bir de BRICS gibi örgütlenmeler içerisinde Rusya ile Türkiye bir araya geldiğinde Türkiye bir enerji krizi, yaşamamasının ötesinde bir enerji merkezi haline gelebilir. BRICS’e Azerbaycan’da üye olmaktadır. Azerbaycan’ı, Rusya’sı, Türkiye’si ortak enerji projeleri geliştirebilir. Yani sadece enerji ihtiyacını karşılamanın ötesinde Türkiye’yi enerji satan bir ülke haline de gelebilecektir. Bu açıdan da kıymetlendirmek gerekir.“
BRICS üyeliği neden bu kadar önemli?
BRICS topluluğunun üye ülkelerine sağladığı önemli avantajlar şu şekilde sıralanabilir:
Sonuç olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ne iştiraki, Türkiye’nin küresel ekonomik ve siyasi ağlarda daha fazla yer alma isteğini pekiştiren bir adım olarak yorumlanıyor. BRICS üyeliği ile ilgili süreç devam ederken, Türkiye’nin bu konuda atacağı adımlar dünya gündeminde yakından takip ediliyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan’ı Ziyaret Edecek