Yalnızlık Salgınıyla Başa Çıkmanın 6 Yolu

2020 yılının başlarında dünyayı sarsan pandemi, yüz yüze sosyal tecrübelerin azalmasına yol açtı. Instagram, X, TikTok ve YouTube gibi platformlar, her ne kadar bireyselleşmenin tek kaynağı olmasa da, bağlantıların daha yüzeysel bir tabanda ilerlemesini hızlandırdı.

Psychology Today’e konuşan psikolog Pamela Rutledge, yalnızlığın olumsuz tesirlerinden korunmanın bazı yollarını paylaştı:

Farkındalığınızı geliştirin: Telefonunuzu daima yanınızda taşımayın. Onunla tuvalete ve mutfağa gitmek yerine, daha şuurlu şekilde kullanmaya itina gösterin. 

Ekran mühletini sosyal zamana dönüştürün: Tek başınıza video oyunları oynamak, zamanla yalnızlığa olan alışkanlığınızı artırabilir. Bu durumdan korunmak için oyun gibi dijital aktiviteleri, bir kümeyle ya da arkadaşınızla birlikte yapmayı deneyin. 

Teknolojik aygıtların sizi yönetmesine izin vermeyin: Yemek saatlerinde telefon, bilgisayar ve televizyonlardan uzak durmaya çalışın. Aile üyeleriyle sohbet etmeyi, yemek yerken rutin haline getirin. 

Plan yapın: Sıkıldığınızda telefona sarılmamak için günün başında bir ‘yapılacaklar listesi’ düzenleyin.

Gerçek irtibatlara öncelik verin: Boş vakitlerinizde rastgele video kaydırmaktansa, bir arkadaşınızı arayıp sevdiklerinizle iletişim kurun.

Telefonda bazı düzenlemeler yapın: Eğer ekran sürenizin uzun olmasından şikayetçiyseniz, gereksiz bildirimleri devre dışı bırakmayı deneyin.

Dijitalleşme, elbette yalnızlığa neden olan tek faktör değildir ancak teknolojinin üzerimizdeki hakimiyetini azaltmak, sosyal becerilerimizin gelişmesine katkı sağlayabilir. Bu durum, zamanla ruh sıhhatimiz için de olumlu sonuçlar doğuracaktır.