DOLAR

38,1137$% 0.18

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
EURO

42,0543% -0.85

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
GRAM ALTIN

3.709,46%-2,27

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
ÇEYREK ALTIN

6.226,00%-0,45

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:00
TAM ALTIN

24.826,00%-0,36

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:00
ONS

3.038,10%-2,43

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
BİST100

9.379,83%-1,10

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa HAFİF YAĞMUR 15°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 38,1137

EURO 42,0543

ALTIN 3.709,46

BİST 100 9.379,83

İmsak 02:00

15°

TÜSİAD Yik Başkanı Aras: Kamunun da Vatandaşlarla Eşit Seviyede Kemer Sıkması Şart

ad826x90

T24 Ekonomi

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, 2025’te enflasyonla uğraşın kararlılıkla sürmesi gerektiğini belirterek, “Kamunun da vatandaşlarla eşit seviyede kemer sıkması şart. Devletin bütçe disiplinine uyması, kamuda tasarrufu artırması gerekiyor” dedi. Aras, yapısal ıslahatlar gerçekleşmeden ekonomide değişimin yapılamayacağını vurguladı. Aras,  “Politik gücün barış içinde el değiştirmesi ülkemizde demokrasinin gücünü tekrar tüm dünyaya göstermiş oldu. Ancak, seçimler sonrasında seçilmişlerin görevden alınarak atanmışların göreve getirilmesi demokrasimizi zedeledi” dedi. 

TÜSİAD bugün  Genel Şura Toplantısı’nı gerçekleştiriyor. Saat 10’da başlayan toplantıda açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptı. 

Aras konuşmasında, son dönemlerde artan gözaltı, soruşturma ve tutuklamalara ilişkin olarak, “Bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka geriye gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz. Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz” dedi. 

Ekonomiye ilişkin olarak de değerlendirmede bulunan Aras, vergi gelirlerinin arttırılması için kayıt dışılık ile önemli mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Aras, enflasyonu kalıcı olarak indirmek, orta gelir tuzağından çıkmak ve mal ile hizmet ihracatına dayalı ekonomik büyüme modeline geçmek gerektiğini belirtirken, bu değişimlerin yapısal ıslahatların gerçekleşmeden yapılamayacağını vurguladı. 

“Ölümlerin temel nedeni sistem bozukluğudur”

Aras’ın Genel Heyet Toplantı’nda yaptığı konuşmanın tamamı şöyle: 

“Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven buhranı yaşıyoruz. 

Kartalkaya’da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez.  Ölüyorsa nedeni adabına uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir.  Çöken bir sistemdir. Bu olay yakın tarihte olduğu için şimdi yüreklerimizde.

Ancak unutmayalım ki geçen sene tam bugün Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde oluşan heyelan sonucu 9 işçi hayatını kaybetmişti.

İki yıl önce yaşadığımız büyük depremde on binlerce insanımızı yöntemine uygun yapılmadığı için çöken binalar altında kaybettik.

2014 yılında Soma kömür madeninde çıkan yangında 301 işçi hayatını kaybetti.

Tüm bu ve benzer ölümlerin gerisinde tesis sahiplerinin yönetmeliklere uygun yatırımları maliyet nedeniyle yapmaması ve denetim eksikliği var. 

California’da koca Los Angeles şehri yandı, Japonya’da çok daha şiddetli depremler oldu.  Kaç kişi öldü? 

Lütfen bakın ve mukayese edin. Bizdeki ölümlerin nedeni maliyet odaklı kural tanımazlık ve denetimsizliktir.

Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur.

Maliyeti güvenliğin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör iş insanları ve kamu yöneticileridir.  Onların yarattığı ve uyguladığı sistemdir. 

Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net aşikardır. Sistemin kendi kendini düzeltme sistemi olmalıdır.

Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine ehil kişiler gelmelidir.

“Yaşanan olaylar endişe yaratıyor, güveni sarsıyor”

Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye liderleri görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti başkanı hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. 

Birçok sanatkarın menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. 

Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor.

Bilir kişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler göz altına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor.

Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. 

Bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka geriye gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz.

Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz. 

