32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Kabahatlerle Mücadele Dairesi (KOM) 1980 yılı… Bu dairenin önemli ünitesi Narkotik Hatalarla Mücadele şubesiydi. Şehit polis çocuğu olan Bülent Kılıçtepe, ekipler amiri olarak göreve başlamıştı. Önemli operasyonlarda bulundu. Ardından Mardin Narkotik Şube Müdürlüğü’ne atandı. Sonra da İstanbul Narkotik Şube ekipler amiri oldu…
Bir uyuşturucu operasyonunda, “Almanya’da çalışan uyuşturucu alıcısı” rolündeydi. Altında Alman plakalı son model bir otomobil vardı. Eroin kaçakçısı iki kişi Mardin’den gelmişti. Arabanın bagajında uyuşturucu parası da vardı. Alıcı olduğu için maldan anlaması gerekirdi. Eroini yemek kaşığı içinde analiz etti. Kokladı. O da yarı kafayı buldu. İki satıcı arabada parayı sayarken, Bülent silahını çekti. Kaçakçılar da silahını çekti. Operasyon için işaret bekleyen polis memurları Süleyman ve Yavuz da harekete geçti. 3 kilo eroin yakalanmıştı.
Bülent Kılıçtepe, SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Hürmet Öztürk’e konuştu.
DİNİ AYİNLER VE HASTALIKLARDA
Dünya ülkelerinin bugün en önemli sıkıntılarından birisi de uyuşturucu kullanımının giderek artması. Evvelce dini ayinlerde ve bazı hastalıkların tedavisi için tıpta kullanılan bu unsurlar günümüzde değişik sentetik çeşitleri ve berbata kullanımıyla toplumların baş belası haline geldi. Uyuşturucudan elde edilen paranın cazibesi de kötü niyetli insanları bu yola itiyor. Emniyet Müdürü Bülent Kılıçtepe, emekliye ayrıldı ama Narkotik cürümlerle uğraşını eğitimler vererek, anne-babaları uyararak yerine getirmeye çalışıyor. Kılıçtepe SÖZCÜ’ye şunları anlattı:
“Kolay yoldan para kazanmak isteyen bu kötü niyetli kişilerin teşvikiyle üretimi engellenememesi, dünya gençliğinin büyük sorunu haline geldi. Dünyada uyuşturucunun üretiminin her yıl artması, kullananların, tedavi merkezlerinin ve tedavi görenlerin, ölümlerin, yakalanan malların, zehir satıcılarının, hapishanelerin ve hapishanedeki zehir satıcılarının, mücadelede yapılan masrafların, özellikle sentetik madde çeşitlerinin artması vahimdir. Bu mevzuyla mücadele etmek için her ülke kendi yapılanmasını oluşturmuş, lakin uluslararası boyutta bir suç olmasından dolayı devletler uluslararası dayanışmaya girme ihtiyacı hissetmiş ve buna göre yapılanmalar oluşturdu. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 1987 yılında, uyuşturucu kullanılmayan sağlıklı bir toplum gayesine ulaşmak, uyuşturucu ile mücadele konusunda uluslararası alanda eylem ve iş birliğini güçlendirmek amacıyla 26 Haziran tarihini ‘Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü’ olarak kabul etmiş.”
ÜLKEMİZİN DURUMU DA KÖTÜ
Emniyet, jandarma, uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadele ediyor ama bu ülke, uyuşturucu kaçakçılığına adı karışan bazı kişilerin, İçişleri Bakanı’nın makam odasında fotoğraf çektirmelerine de şahit oldu. Bülent Kılıçtepe, ülkemizdeki sorunu şöyle aktardı:
“Uyuşturucu kullanımı maalesef son yıllarda ülkemizde de gençliğin önümüzde duran dağ gibi problemidir. Mücadele tam güçle devam etmesine rağmen sorun önlenememekte, hatta gitgide büyümektedir. Ayrıyeten uyuşturucu madde temini için ve uyuşturucu madde aldıktan sonra işlenen hatalardaki artış da düşündürücüdür. Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2020’de uyuşturucu kullananların sayısı 284 milyon kişiydi. Bu sayı 2021 yılında 296 milyon kişiye ulaştı. Ayrıyeten raporda son 10 yılda uyuşturucu kullanımının yüzde 23 arttığı belirtildi.”
