DOLAR

34,4949$% 0.09

EURO

36,2350% -0.33

GRAM ALTIN

2.963,46%0,98

ÇEYREK ALTIN

5.050,00%0,47

TAM ALTIN

20.144,00%0,20

ONS

2.670,88%0,84

BİST100

9.367,77%3,72

İmsak Vakti a 06:20
Bursa AÇIK 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,4949

EURO 36,2350

ALTIN 2.963,46

BİST 100 9.367,77

İmsak 06:20

18°

‘Üç Düşünür Üzerine’ Düşünmek

ad826x90

Üç büyük felsefeci, üç büyük hoca: Nermi Uygur, İoanna Kuçuradi ve Betül Çotuksöken. Üçünün yolu da İstanbul Üniversitesi’nden geçmiş, üçü de ideoloji ve edebiyata gönül vermiş, üçü de pek çok öğrenci yetiştirmiş. Hâle Seval’in editörlüğünde yayına hazırlanan ‘Üç Düşünür Üzerine/Nermi Uygur-İoanna Kuçuradi-Betül Çotuksöken’ isimli kitap, ömrünü ideolojiye adamış bu üç düşünürün, sayısız öğrenci yetiştirmiş bu üç hocanın felsefi çalışmalarına biraz daha yakından bakma talihi sunan bir çalışma. Bu üç düşünürün çalışmalarıyla ilgili, farklı müellifler tarafından kaleme alınan ve Patika mecmuasında dosya olarak yayınlanan yazılar gözden geçirilmiş, kimi eklemler yapılmış ve Seval’in editörlüğünde böyle değerli bir seçki ortaya çıkmış.

NERMİ UYGUR İÇİN YAZI, DİL VE DÜŞÜNMEDİR

2005 yılında, gerisinde edebiyatla harmanlanmış felsefi denemeler bırakarak bu dünyaya veda eden Nermi Uygur, Türkçenin ideoloji dili olarak gelişmesine büyük katkı sağladı. Ölünceye dek yazmayı daima sürdüren, felsefe-edebiyat arasında sıkı bir bağ kuran Uygur, deneme yazmaya tutkun bir felsefeciydi. Öyle ki deneme tipi üzerine de pek çok deneme yazdı. Hâle Seval’in “Nermi Uygur’un Deneme Anlayışı Üzerine” başlıklı yazısında, Uygur’un denemeyle olan bağına yakından bakabilir, niye deneme yazdığına ilişkin karşılıklar bulabiliriz. Uygur “felsefece söylem” niteliğindeki denemelerinde, edebiyatın, yazının, yazarlığın neliği üzerine de söz söyler. Yazı, dil ve düşünmedir onun için ve neden yazdığı ile ilgili şöyle der: “Durumlar zorladığı için yazıyorum, topluma hizmet etmek için yazıyorum; boşalmak için; endişelerimden sıyrılmak için; geçmişi anmak için; işler gerektirdiği için; coşkularımı yitirmemek için; insancıklara bir şeyler öğretmek için; oyunu sevdiğim için; kıtır atmaktan hoşlandığım için; yıldızlara gidemediğim için; hoşuma gittiği için…” der ve ekler: “Bu kadarcıkla biter mi?” Elbette bitmez: insan-kültür arasındaki bağı sergilemek, göstermek için yazar, ki bu bağ da yazıdır, yazı kültürün transferidir.