Kişiyi, bir gün dahi olsa, özgürlüğünden yoksun edecek tutuklama ve adli kontrol kararlarının, hatta gözaltı kararlarının ne kadar titiz verilmesi gerektiğini yıllar sonra gelen tahliyelerde, beraat kararlarında görüyoruz.

Ancak bugünkü endişe ve güvensizlik ortamına rağmen ülkemizin geleceği ile ilgili umudumuzu hiç kaybetmiyoruz.

Çünkü biliyoruz ki doğru siyasetlerle ülkemiz kalkınır ve vatandaşlarımız kendilerini mutlu ve huzurlu hisseder.

Bu nedenle inandığımız doğruları bıkmadan usanmadan dile getireceğiz.

“Söylesek de hiçbir şey değişmiyor” zihniyetine kapılamayız. 

Bizim misyonumuz doğru bildiklerimizi söylemektir.

Mevcut uygulamaları eleştirmekle kalmayıp yeni siyasetler önermektir.

TÜSİAD’ın bu amaçla hazırladığı ve bugün sizlere dağıtılan “Perspektif: 2025 Dönüşüm ve Gelecek için Yol Haritası & Öneriler” isimli kitapçık 11 temel hususla dönüşümlere hazır ve küresel rekabette öne çıkan bir ülke yaratmamız için yol gösteriyor.

“Türkiye’nin AB entegrasyon sürecinin yeniden canlandırması önemli”

Değerli Üyeler,

Bugünkü konuşmamda dünyada ve ülkemizde geçtiğimiz yılın bir değerlendirmesini yapmak ve daha iyi bir Türkiye’ye nasıl hazırlanmamız gerektiğini, hangi yapısal ıslahatlara öncelik vermemiz gerektiğini, ele almak istiyorum.

2024 yılına baktığımızda öncelikle jeopolitik dengelerdeki değişimin hız kazandığını görüyoruz.

Dünyada güç uğraşı şiddetlendi, ticaret, teknoloji, enerji, sermaye hareketleri gibi birçok alana yayıldı.

Bölgemiz, Ukrayna, Gazze ve Suriye’de yaşanan savaşların yıkıcı etkilerini en derin şekilde yaşadı.

Hatta bugünlerde ABD Başkanı Trump’ın Gazze’yle ilgili telaffuzları, bölgedeki hassas dengeleri ve insan haklarını göz gerisi eden bir yaklaşımı yansıtmakta.

Bu tür teklifler, bölgedeki mevcut problemleri çözmek bir yana, aslında kutuplaşmış dünyada krizleri daha da derinleştirebilir ve kalıcı barış umutlarını zedeleyebilir.

2024 yılı dünya demokrasi tarihi açısından önemli bir yıl oldu. Dünyanın yarısından fazlası sandık başına gitti.

Farklı ülkelerdeki seçmenlerin verdiği mesaj geçmiş devrin kurumsal yapılarının bugünün sorunlarına çare olmadığını ortaya koydu.

Milliyetçi, müdafaacı ve popülist siyasetler giderek daha fazla destek bulmaya başladı.

Küresel düzlemde enflasyonla mücadelede gösterilen başarılı performans, ekonomik büyümede ve gelir dağılımında gösterilemedi.

Avrupa ve Çin gibi büyük ekonomilerdeki farklı yapısal sorunlar önemli bir yavaşlamaya neden oldu.

Amerika’da enflasyon kontrol altına alınsa da gelir dağılımı bozulmaya devam etti. 

2024 yılında enerji kullanımında önemli bir dönüşüm yaşadık.  Yenilenebilir enerji üretimi, özellikle güneş ve rüzgar santrallerinin ekonomik olarak daha cazip hale gelmesiyle, önemli şekilde arttı.

Uluslararası Enerji Ajansı Yöneticisi Fatih Birol’un belirttiği gibi dünya 2024 yılından itibaren hızla elektrik çağına giriyor. Fosil yakıt üretimi artarken talebi düşüyor.

Bu değişim, küresel güç istikrarlarını de önemli şekilde etkileyecek. Gerekli tedbirleri almamız halinde net enerji ithalatçısı olan ülkemizin dış açığına olumlu katkı yapacak.

Enerji dönüşümü yanı sıra dünyada büyük bir Yapay Zeka yarışı var.

