32,6201$% -0.14
35,4573€% -0.07
2.502,99%-0,31
4.057,00%1,01
16.252,00%1,02
2.385,32%-0,22
10.851,78%-0,19
Herkesin merakla beklediği, ilgiyle izlediği Avrupa Futbol Şampiyonası’nı takip etmek için Almanya’dayım. Grup kampları, maçlar, röportajlar derken hem eski bir dostu ziyaret etmek, hem de güzel bir hikaye için Gelsenkirchen’e yolum düştü. Adem Çukur ile yaklaşık 17-18 yıl önce tanışmıştık. Schalke-Fenerbahçe maçları öncesiydi. O zamanlar Türk-Alman dostluk derneği başkanlığını yapıyordu. Adem ağabey hala da bu çerçevede çalışmalarını sürdürüyor.
Bu kente bağlı olan Schalke kulübünün Onursal Başkanı Gerhard Rehberg’in de yakın arkadaşı. Kendisi de yaz tatillerini ülkemizde geçiren bir Türk dostu. Sohbetimiz doğal olarak futbol oldu.Bölgeyle ilgili ilginç bir detay söz konusu. Alman Milli kadrosuna kaptanlık yapmış ve hala yapmakta olan iki Türk’ü yetiştirmiş bir yer burası.
Biri Zonguldaklı, oburu Balıkesirli ailenin çocukları olarak tahminen de imkansıza yakın bir şeyi başardılar.Alman futbolunun yaklaşık 20 yılına damga vuran iki Türk’ün kenti..Bu kente bağlı olan iki mahalle.. Bismarck ve Feldmark mahalleleri yan yana..
Bismark mahallesi evvelce maden çalışanlarının mahallesiydi. Mesut Özil’in doğduğu ve çocukluğunun geçtiği yer. Feldmark ise farklı işçi kümelerinden oluşan bir mahalle.
İki işçi ailesinin çocuğu da zor kaidelerde pes etmedi, çalıştı, elinden gelen her şeyi yaparak buralardan çıkıp dünya futbolunun zirvesine ulaştı. Bununla da kalmadı farklı dönemlerde Almanya Milli Takımı’nın lideri olmayı başardı. Önce Mesut’un evinin çabucak yanındaki alana gidiyoruz. Burası kendisinin ilk futbolla tanıştığı yer. Grabenstrasse sokağındaki saha.. O devirde günün büyük kısmını burada geçirirmiş. Futbol ismine ilk temeli bu sahada almış. Asistler, paslar, goller..
Adem ağabey çok yakından tanıyor Mesut’u, ailesini. Adeta çocukluğunu bile biliyor. İlkay’ın da babasıyla çok yakın…
Milli ekibe geliyor konu..Kendisinin görüşü, Mesut Özil’in o periyotta Almanya’yı seçerek doğru yaptığı görüşünde. Aksi taktirde mesleğinde hiçbir zaman bu düzeye ulaşamayacağını söylüyor. Hatta o dönemki bazı diyalogları da paylaştı.
Babası Mustafa Özil’in milli takım seçimi öncesinde A Milli Futbol Takımı’nın yetkilileri ile konuştuğunu ve “Benim oğlum çok yetenekli. Onu daima oynatacaksanız” gelsin dediğini ifade etti. Ardından da A Milli Grup yetkililerinin bunu o dönem bir pazarlık ögesi olarak gördüğünü bu yüzden işin çıkmaza girdiğini anlattı. Almanların ise yapılan görüşmelerde çok net olarak, “Mesut bizi seçerse onu daima oynatacağız, her zaman talih vereceğiz” tabirinin aldığı kararda etkili olduğunu söyledi.
Mesut Özil’in yolu son periyotta Türkiye’de Fenerbahçe ve Başakşehir kulübüne yolu düşerken dayanılmaz bir mesleğe imza attı. Dünya Kupası’nı kazanan Almanya’nın en önemli oyuncusuydu, kaptanlarından biriydi. Kulüp mesleğinde de Almanya’da kendini parlattı, ardından İspanyol devi Real Madrid’e gitti… Oradan da İngiltere Premier Ligi’nin köklü kulübü Arsenal’e…
Şimdi de İlkay Gündoğan Almanya Milli Takımı’na liderlik yapıyor. Bu liderliğini özellikle Macaristan maçında ziyadesiyle gösterdi. Önce Jamal Musiala’ya asist yaptı, ardından kendisi ağları havalandırarak grubunun ev sahipliğini yaptığı bu önemli tertipte 2’e 2 yapmasını sağladı, manşetlere çıktı.
Onun da ilk futbol oynadığı yere gidiyoruz. Hessler 06 kulübü.. Amatör kulübün altyapısında başlıyor onun da macerası. Şimdi gençlerin top koşturduğu bu güzel tabanı ise büyük bir vefa örneği göstermiş ve İlkay hediye etmiş. İlkay futbola başladığında alışılmış ki tabanlar, imkanlar bu kadar iyi değilmiş.
Kulübün koordinatörü Claudia Cebella ile sohbet ettik. O da İlkay’ın hakkını teslim edenlerden birisi… İlkay’ın dayanağının önemli olduğunu ifade edip buradaki birçok çocuk için rol model, mesleklerinde yola çıkarken bir lider olduğunu belirtti.
Çocuklarını izleyen aileler de bu alandan Almanya Milli Takımı’nın kaptanının yetişmesinin memnunluğunu yaşarken kendi çocukları için de benzer bir hikaye düşlüyor, onun gibi mükemmel bir mesleğe imza atmasını istiyor.
Ardından çok mütavazı kulüp binasını geziyoruz. Alanını yaptırdığı, bu kulübe büyük bir vefa örneği gösterdiği İlkay’ın, hediye ettiği imzalı forması duvarda asılı. Soyunma odalarını ziyaret ediyoruz. Onun periyodundan bu vakte adeta nereden nereye geldiğini gözlerimizle görüyoruz.
İki farklı hikaye, ikisi de yıldız. İkisi de Almanya Milli Takımı’nın formasını giyip, harikulade başarılar yakalasa da ikisi de Türk. A Milli Futbol Takımı’nın formasını giymediler, mesleklerinde farklı bir rota çizdiler ama ülkelerini saha dışında temsil ettiler. Önce Mesut Özil, ardından da hala İlkay Gündoğan Almanya’daki Türk çocuklarına başarıyla önemli bir motivasyon ögesi oldular.
Alp Ustaoğlu Yazdı: Bir Turnuvadan Daha Fazlası!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.