Daha çok dil ve kültür bağlamındaki çalışmalarıyla tanınan Uygur için, eğitim, eğitimi oluşturan öğeler, eğitimle ilgili sorunlar da denemeci bir telaffuzla ele aldığı hususlardan biridir. Mustafa Günay, “Nermi Uygur’un Eğitime Bakışı” başlıklı yazısında Uygur’un eğitimi nasıl tanımladığına dikkat çeker: “Eğiten, belli bir yetisine, ustalığına, başarısına dayanarak eğitimdeki yerini alır. Gerçekte bu yeri hak etmese, kendinden bekleneni ortaya koymasa da, eğitmeye yönelen aksiyonlarından dolayı, aksiyonlarıyla eğitir.” Eğitenin, yapıp etmelerinden soyutlanamayacağına işaret eden Uygur, eğitileni de hareketlilik bakımından tanımlar: “Eğitileni salt edilgin, alıcı, sessiz, düpedüz dural bir varlık diye düşünmek yanlıştır. İnsandır eğitilen. İşlenen taştan, kazılan bakırdan, kesilen ağaçtan değişik bir biçimde etkin ve dirençlidir. Yani şuurludur, kuşkuludur, sorar, karşı koyar, eleştirir. Yaşı bakımından, tarih-toplum-kültür boyutları içindeki yeri bakımından, yetiştiği alan bakımından, eğiticisinin tavrı bakımından, eğitilenin, değişik hareketlilikler göstereceği ortadadır.” Eğitim ne yalnızca kuram ne de yalnızca aksiyondur Uygur’a göre: ikisi el ele, birlikte yer alır, almalıdır. Bunu da eğiticilerin dikkatine sunalım.

Üç Düşünür Üzeri̇ne Yazılar – Nermi̇ Uygur – İoanna Kuçuradi̇ – Betül Çotuksöken, Editör: Hale Seval, 202 syf., Paradigma Akademi Yayınları, 2024.

İOANNA KUÇURADİ’DEN ALACAĞIMIZ ÇOK ÖNEMLİ DERSLER VAR

Söz konusu eğitim olunca, “nasıl bir eğitim?” sorusunu sormak bir mecburilik. Çünkü insan, eğitim ile insan olabilir, insanlaşabilir. Dolayısıyla bugün en çok ihtiyacımız olan şey insanlaşmayı temel alan bir eğitim anlayışı. Bunun için de İoanna Kuçuradi’nin daima vurguladığı üzere başları açan ideoloji eğitimine, etik temelli insan hakları eğitimine, paha bilgisini ve doğru değerlendirme bilgisini odağına alan bir eğitime ihtiyaç var. Bu arada her şeyden önce “etik nedir, ahlâk nedir, bu ikisi arasındaki fark nedir, paha nedir, kıymetler nelerdir, doğru değerlendirme nedir, nasıl yapılır”: Bu gibi sorulara cevap aramak ve kavramların açık bilgisine sahip olmak büyük önem taşıyor. Dursun Ayan, “Prof. Dr. İoanna Kuçuradi ve Etik Kitabı (Anılar, Çağrışımlar ve Okumalar)” başlıklı yazısında, ideolojinin kavramlarda yansıyan bir ruh terbiyesi, bir kavram ustalığı olduğunu akıldan çıkarmamak gerektiğini vurguluyor. Kuçuradi’nin, Etik kitabında bu kavrama açıklık getirdiğini ve okuyucunun zihnindeki bazı kavram çapaklarının tabiatıyla atıldığını dile getiren Ayan, “etik”in rastgele kullanımıyla ilgili şöyle diyor: “‘Etik’ sözcüğünü laf olsun diye söyleyen bir ‘modaya kapılmak’ veya laf arasında ‘etik buraya iyi gidiyor’ diye ‘şekil yapmak’ felsefi bilgiyi kendine dert etmeyenler için sorun olmayabilir, felsefi bilginin bir davranış değişikliğine, etik kıymet taşıyan harekete dönüşmediği bünyelerde etik esasen ‘no problem’. Ancak yine de bu yanlış kullananların kulağına kar suyu kaçırmak gerekir.”

Uğur Selçuk Güneşli, “İoanna Kuçuradi’nin Çocuklar için İdeolojiye Katkıları” başlıklı yazısında, Kuçuradi’nin bir söyleşide dile getirdiği şu sözleri tekrar hatırlatıyor bizlere: “Üniversite öncesi öğretimde ideolojiye dört ders verin, öğretmenlerin hazırlığını da bize verin, Türkiye yirmi yıl sonra farklı olur.” Eğitim, etik, insanlaşma eğitimi gibi mevzularda Kuçuradi’den alacağımız çok önemli dersler olduğunu belirten Güneşli, “Özellikle de Türkiye’nin geleceği, gelecek kuşakların önce kendini tanıması, insan-insan, insan-toplum bağlantılarını yönetebilmede başarı gösterebilmeleri için” diyor.