Kısa süre önce Çin’den çıkan bir uygulamanın Amerikan şirketlerinde trilyon dolarlık bedel kayıplarına yol açtığını gördük. Bu yarışın da küresel güç paylaşımında büyük etkileri olacak.

2024’te dünyada fizikî, ekonomik ve teknolojik savaşlar nedeniyle tedarik zincirlerinde önemli değişiklikler oldu. Ucuzluk yerine güven ön plana çıktı. Korumacılık artış trendine girdi.

Avrupa başta olmak üzere tüm coğrafyalarda “verimlilik arttırarak rekabetçi olmak” hedefi küresel norm haline geldi.

2025 yılı politik belirsizliklerin yanı sıra dünya ticaretinde enerji ve teknolojinin yarattığı verimlilik farkları ve artan korumacılık nedeniyle yükselen gümrük duvarlarının öne çıktığı bir yıl olacak.

Akılcı siyasetler üretebilirsek önemli ekonomik fırsatlar yakalayabiliriz.

Bu noktada, Türkiye’nin AB entegrasyon sürecinin yeniden canlandırılmasının kıymetini hatırlatmak isterim.

Halen en önemli ekonomik ortağımız olan AB ile Gümrük Birliğimizin güncellenmesi başta olmak üzere, adımların her iki tarafta hızlandırılması gerekiyor. Çünkü bu, her iki tarafın da menfaatine.

“Seçilmişlerin görevden alınarak atanmışların göreve getirilmesi demokrasimizi zedeledi”

Değerli üyeler,

2024 yılını ülkemizde ne şekilde geçirdik diye baktığımızda Mart ayında yapılan yerel seçimler sonucunda birçok ilimizde belediye yönetiminin el değiştirdiğini gördük. 

Politik gücün barış içinde el değiştirmesi ülkemizde demokrasinin gücünü tekrar tüm dünyaya göstermiş oldu.

Ancak, seçimler sonrasında seçilmişlerin görevden alınarak atanmışların göreve getirilmesi demokrasimizi zedeledi.

2024 yılında ekonomi yönetiminin uyguladığı program olumlu sonuçlar vermeye başladı.

Enflasyon beklenen süratte olmasa da geriliyor, cari açık sürdürülebilir düzeylerde, Merkez Bankası rezervleri güçleniyor, CDS ülke risk primi düşüyor.

Uluslararası derecelendirme şirketleri de bu olumlu gelişimi görüp ülke kredi notumuzu yükseltti. Ancak, doğrudan yabancı sermaye girişleri sınırlı.

Yatırımcılar için güven ortamını şimdi oluşturamadık. Enflasyonla mücadele kararlılığı 2025 yılında da devam etmeli. 

Ancak, ihracatçılarımızın pazarlarını kaybetmemelerine de azami ihtimam göstermeliyiz, destek vermeliyiz.

Türkiye’nin güçlü ihracat olmadan sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme gerçekleştiremeyeceğini bilmeliyiz. 

“Enflasyonla mücadelede elimizde üç ana politika enstrümanı var”

Hepimizin bildiği gibi enflasyonla mücadelede elimizde üç ana politika enstrümanı var.

Birincisi, Merkez bankasının uyguladığı para siyaseti.

Faizlerin 2025 yılında enflasyonla çabaya uygun olarak denetimli şekilde düşeceğini tahmin ediyoruz. 

İkincisi, maliye siyaseti. 

Kamunun da özel sektör şirketleri ve vatandaşlarımız gibi eşit seviyede kemer sıkması şart.

Enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun daha etkin olmasını bekliyoruz.

Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart.

Ayrıca vergi gelirlerinin arttırılması için kayıt dışı ile önemli şekilde mücadele edilmesi gerekiyor.

Para ve maliye siyasetleri, faiz, vergi, bütçe gibi somut sayılarla ifade edilen ve takip edilebilen siyasetler olduğu için anlaşılması ve değerlendirmesi nispeten kolay kavramlar.

Enflasyonla mücadelede üçüncü politika enstrümanı olan yapısal ıslahatlar ise çok geniş bir kavram.

