DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ÇEYREK ALTIN

5.110,00%0,95

TAM ALTIN

20.381,00%1,12

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

Öğle Vakti a 12:55
Bursa HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,5467

EURO 36,0147

ALTIN 3.005,41

BİST 100 9.549,89

Öğle 12:55

Uzmanlar 15 TemmuzA Karşı Türkiye İktisadının Gücünü Koruduğunu Vurguladı

ad826x90

Analist Cüneyt Paksoy, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün Türkiye siyasal tarihi kadar Türkiye iktisadı ve finans piyasalarına önemli etkileri olduğunu belirtti.

Bu süreçle mücadele ederken Türkiye’nin kararlı olduğunu göstermek adına hain darbe teşebbüsünden sonra ilk günden itibaren piyasaları açık tuttuğunu, işlemlerin kesintisiz devam ettiğini ifade eden Paksoy, gayretin çabucak sonrasında alınan tedbirlerle sürecin negatif tesirlerinin yumuşatılmaya çalışıldığını söyledi.

Aslında bunların çok önemli adım ve uğraşlar olduğunu, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün ekonomi ve finans piyasaları üzerinde o günün koşullarında kaçınılmaz bazı tesirlerinin de bulunduğunu anlatan Paksoy, şu değerlendirmeyi yaptı:

Ekonomi üzerinde o periyotta enflasyonun yüzde 6’lara yakın ve tek hanelerde olduğunu biliyoruz. Sonrasında çabucak bir sene içinde enflasyon tekrar yüzde 10’ların üzerine çıkmıştır. İşsizlik o devirde yüzde 10 sınırını zorlarken, yine o periyodun etkileri olarak 12’lere, 13’lere ulaşmıştır. Makro manadaki gelişmelerdeki en büyük etken de büyüme tarafında olmuştur. Özellikle 7 yıllık bir büyüme sürecinin kesintiye uğradığını ve trendin etkilendiğini gözledik. Finans piyasalarında da önemli etkiler oluştu. Kurlarda hareketlilik gördük. Borsada birkaç gün içinde sert düşüşler gördük. Kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not indirimlerini ve bu not indirimlerinin yabancı sermaye üzerindeki etkilerini izledik. Yabancı sermaye o periyotta önemli bir şekilde nakde geçerek yurt dışına çekilmişti. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primindeki (CDS) yükseliş ve diğer dinamikler kurdaki harekete de bağlı olarak borçlanma maliyetlerimizi yukarı yönlü etkilemişti.

Bunların aslında önemli bir paradigma değişimi olarak görülebileceğini aktaran Paksoy, zira ekonomi iyi noktada ilerlerken milli gelirin de 12-13 bin dolarlara yaklaştığı bir ortamda daha ileriye gitmek isterken, tekrar tarafını aşağıya çevirmesinin, bireylere, vatandaşlara dokunuşu manasında önemli görülmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin önemli süreçlerdeki mücadele gücü öne çıktı

Paksoy, Türkiye’nin bu süreçten çıkmak adına önemli kararlar aldığını dile getirdi. Türkiye’nin bu süreçte yapısal ıslahat yapmaya uğraş ettiğini kaydeden Paksoy, bu süreçten çıkmanın kolay olmadığını ifade etti.

Türkiye’nin bu mücadelesini anlatan Paksoy, şunları kaydetti: Aslında tam toparlanma sinyallerinin oluşacağı ortamda da 2017-2018 devirlerinde ABD’yle Rahip Brunson davası üzerinden oluşan sürecin de etkilerini gözlemledik. Türkiye ekonomisinde orada da bir mücadele süreci oluştu. Ardından pandemi süreci, yine bir mücadele yaşanan deprem afetleri, hepsi kısa tarihimizde önemli dönemeçler olarak geçti. Yani 15 Temmuz’da da başlayan süreç aslında bahsettiğimiz başlıklarla da tesirini devam ettirdi ama şunu görüyoruz ki gelinen noktada tamam olarak tahminen bu devrin muhasebesini yaptığımızda enflasyonun yüksekliği, iktisattaki bazı dinamiklerin bozulma eğilimleri, büyüme tarafındaki mücadele ve diğer tüm dinamiklere baktığımızda yaşanan gelişmeler zorlukları gösterse de Türkiye’nin bir yandan da mücadele gücünü de görmek gerekiyor. Yani makul kısa vadeli daralma süreçleri dışında Türkiye daima büyümeyi becerebilmiş, iktisadını yukarı yönlü taşıyabilmiş bir ülke olarak kayda geçti. Türkiye yine bu periyotta ihracatını artırmayı başarabildi. Enerji gibi bir konuda önemli adımlar attı. Başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda adımlar atıldı.