BETÜL ÇOTUKSÖKEN’E GÖRE İDEOLOJİ EĞİTİMİ 21. YÜZYILIN ANAHTARI

“Kavramlar”, “eğitim” kavramı ve ideoloji eğitimi, Betül Çotuksöken’in de antropolojik (insan-varlık bilgisi) yaklaşımla üzerine çokça söz söylediği ve yazı yazdığı konular arasında yer alıyor. Çotuksöken, eğitimde insana ilişkin bilginin, özellikle eğitenin ve eğiten kurumun insan kavrayışının çok önemli olduğuna, eğitimi birinci dereceden etkilediğine dikkat çeker. Ayrıca eğitimde felsefi olanı ön plana çıkarmak gerektiğini çokça vurgular ve bu konuda şöyle der: “İnsanlık, hemen her alanda olduğu gibi, eğitim alnında da dinî olanı yüzyıllar boyu denedi; uzunca bir vakittir bilimsel olan da deneniyor. Ancak bilimsel olanın temeli felsefi olanla döşenmediği taktirde sorunlar gereğince algılanamayacaktır. Çünkü ideoloji bize, tansiyonların farkına varmayı, irtibatlar kurmayı, dünya sorunlarını keşfetmeyi öğretir. Öyleyse eğitimin yarınını kurmada bilimsel olana ek olarak felsefi olanı öne çıkarmanın vazgeçilmez olduğunu anlamalıyız. (…) Öyleyse, ‘felsefe eğitimi ve felsefi temelli eğitim, yirmi birinci yüzyılın anahtarı’ gibi görünmektedir.”

Hâle Seval, “Kavramlara İdeoloji ile Bakmak: Betül Çotuksöken ve Gilles Delleuze-Félix Guattari” başlıklı yazısının girişinde şöyle diyor: “Yıllar önce, ideoloji üzerine yazdığım ilk makale düzelti için geri döndüğünde şaşırmıştım, eksik olan neydi? Hocam kavramlarına bak demişti.” Seval’i kavramlar konusunda uyaran hocası Betül Çotuksöken’dir. Dili ihtimamlı kullanan ve kullandığı her bir kavramı ihtimamla seçen Çotuksöken, Kavramlara İdeoloji ile Bakmak kitabında, kavramların ideolojiyle olan bağlantını ortaya koyar. Çotuksöken’e göre insan için asli olan kavram üretmedir: “bir dili ya da daha doğru bir deyişle bireyin dilini, telaffuzunu herhangi bir ‘ses çıkarmadan’ ayıran o ferdî lisanın, telaffuzun gerisindeki kavramdır”.

Nermi Uygur, kitaplarıyla bana hocalık ederken, İoanna Kuçuradi ve Betül Çotuksöken doğrudan hocam oldu. Kuçuradi ve Çotuksöken bugün hâlâ ders vermeye, öğrencilerin elinden tutmaya, ideolojinin ışığıyla yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. İşini iyi yapan hocalara denk gelmenin tesadüfe kaldığı günümüzde, ben bu konuda daima şanslıydım. Nermi Uygur, İoanna Kuçuradi ve Betül Çotuksöken’in felsefi çalışmaları hakkında yazılan yazılardan bir seçki sunan ‘Üç Düşünür Üzerine Yazılar’, bu değerli üç ismin, uzaktan da olsa sizlere de hocalık etmesini, yol göstermesini sağlayabilir. İşte size de bir şans…

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Antalya’da Michelin Yıldızlı Şefler ve Türkiye’nin Ünlü Şefleri Bir Araya Geldi

HIZLI YORUM YAP