Ülkemizde yaşadığımız bu inatçı enflasyonu bir daha çift haneli düzeylerde görmemek üzere kalıcı olarak indirmek, orta gelir tuzağından çıkmak, kişi başı geliri 20 bin doların üstüne yükseltmek ve dünyada sayılı ekonomiler arasına girebilmek için kesinlikle yüksek teknoloji ile verimliliği arttırmalı, mal ve hizmet ihracatına dayalı ekonomik büyüme modeline geçmeliyiz. 

Yapısal ıslahatları gerçekleştirmeden bu değişimleri yapamayız.

“En önemli yapısal ıslahat, gençlerimizi iyi yetiştirmek”

Değerli üyeler,

Uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme ve sağlam bir ekonomik yapı için elbette birçok alanda yapılacak ıslahatlar var ancak en değerlileri TUSİAD kitapçığında da belirtilen iki ana yapısal ıslahat.

Birincisi, insana paha katan eğitim ve liyakat.

İkincisi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı.

Hedefimiz bu ıslahatların yarattığı güven ortamıyla beslenen ekonomik kalkınma olmalıdır.

Bu iki ıslahatı hakkıyla gerçekleştirebilirsek diğer tüm ıslahatlar çarçabuk yapılabilecektir. 

 Dünya ile rekabet edebilmemiz için özel kesimde ve kamu bürokrasisinde iyi eğitilmiş yüksek vasıflara sahip ve liyakate uygun atanmış insanlar olması şart.

Ayrıca bilimde, sanatta, sporda, tüm alanlarda ileri gitmek için her şeyden önce nitelikli insan gerekiyor.

İyi yetişmiş insanlar hukukun üstünlüğünün ve adil yargının olduğu bir ortamda çalıştığı taktirde ekonomi başta olmak üzere her konuda muvaffakiyetin yolu açılacaktır.  

Bu konuda toplumsal fikir birliğine ihtiyacımız var. 

Tekrar ediyorum, yapmamız gereken en önemli yapısal ıslahat, gençlerimizi iyi yetiştirmek, layık oldukları yere getirmek ve mevcut işgücünü de tekrar eğitip çağın gerektirdiği yetkinliklerle donatmaktır.

“Hukukun üstünlüğüne ve adil yargıya kim sahip çıkacak?”

Şimdi soruyoruz…

“Hukukun üstünlüğüne ve adil yargıya kim sahip çıkacak?

“Sanayide ve hizmet sektöründe ülkemizin rekabetçi gücünü kim ön plana çıkaracak?

“Gelişen teknolojiye, yapay zeka çağına, kim ayak uyduracak?

“Sanatta, kültürde ve sporda dünya çapında başarılara kim imza atacak?

“Eşitliği, etik değerleri, dayanışmayı ve paylaşımcılığı kim savunacak?

“Gelir dağılımını kim düzeltecek?

“Bağımsız kurumlarla devletin kurumsal yapısını kim güçlendirecek?

“Kuvvetler ayrılığı, denetim ve denge düzeneklerini kim aktifleştirecek?

“Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine kim sahip çıkacak?

Bu soruların karşılığını “Liyakatla atanan iyi yetişmiş insanımız” diyerek cevaplayabilirim.

Eğer geleceğimizin teminatı gençlerimizse, temel görevimiz, gençlerimizi bilim ve etik pahalar temelinde iyi yetiştirmek olmalıdır.

Eğitimi okul öncesinden başlayan ve hayat boyu devam eden bir süreç olarak görmeliyiz.

Öncelikle, okul öncesi eğitimin zorunlu ve ücretsiz olmasını sağlamalıyız.

Bunun için eğitim sistemine büyük iş düşüyor.

Eğitimde dünya ile rekabet edebilmek için öğretmen ve akademisyen kalitemizi yükseltmeliyiz.

Eleştirel düşünen, iyi yönetişim için üniversitelerinde uygulanan yönetime tepki veren öğretim üyelerine

kulak vermeliyiz. Değerli hocalarımızı kaybetmemeliyiz.

Türkiye’nin PISA araştırmasına dahil olduğu 2003 yılından bu yana okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarının tümünde OECD ortalamasının altında kaldığını görüyoruz.

 Eğer bizim çocuklarımızın performansı daima olarak gelişmiş ülkelerin çocuklarının gerisinde kalıyorsa, bilelim ki bu çocukların değil bizim kusurumuzdur.

