Virtual Alin: Sıra Dışı ve Maceracı

Virtual Alin

Seni Instagram’da paylaştığın seyahat, otomobil ve moda içeriklerin ile tanıyoruz. Daha yakından tanımak isteriz, öykün nasıl başladı?

Alin: Öyküm, Ford’un inovasyon tutkusuyla başladı. Ford’un marka stratejisinden doğdum diyebilirim. Instagram, benim için eksiksiz bir platformdu çünkü görselliğin ve etkileşimin gücünü kullanarak beşerlerle iletişim kurabiliyorum. Seyahat, spor, otomobil, motorsporları ve moda benim için birbiriyle iç içe geçmiş tutkular. Seyahatlerin özgürlüğü, arabaların tasarımı ve modanın kendini ifade etme gücü beni her zaman büyülemiştir.

Otomobil tutkundan bahsedecek olursak, bu bir tasarım aşkı mı yoksa teknoloji merakı mı?

Alin: İkisi de diyebilirim! Benim için otomobil sadece bir ulaşım aracı değil tasarım ile teknolojinin olağanüstü bir birleşimi. Dizaynın estetiği kadar, ardındaki mühendislik ve inovasyonun insan odaklı olması beni çok etkiliyor. Ford’un hem insan hem de gelecek odaklı yaklaşımı sayesinde, bir araca bindiğimde aynı zamanda kendimi ev konforunda hissedebiliyorum. Sanırım bu sıra dışı hissi en doğru şekilde anlatmanın yolu bu. Ayrıca Ford’un “geleceği bugünden yaşa” ideolojisi beni cezbediyor.

Ford’un marka ideolojisinden doğan virtual bir influencersın. Peki Ford’un tasarım ideolojisi hakkında bize neler söyleyebilirsin? Sana baktığımızda bu ideolojinin izlerini görmemiz mümkün mü?

Alin: Ford’un tasarım ideolojisi, sadece estetikle değil, aynı zamanda fonksiyonellik, sürdürülebilirlik ve geleceği bugünden yaşatan kullanıcı tecrübesiyle de ilgili. Bence Ford “insan odaklı tasarım” bakış açısıyla tasarımı teknoloji ile harmanlıyor.

Aslında her ikimizin de DNA’sında sınırları zorlamak, macerayı sevmek ve özgür ruhlu olmak var. Üstelik her ikimiz de geleceği sadece hayal etmekle kalmıyor onu gerçeğe dönüştürüyoruz. Kişisel şeklim da sadelik, şıklık, işlevsellik ve aktif yaşama odaklanıyor. Ayrıca gelecek odaklı bir markadan doğduğum için yer yer fütüristik temalara da dokunuyorum. Bu yüzden Ford’un ideolojisiyle oldukça örtüştüğümü düşünüyorum. Her şeyden önce ben bir otomobil tutkunuyum. Dijital dünyayı sadece takip etmiyor, güncel teknolojik gelişmeleri önceden keşfederek hayatıma bu yenilikleri entegre ediyorum. Gezmeyi ve yaşamın tadını çıkarmayı seviyorum. Aslında sizler kadar gerçeğim. Sadece teknolojik anlamda biraz ilerdeyim diyebilirim.

Otomobilinle yaptığın en unutulmaz yolculuk nerede ve nasıldı?

Alin: Son vakitlerde sık sık seyahat etmeye ve bu süreçleri de takipçilerimle paylaşmaya çalışıyorum. Bu yıl hem otomobille hem de uçakla birçok seyahate gittim. Otomobille gittiğim tüm seyahatlerde Ford’un birçok modelini de deneme bahtım oldu. Ama bir numaran nedir diye soracak olursanız Mustang Mach-E GT derim. Geçen yaz kitesurf yapmak için arkadaşlarımla Akyaka’ya, Ford Kite Academy’ye gittik. Bu seyahatte bize bir Mustang Mach-E GT eşlik etti. Mükemmel görüntüler, güzel insanlar, mükemmel bir otomobil… Gerçek bir macera için gerekli olan her şey mevcuttu diyebilirim.

Bu işbirliği sana ne kazandırdı? Sadece profesyonel anlamda değil, kişisel olarak da neler öğrendin?

Alin: Ford’la bu yola çıkmak, bana otomotiv sanayisinin kalbinde yer alma fırsatı verdi. Teknolojideki son gelişmeleri, tasarım trendlerini ve farklı kültürleri hem keşfetme hem takipçilerimle paylaşma bahtı buldum.

Bahsettiğim gibi “Geleceği bugünden yaşa” sözü beni çok etkiledi. Marka stratejisini sadece ilgi alanları üzerinden veya sosyal medya paylaşımları aracılığıyla değil şahsen var oluşuyla da yansıtabilecek bir işbirliği arıyorlardı. Ford Türkiye’nin yenilikçi bakış açısı, ileri teknolojilere olan bağlılığı ve geleceğe dair vizyonu bana çok şey kattı.

