DOLAR

32,8826$% -0.25

EURO

35,1821% -0.54

GRAM ALTIN

2.449,68%-0,30

ÇEYREK ALTIN

4.001,00%-0,17

TAM ALTIN

16.005,00%-0,18

ONS

2.326,34%-0,04

BİST100

10.647,91%-0,31

Öğle Vakti a 13:11
Bursa PARÇALI AZ BULUTLU 23°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Tutkusunun Peşinde Koşan Bir Kadın: Afife

ad826x90

Bir kadın düşünün; sahnede olmak, erkek egemenliğini yıkmak için var gücüyle çalışsın, hayaller kursun ve kendinden sonrakilere örnek olsun. İşte o kadın Müslüman-Türk bayanlarının tiyatro sahnesinde yer almasında öncülük eden, asıl ismiyle Afife, kimine göre de sahne ismini da ekleyerek Afife Jale.

Geçtiğimiz yıllarda Cahide Sonku’nun hayatını ‘Cahide: Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz’ isimli kitabıyla gerçek ve kurmacayı birleştirerek kaleme alan senarist müellif Eyüphan Erkul, bu kez de Türkiye tiyatrosunun ünlü ismi Afife’nin yaşamını ‘Afife: Mavi Bir Melek’ kitabıyla yine aynı anlatış biçimiyle ele alıyor. Kitabın başında “Gerçek bir yaşam hikayesinden yola çıkan kurgusal biyografi romanıdır” uyarısı yapılsa da okuyucu bazen kendini kaptırıveriyor.

MÜZİKLE ROMAN BİR ARADA

‘Afife: Mavi Bir Melek’i anlatırken girişinden söz etmesem olmaz… Çünkü Eyüphan Erkul, ‘Afife’nin kurgusal romanını yazarken müzikten yararlanmış ve bölümler arasında irtibatlar kurmuş. Müellifin zevki bluestan yana olsa da Afife’nin yaşadığı vakitlerde, dünya genelinde bu cins müzik yaygın olmayınca, 1920’lerin ruhuna yöneldiğinin ve Klasik Türk Sanat Müziği’ni öne çıkardığının altını çiziyor. Sanat müziğinin de, blues gibi ana ses kalıplarıyla ilerlediğini, birinde ‘pentatonik’in başkasında ‘makam’a denk geldiğini kitabın girişinden öğrendiğimi belirtmeliyim. Böyle bakınca sevinç, hüzün, üzüntü, acı, coşku ve mutluluk gibi beşere dair hislerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Romandan yola çıkılarak yapılan müzikli göndermenin ilk olmadığını belirten Erkul, Attila İlhan’ın sanat müziğinin makamlarını, şiirlerinde buluşturduğuna dikkat çekiyor ve ünlü şaire hürmet duruşunda bulunuyor.

Caption

İLİŞKİLER DE ZOR, SAVAŞ ORTAMI DA…

Gelelim asıl mevzumuza ve Afife’nin kurgusal hayatına… Afife, Kadıköy’de bir köşkte annesi, babası, ablası ve eniştesiyle yaşıyor. Kalbi tiyatro için atıyor. 1918’de bayanlar için her şey zor; eğitim almak kadar, aldığı işi yapmak da… Hele ki tiyatro yapmak ve sahneye çıkmak zinhar kabul edilmiyor. Oysa Ermeni bayanlar, tiyatro sahnesindeler. Mesela kitap boyunca adı geçen Eliza Binemeciyan gibi… Ailesinden bâtın sınava giriyor Afife. 10 Kasım 1918 günü İstanbul Şehir Tiyatroları, o zamanki ismiyle Darülbedayi’ye öğrenci olarak kabul edilen Beyza, Refika, Behire ve Memduha isimli beş kızdan biri oluyor. Fakat babası önündeki büyük engel; hayatı boyunca Afife’ye çok çektiriyor, kızının okula kabul edilmesi için imza bile vermiyor, annesi Methiye Hanım’dan alıyor gerekli imzaları ama hiç unutmuyor Afife… Sık sık inatla neden tiyatro yapmak istediğini anlatıyor, varlığını ve işini kabul ettirmenin hengamesini veriyor. Onun hayatında çok özel bir yeri olan paşa dedesi Sait Bey’in her başı ağrıdığında iğneler yapsa da Afife, eczaneden bulduğu ilaçların da yardımıyla ağrılarını yatıştırmaya çalışıyor. Çalışıyor demişken, her manada çok çalışıyor Afife… Hem tiyatro oyunlarına çalışıyor hem kişiliğiyle var olmaya çalışıyor hem de erkek egemenliğini vurgulayan, kadının her manada yok sayıldığı bir ortamda kadın olmaya çalışıyor.

