34,4122$% 0.22
36,3051€% 0.17
2.842,52%0,30
4.841,00%0,33
19.362,00%0,32
2.567,63%0,01
9.420,42%1,29
Ümran Avcı – Behçet Çelik, “Turuncunun Kıvamı” ile okurlarının karşısına çıktı. İlk hikayesinin üzerinden 37, ilk kitabının üzerinden 32 yıl geçen Çelik, dil evreniyle yarattığı ‘mürekkepten mürekkep’ yeni romanında okuru güçlü bir kadın karakter Arzu ile tanıştırıyor. Oburlarının biçtiği rollere girmemekte mahir, tek başına olmayı yalnızlık saymayan, “Başka sığınaklarım olacak benim. Kapıldığınız selde olmayacağım” diyen ve direten Arzu ile… “Turuncunun Kıvamı”; sözünü esirgemeyen Arzu’nun yolunun kesiştikleri üzerinden hayata, şiire, romana, edebiyat dünyasına yönelik çıkarımlarla, tartışmalar ve yer yer didişmelerle ilerleyen bir anlatı…
– Bir kadının olası tüm ruh hâllerini sergiliyorsunuz romanda. Kadın dili ve ruhuna çok aşinalığı neye borçlusunuz?
Bu sorunun yanıtından emin değilim. Kız kardeşim yok mesela ama kalabalık bir aile apartmanında büyüdüm. İlk gençlik yıllarımda değilse bile sonraları eşim dahil, çok yakın kadın arkadaşlarım oldu. Tahminen bir etken de edebiyattaki kadın karakterler ve kadın edebiyatçılar olabilir. Edebiyat yapıtlarını okurken hiç farkında olmadan derinden çok şey öğreniriz. Roman ya da hikaye yazarken kendimi roman bireylerinin yerine koyuyorum. Bu kez de Arzu olsa ne yapardı, ne düşünürdü diyerek sürdürdüm kıssayı. Arzu, baştan bütün özellikleriyle belirmiş değildi zihnimde, yazdıkça oluştu. Yazmak insanın farkında olmadığı sezgilerini de ortaya çıkarabiliyor.
– İnsanların beklentileriyle yaşamaya dirençli bir kahraman Arzu. Kendini tamamlayana kadar verdiği ödünlerden de pişman.
Toplum hayatı ve insanlar hem doğrudan ifade ederek hem de beklentilerini sezdirerek bizi biçimlendirebiliyor. En başta aile hiç kuşkusuz. Sonra da duygusal ilişkiler. Onlarca değerli görülürsek kendimizi değerli bulmaya başlıyor, onların beklentilerini öne alabiliyoruz. Bu sistem giderek sevme/sevilme biçimimizi belirliyor. Yalnız kalmaktan korktuğumuz, kendi başımıza kaldığımızda değerli hissetmeyi öğrenmediğimiz için ödünler veriyoruz. Şanslıysak bunun farkına varıyoruz, kuşkusuz derin buhranlar, çatışmalar yaşıyoruz, ama sürgit ödünler vermektense ya da değersizlik hissimizi bertaraf etmek için sahte şişkin bir benlik yaratıp dünyaya onunla bakmaktan yeğdir bu sıkıntılar. Romanda Arzu’yu bu gibi çatışmaları geride bıraktığı bir çağındayken tanıyoruz. Kendisine düşkünlüğü de bu gibi zahmetleri atlatmış olduğunu düşünmesinden.
“Edebiyat daha vicdanlı yapar”
– Edebiyatın ‘vicdanları harekete geçirme ve empati’ becerisi kazandırmadaki yeri yadsınamaz sanırım.
Arzu, her şeyi dilediğince yapacak olsa toplum hayatının tamamen dışına düşeceğini biliyor. Yıllar içinde neyi ne kadar törpüleyeceğine ilişkin bir yol çizmiş.Kendi başınalığı da vurdumduymazlık değil. Arzu, iyi bir edebiyat okuru, empati gücünü pekiştiren en önemli etken okuduğu kitaplar ama oburlarının acılarıyla paralize olmamak için sığındığı da tekrar şiir kitapları. Edebiyat bizi daha vicdanlı yapar elbette ama bizi vicdan azabıyla boğmaz, bize dayanma gücü, hareket etme, devam etme gücü de verir.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bu Gözler Daha Neler Görecek