Paksoy, bunların, sonuçlarının ileride görülebilecek adımlar olduğunu vurguladı. Şu an yürütülen enflasyonla mücadele programı kapsamında da enflasyonun aşağı gelmesi sonrasında gerçek dalın motivasyonunu kazanması ve ihracatın artması adına alınacak tedbirlerin de önemli olacağını vurgulayan Paksoy, ama 15 Temmuz’dan başlayarak birçok gerilim başlığıyla mücadele eden Türkiye’nin yeniden güçlü ve normal piyasa istikrarlarına kavuşma gayretinin kıymet taşıdığını belirtti.

Paksoy, bu gayretin gayelerinin belli olduğunu dile getirerek, Olağan ki yapısal ıslahat noktasında ve daha birçok alanda önemli adımlar bizi bekliyor. Yapılması gereken çok iş var ama en azından Türkiye piyasası rekabetçi olabildiğini, krizlerle mücadele edebildiğini, dinamik bir ekonomi olabildiğini göstermiştir. diye konuştu.

Paksoy, Bundan sonrasında da küresel piyasalarda yaşanan zorluklara, küresel risk iştahındaki azalışa, enflasyonun tüm dünyada yaptığı tesirle kendi içimizde de mücadele etmemize rağmen jeopolitik risklerin önemli bir başlık olduğu ve siyasetin global ölçekte ABD seçimleri ve Avrupa içindeki yaşanan gelişmelerle öne çıktığı bir periyoda rağmen Türkiye, kendi dinamiklerini oluşturma noktasına kararlı olduğunu göstermeye devam ediyor. Bunda da kesintisiz olarak bu karar sürecinde yoluna devam etmelidir. Türkiye iktisadının dinamikleri güçlüdür. Mücadele gücü güçlüdür. Bunu tam olarak kazanıma dönüştürmek ve amaçlarımızı yukarı yönde revize etmek için önemli bir çalışma süreci bizi beklemektedir. değerlendirmesinde bulundu.

Darbeler her zaman Türkiye iktisadının dünyadaki sıralamasında gerilemeye neden oldu

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Dinç de Türkiye’de darbelerin her zaman demokrasiye yapılan saldırılar olarak tartışıldığını belirtti.

Temelde bunun doğru olduğunu ancak bu darbelerin ekonomiyi de vurduğunun tartışılmaması durumunda eksik kalacağını ifade eden Dinç, şöyle devam etti:

1960 darbesinden önce Türkiye dünyanın ilk 10 iktisadı arasındaydı veya farklı raporlamalara göre 11. iktisadıydı. Darbeyle bir arada 6 sıra birden kaybetti. 1961’de sıralamada 16’ncılığa düştü. Sonraki sene 17’inciliğe geriledi. 71 darbesiyle bir arada 19’unculuğa düştü. Bu da yetmemiş olacak ki 80 darbesi Türkiye’yi dünyanın ilk 20 büyük iktisadı listesinin dışına atmıştı. Dünyada birçok ekonomi hızla ileri giderken Türkiye darbe ortamının etkisi altında tam tersine gidiyordu. 1990’larda da Türkiye’nin kaderi değişmedi.

28 Şubat sürecinin bir sonucu olan 2001 krizinde darbeciler ve onların şemsiyesi altındakilerin Türkiye’den hortumladığı meblağ 60 milyar doları buldu. 28 Şubatçılar iktisadın neredeyse üçte birini yok etti. 2001 krizinden önce 200 milyar dolar civarı olan gayrisafi milli hasıla krizle bir arada 140 milyar dolar civarına düştü ve Türkiye’nin cari açık sorunu da 28 Şubat’ın sonucu ve ürünü olan 2001 krizinden sonra başladı. İlk 20 ekonomi arasına dönmek 30 yıl sürdü ama bunun işaretleri belirir belirmez, AK Parti’ye kapatma davası, e-muhtıra, 17-25 derken, 15 Temmuz da tüm diğer darbelerin devamı olan ‘aynı zihniyet rolünü’ oynamak için sahneye çıktı. 27 Nisan muhtırasında darbeci kafaya atılan tokat 15 Temmuz’da yüzlerinde patladı.

Dinç, 15 Temmuz hain darbecileri hedeflerine ulaşsaydı Türkiye, iktisadının üçte birini kaybetmiş olacaktı. 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne karşı bu millet verdiği kahramanca mücadele ile dinini, imanını, izzet ve haysiyetini korumuştur ama sadece bunlarla hudutlu değildir. 15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsaydı 30’uncu ekonomi ancak olabilirdik. Bugün Türkiye’de kazanılan her ekmekte o günkü uğraşın de bir katkısı olduğunu unutmamalıyız. diyerek sözlerini tamamladı.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa HaberBursa GündemBursa Gündem HaberBursa HaberleriBursa Son Dakika

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Serbest Bölgelerden 13 Milyar Dolarlık Ticaret

HIZLI YORUM YAP