Ülkemizde uyuşturucu bağımlılığı tedavisi Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerinde, üniversitelere bağlı tıp fakülteleri psikiyatri kliniklerinde, Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile irtibatlı üniversite hastaneleri ve bazı özel hastanelerinde yapılıyor. Ülkemizde 2007 yılında 19 olan tedavi merkezi sayısı bugün 156’a çıkarılmış durumda. Yatak kapasitesi bin 600 civarında. Fakat bu sayılar son derece yetersiz. Kılıçtepe konu hakkında şu bilgiyi paylaştı:
CEZAEVLERİ SATICILARLA DOLU
“Türkiye’de 2021 yılında ayaktan ve yatarak uyuşturucu tedavisi görenler toplam 262 bin kişiydi. 2022 yılında uyuşturucu madde tedavisi görenler 302 bin küsuru ayakta, 18 bin civarında kişi ise yatarak olmak üzere toplam 321 bin kişiyi buldu. Bu sayılar, tedavi boyutunun gitgide büyümekte olduğunu gösteriyor. 2016 yılında Türkiye’de hapishanelerde toplam 200 bin hükümlü ve tutuklu vardı. Bunların 37 bini uyuşturucu madde ile temaslı suçlardan ötürü ceza infaz kurumlarında yatıyordu. 5 yıl sonra ise 383 hapishanede 300 bin hükümlü ve tutuklu vardı. Bunun 101 bini uyuşturucu ile temaslı suçlardan yatıyordu. Günümüzde de yaklaşık 150 bin kişi uyuşturucu hatalısı olarak cezaevlerinde. Bu sayılar uyuşturucu ile çabanın polisiye boyutunun da ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.”
ESRAR, BASAMAK OLUYOR
Türkiye’de ilk uyuşturucu kullananların yüzde 70’i esrar, yüzde 13’ü ise Metamfetaminlerle bu bataklığa doğru yola çıkıyor. Esrar kullanımı daha ağır uyuşturuculara geçiş için basamak olarak kullanılıyor. Kılıçtepe, “Bir taneden bir şey olmaz” denilmemesi gerektiğin belirterek şu bilgiyi paylaştı: “Bütün uyuşturucu ve kötü alışkanlıkların bağımlılığı çoğunlukla önce merak, özenti, arkadaş ısrarı, keyif almak için, kişisel ve aile sıkıntılarıyla başlar. Maddeyi bir kere denemenin gerisinden gelen iki ve üçüncü denemeyle de yarı bağımlılık ve tam bağımlılık oluşur. Gençlere ergenlik çağında yararlı işlere yönelmesiyle ilgili masraf yapmazsanız, ilgilenebileceği kötü şeylerden ötürü daha fazla masraf yaparsınız. Kısaca; bu sorunu önlemek, ödemekten hem ucuzdur hem de daha kolaydır.”
Bu olayların hiçbirinden gençler sorumlu değil!