Müfredat değişikliklerini şeffaf ve katılımcı bir yaklaşımla yapmalıyız.

Geri bildirimler için bu alanda çalışan uzmanlara ve sivil toplum örgütlerine makul süreler vermeliyiz.

Tüm kademelerde, çocuklarımız için, laik Cumhuriyet bedellerine, bilimsel düşünce ve akla dayalı, 21. yüzyıl hünerlerini kazandıran sosyal etkileşim ve etik temelli, fırsat eşitliğine dayalı, çağdaş bir eğitim eko sistemini hayata geçirmeliyiz.

Eğitim sistemini, siyasetin, siyasi partilerle ilişkilendirilen yapıların ve tarikatların etki alanının dışına taşımalıyız.

Bunun taşıdığı hayati kıymeti 15 Temmuz darbe girişimi hepimize öğretmiş olmalı.

“Yurt dışına göç eden 25-29 yaş arası nüfus geçen sene 110 bine yaklaştı”

Ayrıca, verimliliği yüksek bir ekonomi için üniversitelerle teknoloji üreten sanayi iş birliğinde araştırma geliştirmeyi ve girişimciliği desteklemeliyiz.

2024 yılında ülkemizde farklı evrelerdeki yeni teşebbüslere 469 farklı süreçle 1 milyar 100 milyon dolar yatırım yapıldı.

Bu büyüklükle Avrupa’da 11. sıradayız.

Önümüzdeki periyotta girişimci ekosistemini hızla büyütmeliyiz.

Eğitim ekosistemimizin iyileştirilmesi konusunda hepimizin üstüne düşen sorumluluklar var.

Yaşadığımız teknolojik gelişim bilgiye erişimi demokratikleştirdiği gibi kaliteli ve etkili öğrenme sistemlerine ulaşmayı da kolaylaştırdı.

Gençlerin okul dışında, hafta sonlarında, yaz tatillerinde kendilerini dünyadaki yaşıtları ile rekabet edebilecek şekilde geliştirmesi için imkanlar yaratılması gerekiyor.

Bu imkanları merkezi hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve şirketler olarak daima birlikte yaratmak zorundayız. 

Gençler arasında beyin göçü her sene hızlanıyor.

Yurt dışına göç eden 25-29 yaş arası nüfus geçen sene 110 bine yaklaşmış. 

İyi eğittiğimiz gençleri ülkemizde tutmak için başta ekonomik özgürlükler olmak üzere tüm özgürlük alanlarını genişletmeliyiz.

Gençlerin arzu ettiği kültürel, sosyal ve sportif hayatın koşullarını oluşturmalıyız.

İyi yetiştirdiğimiz genç nesilleri başka ülkelere kaptırmamalıyız.

Tüm atamalarda liyakat prensibini gözetmeli, kayırmacılığa ve nepotizme geçit vermemeliyiz.

Bu gençlerimize karşı ahlaki sorumluluğumuz olduğu kadar, ülkemizin geleceğinin, kurumlarımızın sağlamlığının da teminatıdır.

“Ülkemizde gelir dağılımındaki eşitsizlik son yıllarda artmaktadır”

Değerli üyeler,

Son olarak üzerinde durmak istediğim nokta hukuk devleti ve adil yargının ayrılmaz bir modülünü oluşturan eşitlik konusu.

Cumhuriyetin, demokrasinin, hukuk devletinin, laikliğin tarifleri eşitlik kavramı üzerinde yükselir.

Bu kavramların gerçek anlamda hayata geçirilmesi adil ve huzurlu bir toplumsal yapıyı mümkün kılar.

Aksi halde, toplumsal tansiyonlar, kutuplaşma, ekonomik kaynakların verimsiz kullanılması, refah kaybı, beyin göçü, demokrasiye inancın zayıflaması, radikal akımların güçlenmesi gibi sorunların önü alınamaz.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kalkınmanın tüm boyutlarını negatif etkiliyor.

Kadınların ekonomik, siyasi ve toplumsal hayatta erkeklerle eşit şekilde temsil edilmesi ekonomik kalkınma, adaletsizlikle mücadele ve toplumsal refah yaratarak ilerlemenin olmazsa olmaz şartıdır.