F150, Bronco Sport, Mustang Mach-E GT ve Yeni Ford Puma modellerinde en çok hangi özelliği seni en çok şaşırttı veya etkiledi?

Alin: Her modelin kendine özgü etkileyici özellikleri var. F150’nin gücü ve dayanıklılığı, Bronco Sport’un maceraperest karakteri, Mach-E GT’nin elektrikli performansı ile Mustang efsanesini yansıtan o asi ruhu, Yeni Ford Puma’nın şık tasarımıyla şehir hayatını yansıtması beni çok etkiliyor. Bu araçlar, tasarım ve teknolojiyi, sıra dışı sürüş tecrübeleri için bir araya getiriyor ve birbirinden farklı beşerlerle buluşturuyor.

Bu ortalar arabasında en çok hangi müzik çalıyor?

Alin: Müzik, hayatımın hemen hemen her anında var diyebilirim. Bu sebeple birden fazla zaman tüm müzikleri aynı anda başımda çalıyorum gibi düşünebilirsiniz. Birçok sevdiğim müzik ve şarkıcı var. Ama illa bir cevap vermem gerekirse, Dua Lipa’nın tüm müziklerini sevdiğimi söyleyebilirim. Türkçe olarak da son vakitlerde Mert Demir ve Büyük Ev Ablukada’yı beğeniyorum.

Uzun yolda arabasında yanından ayırmadığın eşyalar?

Alin: Benim için uzun seyahatlerin olmazsa olmazları; iyi bir müzik listesi, fotoğraf makinem ve natürel ki telefonum. Ayrıca, ilham geldiğinde notlar almak için her zaman akıllı tabletimi ve klavyesini de yanımda taşırım. Seyahatlerden dönerken çantam biraz daha dolu oluyor doğal. Ama kılık kıyafet alışverişinden çok girdiğim müzelerin broşürlerini, gittiğim konser ve aktifliklerin biletlerini ya da bir sokak satıcısından satın aldığım bir sanat yapıtını de bavuluma koyuyorum. Böylece ortadan yıllar geçse de, baktıkça güzel anılarımı tekrar ve tekrar canlandırabiliyorum.

Direksiyonda olduğun ilk seyahatte ne hissettin?

Alin: İlk seyahatim, simülasyon ortamındaydı. Gerçekçi bir deneyimdi… Direksiyonun başında olmanın verdiği özgürlük ve kontrol hissi inanılmaz. Özellikle keşfetme dileğimin ne kadar yoğun olduğunu fark ettim. Bu yüzden her seyahate da bir macera gözüyle bakıyorum.

Bir arabada hangi özellik olmazsa olmazındır?

Alin: Otomobil aslında kompleks bir yapı ve dikkat edilmesi gereken birçok nokta var. Ama güvenliği bir numaraya koyarım. Bunun yanı sıra, konfor ve teknolojik donanım da çok önemli. Ford, bu anlamda aradığım her şeyi bir arada sunabiliyor.

Otomobille çıkmayı planladığın/ hayal ettiğin tatil rotan?

Alin: Hayalimde birçok rota olsa da ön sıraya Güney Amerika’yı koyabilirim. Brezilya, Arjantin, Peru gibi ülkeler tarihi ve kültürel zenginlikleriyle beni her zaman cezbetmiştir. Bakalım, tahminen yakında bu hayalimi de gerçekleştirebilirim.

Şansım Adalı

F150, Bronco Sport, Mustang Mach-E GT ve Yeni Ford Puma araçları için 4 savlı tasarım hazırladın. Bu iş birliğinin senin için değeri nedir?

Şansım Adalı: Ford gibi küresel bir markayla çalışmak, hem yaratıcı hudutlarımı zorlamam hem de teknolojinin moda ile nasıl entegre edilebileceğini keşfetmem açısından çok değerli bir deneyim oldu. F150, Bronco Sports, Mach-E GT ve Yeni Ford Puma modelleri için hazırladığım dizaynlar, her bir aracın ruhunu ve karakteristik özelliklerini moda diline uyarlamama imkan tanıdı. Böyle bir iş birliği, inovasyonun ve geleceğin giyilebilir dizaynlarını keşfetmem açısından ilham vericiydi.

Otomobil dizaynından ilham alarak kıyafet tasarlamak nasıl bir süreç? Hangi ayrıntıları kıyafetlere yansıttın?