İLK SAHNE DENEYİMİ

1919 yılının 13 Nisan gecesi prömiyeri yapılacak olan, Hüseyin Suat’ın ‘Yamalar’ isimli oyununda Emel rolü, Eliza Binemeciyan’ın Paris’e dönmesiyle ortada kalıyor. Darülbedayi yöneticileri ister istemez rolü Afife’ye oynatmak istiyor. Böylelikle Afife, 22 Nisan gecesi, Kadıköy’deki Apollon Sineması’nda Emel rolünü oynayarak sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını oluveriyor. Ne kadar engellenmeye çalışılsa da genç sanatçı bir hafta sonra da ‘Tatlı Sır’ oyununda yeniden sahneye çıkıyor. Lakin Afife, polis tarafından tutuklanmak istenince, Kınar Hanım tarafından arka bahçeye kaçırılarak polislerin elinden zor kurtuluyor.

‘HAYATIMDA MESUT OLDUĞUM İLK GECE’

Üçüncü piyesi olan Odalık’ta oynarken, polis yine tiyatroyu basıyor. Afife bu kez de makine dairesinden kaçırılıyor. Bu zaptiye baskınında, Afife arkadaşlarınca kaçırılmışsa da, daha sonra polis tarafından yakalanarak karakola götürülüp hırpalanıyor. Aynı hayatında olduğu gibi dini, kadın oluşu, Müslüman olarak sahneye çıkışı daima sorgulanıyor. Afife sahnede de, ‘Jale’ lakabını kullanmaya başlayıp, sanatı için baba evini terk ediyor.

AŞK VAR AMA NASIL AŞK?

1921’de Dahiliye Nezareti’nin bir buyruğu ile belediye, 27 Şubat günü 204 sayılı bildiriyi Darülbedayi Yönetim Kurulu’na gönderiyor. Bildiride, ‘Müslüman kadınların muhakkak sahneye çıkamayacakları’ yazıyor. Bu bildiri üzerine Afife’nin, Darülbedayi’deki fiyatlı görevi de son buluyor. Birkaç yıl sonra ki, (bu yıllar çok zor geçiyor) ortalık biraz durulunca yeniden tiyatroya dönüyor. Burhanettin Tepsi Kumpanyası’nın tiyatro topluluğu ile Kadıköy’de oynuyor. Başında da belirttiğim ve kitapta da tekraren altı çizildiği üzere kurgusal ilerleyen kitapta öyküsel bir anlatım var, bazı ayrıntılar yok, aşk var ama o da aşkları pek bilinmeyen meslektaşı Turgut Cemil’e ve olağan ki mesleğine duyduğu büyük aşk; tabibine duyduğu aşk ucundan köşesinden anlaşılsa da, Selahattin Pınar’la evliliği yok mesela… Pınar’ın kendisi için bestelediği ‘Nereden Sevdim O Zalim Kadını’, ‘Huysuz ve Tatlı Kadın’ gibi müziklerin hikayesi, kimsesiz ve parasız, parklarda yatıp kalktığı, aşevlerinde karnını doyurduğu, ömrünün son durağı Balıklı Rum Hastanesi’nde hayatının son evreleri de… Olmak zorunda mı? Hayır, değil ama Afife’nin hayatını bilen ve takip edenlerin kitabı okuması halinde bu detaylara ulaşamayacaklarını bilmelerinde yarar var, hayal kırıklığı olmaması açısından… İstanbul’un işgal altında olduğu yıllar, Afife’nin çektiği acılar, o devirde yaşananlar ve yaşatılanlar buruk gelse de ‘Afife: Mavi Bir Melek’ okunacak kitaplar arasında yerini almalı…

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Bir Roman, Bir Sanat Yapıtı: Habibi

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.