Türkiye de kadınların iş gücüne iştiraki %37 iken batıda bu oran %52’dir.

Bir an için bizde de %52 olsa 5 milyon ek işgücü demektir. Verimlilik demektir.

Ayrıca 35 yaş altında eğitimde ve işgücünde olmayan 7 milyon gencimiz var.

Fırsat eşitliği sağlayıp kadınları ve gençleri işgücüne kazandırabilsek milli gelirde çok önemli bir artış sağlarız. 

Ülkemizde gelir dağılımındaki eşitsizlik son yıllarda artmaktadır.

Yüksek enflasyon herkese eşit uygulanan adil olmayan bir vergidir ve gelir dağılımını bozmaktadır. 

Emeklilere yapılan artırımın, hayat pahalılığını telafi edemediği ortadadır.

Bu durum daima söylediğimiz, enflasyonla mücadele yükünün adil paylaşılması unsurunun daha etkili uygulanması gerektiğine işaret ediyor.

Ekonomik siyasetlerde bu konu dikkate alınmalı, sosyal devlet unsuru gözetilmelidir.

Eşitlik iş dünyamızda da gereklidir.

Serbest piyasa şartları işlemeli, kamu ihaleleri, kontroller, kayıt dışı ile mücadele, krediye erişim gibi hususlarda adil yaklaşım sergilenmelidir.

Bu hususlarda kayırmacılık ekonomik verimsizliği doğuran temel nedendir.

Eşitliği toplumsal güven için, adil yargının uygulanmasında, yolsuzluklarla mücadelede ve ifade özgürlüğünde de görmek isteriz.

“Toplumu huzurlu bir ülke olması yönünde elbirliği ile çalışmalıyız”

Değerli üyeler,

2025 yılında dünya için olduğu kadar Türkiye açısından da önemli bir kavşaktayız.

Yurt dışında ve yurt içinde ekonomik ve siyasi gelişmeler hem büyük fırsatlar hem de büyük riskler yaratıyor. 

Bu süreci kesinlikle çok iyi yönetmeliyiz. 

Türkiye’mizin, dünyada sözü geçen, bölgesinde istikrarın teminatı olan, iktisadı istikrarlı, demokrasisi sağlam, hukuk devleti prensipleri yerleşmiş, toplumu huzurlu bir ülke olması yönünde elbirliği ile çalışmalıyız.

Bunu ancak hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargının yarattığı güven ortamında iyi yetişmiş, liyakatla göreve gelmiş insanlar ve eşitlikçi bir yaklaşımla yapabiliriz.

Bunu yaptığımız taktirde en önemli yapısal ıslahatı gerçekleştirmiş olacağız.

Bizi yönetenlere iyi niyetle tekliflerimizi aktarmak misyonumuzdur.

Hepimiz bu doğrultuda üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz.

Bu duygu ve fikirlerle sözlerime burada son verirken dikkatiniz için hepinize teşekkür ediyorum.”

TIKLAYIN – TÜSİAD Başkanı Turan sordu: Kimin yüzü gülüyor?

TIKLAYIN – Ali Babacan’dan TOBB ve TÜSİAD’a sert tenkit: Sus pus oldular, etkileri sıfır

 Prof. Ayşe Buğra: AİHM sistemi de Avrupa Konseyi de bu çaresiz görüntüyle zarar gördü; TÜSİAD korktu, herkes susuyor, çok acıklı…

 


Öykü Karayel, Burak Deniz ve Osman Sonant, Umami sinemasını anlattı

 

Günün öne çıkan haberleri…

TIKLAYIN – Ertuğrul Özkök: İki uçak kuyruğu ve 8 Şubat günü Orta Doğu’da oyun değiştirici 24 saat

TIKLAYIN – Hasan Cemal | Yine CHP’nin değeri üzerine…

TIKLAYIN – 78 kişinin canına mal olan Kartalkaya yangın faciasını araştıracak kurul üyeleri belli oldu

TIKLAYIN – Gazeteci Barış Terkoğlu: Hakan Şükür yasası getirecekler

TIKLAYIN – Şampiyonlar Ligi’nde gecenin sonuçları

 

 

 

 

 

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Utts ile Akaryakıtta Şeffaf Dönem Başlıyor

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.