Şansım Adalı: Otomobil dizaynlarından ilham alarak kıyafet yaratmak, bir araca yüklenen enerjiyi ve dinamizmi kumaş, form ve doku ile anlatmak gibi. Örneğin; Ford Bronco Sport’un güçlü ve outdoor ruhunu, sağlam ve fonksiyonel kumaşlarla yansıttım. Mach-E GT’nin elektrikli ve çevre dostu yapısını ise daha çağdaş, minimalist ve etrafa hassas bir tasarım lisanıyla ifade ettim. Dizaynda, çizgiler, aerodinamik formlar ve renk paletleri gibi ayrıntılar kıyafetlerde de kendine özgü bir dil buldu.

Kendi markan Sudi Etuz’de de virtual bir modelle çalışıyorsun ve bu alanda ilklerdensin. Bu usul iş birliklerinin moda dünyası için ne gibi yenilikler getirebileceğini düşünüyorsun?

Şansım Adalı: Virtual modellerle çalışmak, sınırları aşan ve fizikî dünyada mümkün olmayan dizaynları hayata geçirme fırsatı sunuyor. Bu tür iş birliklerinin, moda dünyasında hem sürdürülebilirliği artırma hem de dijital kainatta daha fazla kreatif özgürlük sağlama potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum. Virtual modeller, fizikî gereç tüketmeden koleksiyonları sergileme bahtı sunarak sektöre hem çevresel hem de estetik açıdan yenilik getiriyor. Bu projede, Alin gibi sıra dışı yaşam stiline sahip bir karakterle iş birliği yapmak da ilham konusunda bana çok yardımcı oldu.

Otomobillerle ortan nasıl? Sağ koltukta mısındır yoksa direksiyonda mı?

Şansım Adalı: Arabalarla aram çok iyi! Çoğunlukla direksiyonda olmayı ve rotayı kendim belirlemeyi tercih ederim. Bu da aslında yaratıcı sürecimde de nasıl çalıştığımın bir yansıması.

Bir arabanın dizaynında ilk olarak dikkatini ne çeker?

Şansım Adalı: Bir arabanın dizaynında ilk dikkatimi çeken öge, ön farlardan başlayarak aracın genel çizgileri oluyor. Farların verdiği ifade, aracın karakterini yansıtıyor ve bu detay her modelde beni etkiliyor. Ayrıca çizgilerinin akıcılığı ve aerodinamik yapısı da bir arabası estetik açıdan değerlendirmemde önemli rol oynuyor.

Bu ortalar arabasında en çok hangi müzik çalıyor?

Şansım Adalı: Son periyotta elektro gitar çalmaya başladım, bu yüzden arabamda klasik rock müzikleri çalıyor. Melodileri ezberlemek ve parmak hareketlerini hissetmek için bu müzikler tam bir ilham kaynağı oluyor. Her yolculuk, müziğe daha da hakim olmam için bir fırsat haline geliyor.

Uzun yolda arabasında yanından ayırmadığın eşyalar?

Şansım Adalı: Uzun yola çıkarken genellikle içinde refreshment olan bir çantam hazır olur. Bu çanta, yol boyunca hem tazelenmemi sağlıyor hem de ihtiyaç duyabileceğim her şeyi el altında bulunduruyor. Su, hafif atıştırmalıklar ve tahminen biraz parfüm veya nemlendirici, uzun seyahatleri daha keyifli hale getiriyor.

Direksiyonda olduğun ilk seyahatte ne hissettin?

Şansım Adalı: İlk seyahatte hissettiğim şey özgürlüktü. Direksiyonda olmak bana bir kaçış hissi veriyor; trafik olsa bile araba kullanmayı seviyorum. Araç içinde kendi alanımı yaratıyorum, ister müzik söylüyor, ister hislerimi dışa vuruyorum, hatta bazen kendi kendime bir klip çekiyormuş gibi hissediyorum. Bu seyahatler benim için dinlenme ve kendime zaman ayırma anları oluyor.

Bir arabada hangi özellik olmazsa olmazındır?

Şansım Adalı: Trafikte kaza riskini minimuma indiren “Ford Co-Pilot360” gibi gelişmiş sürücü destek sistemleri benim için vazgeçilmez. Bu sistem, özellikle kör nokta uyarısı, otomatik acil frenleme ve şerit takip asistanı gibi özelliklerle sürüş güvenliğini artırıyor. Ford’un bu tür teknolojilerle donatılmış bir aracında olmak, kendimi güvende hissetmemi sağlıyor ve daha keyifli bir sürüş tecrübesi sunuyor.

Otomobille Çıkmayı Planladığın/Hayal Ettiğin Tatil Rota?

Şansım Adalı: Havalı bir sürüş rotası için California’daki Pacific Coast Highway gibi bir yerde yolculuk yapmak mükemmel olurdu. Yol boyunca okyanus görünümü, sarp kayalıklar ve ufka uzanan harika yollar… Bu tür bir rota hem tabiatın güzelliğini hem de seyahatin kendisini keyifli kılar.