Uyuşturucu kullanımı gençlerde alabildiğine yaygın olduğunu hususla ilgili her yetkili kabul ediyor. Evvelden uyuşturucu alabilmek için torbacıya gidilirken, günümüzde artık konutlara, ofislere servis yapılıyor. Bülent Kılıçtepe anne-babalara şu ikazları yaptı: “Anne veya baba uyuşturucu kullanıyorsa, çocuk uyuşturucu kullanma eğilimine yakın olur. Anne gebeyken uyuşturucu kullanırsa, çocuğu da uyuşturucu kullanma eğiliminde olur. Çocuklarımızın psikolojisini güçlendirmeli, sorunlarla başa çıkmayı öğretmeliyiz. Sorunlarını çözemezse bu kez kendisini sahte dünyanın içinde buluyor. Sosyal sebeplerle de uyuşturucuya başlayanlar oluyor. Savaşlar, sel, yangın, deprem, göç, boşanma, ailenin ekonomik bozukluğu, yarına güvensizlik, işsizlik, gençlerin uyuşturucuya bağlanmasında neden oluyor. Aslında bu olayların hiçbirinden gençler sorumlu değil.”
Uyuşturucu kullandığı nasıl anlaşılır?
Kişi madde kullanmaya genelde ergenlik çağından itibaren başlıyor. Madde kullanımıyla bir arada bazı ruhsal, bedensel ve davranışları da değişiyor. Ailelerin bu hususta dikkatli olması gerekir. Kılıçtepe bu mevzuyu şöyle açıkladı: “Aileler şuna dikkat etmeli; Çocuğunda huzursuz, sonlu olma hali, gözlerde kızarıklık, okula, hobilerine ve yakınlarına ilginin azalması, okul başarılarında düşüşler, arkadaş etrafında, konuşma bahislerinde, biçiminde ve kullandığı sözlerdeki değişiklikler, tatminsizlik, memnuniyetsizlik, kilo kaybı, iştahın azalması veya artması, zaman zaman aşırı hareketlilik, sevinç hali veya hareketsizlik, içe kapanmak, yorgunluk halsizlik, aile ile az zaman geçirmek ve konuta geç saatlerde veya hiç gelmemek, evden bazı eşyaların eksilmesi, etrafa açıklayamadığı borçlanmalar. Şayet bu saydıklarımdan bir veya birkaç tanesi ile karşılaştığınızda, genç kesin uyuşturucu madde kullanıyor demek değildir. Bu davranışların altında yatan öbür sebepler de olabilir. Bu gibi durumlarda bir psikoloğa başvurmakta yarar var. Fakat kişinin madde kullanıp kullanmadığının kesin tespiti; bireyden alınan kan, idrar, saç kılı gibi bazı örneklerin laboratuvarda incelenmesiyle ortaya çıkar. Aileler ayrıyeten Sağlık Bakanlığı’nın uyuşturucu madde bağımlılığı ile ilgili müşavere hattı olan ALO 191’i arayarak bu mevzuda yardım talep edebilirler.”
Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı’na atanmasıyla operasyonlar hızlandı. İşte son bir yıllık operasyon bilançosu.
Tedaviye erken başlamak önemli
Uyuşturucubağımlılığı, vücudun işlevlerini olumsuz etkilediği halde bırakılamayan ve yokluğunda kriz yaratan hususların alınması biçiminde de tanımlanıyor. Bu unsurlar cinsine göre bireyde ruhsal, fizikî bağımlılık yaratır. Yaptığı tesirlere göre; (merkezi sinir sistemini uyuşturucu, uyarıcı ve hayal gösterici gibi) sınıflara ayrılıyor. Emekli Narkotik Müdürü Bülent Kılıçtepe, her türlü uyuşturucu bağımlılığı tedavisine erken başlamanın hastanın güzelleşmesi ve hastanın yakınları için avantaj olduğunu belirtti. Kılıçtepe, “Uyuşturucu kullanımı sonucu oluşan bağımlılık bir suç, ahlaksızlık veya iradesizlik meselesi değildir. Uyuşturucu kullanımı tedaviyle güzelleşebilen bir beyin hastalığıdır. Bedenimizin nasıl bir organı hasta olabiliyorsa bu madde alımıyla da beynimiz hasta oluyor. Bu mevzuda tedaviye erken başlamak çok önemi” dedi.
Laikliğe Alışılmamış Protokole 75 Milyon
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.