32,6645$% 0.32
35,5639€% 0.42
2.509,16%1,72
4.049,00%1,37
16.220,00%1,37
2.390,92%1,48
10.851,78%-0,19
İçtihat Bülteni Uygulamasından edinilen bilgiye göre, eşlerin birbirine açtığı karşılıklı boşanma davalarında davacı vekili, tarafların ortak iki çocuklarının bulunduğunu, davalı kadın eşin sadakat yükümlülüğüne karşıt davranarak çalıştığı işyerindeki bir erkek ile ilişki kurduğunu ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velayetlerin babaya verilmesine ve ayrıca müvekkili faydasına 50 bin TL maddi, 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etti.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, tüm iddiaları inkarla, sadakat yükümlülüğüne karşıt herhangi bir davranışının olmadığını, karşı tarafın birlik vazifelerini yerine getirmediğini, eşine karşı sorumsuz ve ilgisiz davrandığını, fizikî şiddet uyguladığını, ağza alınmayacak küfürler edip evden kovduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetlerin kendisine verilmesini talep etti.
İlk Derece Mahkemesi, her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına, velayetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklardan ismine önlem ve iştirak nafakası, kadın eş lehine önlem ve yoksulluk nafakası ve tazminat verilmesine hükmetti. Belirtilen karara karşı müddeti içinde taraf vekillerince istinaf müracaatında bulunuldu.
Bölge Adliye Mahkemesi, kadın eşin meskene başka bir erkek alarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kadının ağır erkeğin ise az kusurlu olduğu münasebeti ile kadının tüm istinaf itirazlarının reddine, erkeğin kusur belirlemesi nafaka ve tazminatlar tarafından ileri sürdüğü istinaf itirazlarının kabulü ile erkek faydasına maddi ve manevi tazminatın kabulüne ve kadın eşin nafaka ve tazminat istemlerinin reddine karar verdi.
Temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, her iki eşin eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle bozma kararı verdi. Bölge Adliye Mahkemesi, Özel Dairece her ne kadar erkeğin kadına yönelik fizikî şiddetinin daima olduğuna değinilmişse de buna ilişkin kadın eşin anne ve babasının beyanlarına bakıldığında, tabirlerin yer ve zaman içermeyen soyut beyanlardan ibaret olduğundan bahisle direnme kararı verdi. Direnme kararına karşı mühleti içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulundu ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: “Somut olayda süregelen fizikî şiddete rağmen boşanma davası açmayıp evliliğe devam eden kadın eşin bu davaranışı hayatın olağan akışına uygundur”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, verdiği bozma kararında şu tabirlere yer verdi:
“Özel Daire bozma kararında belirtildiği gibi süreklilik arz eder şekilde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Şahit beyanları ile erkeğe fizikî şiddet vakıası yüklendiğine göre, anlatımların bir bütün olarak kıymetlendirilerek fizikî şiddetin daima olduğu da kabul edilmelidir. Bir kısmı temel alınan şahit beyanlarının, aynı bahse ilişkin devam eden kısımlarının yanlışlı münasebet ile karara temel alınamayacağının kabul edilmesi doğru olmamıştır. Gerçekleşen olaylara göre tarafların kusurlu davranışları kıyaslandığında eşlerin eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Kanun koyucu; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu davranışlar sergileyen eşlere, boşanma sebebiyle ekonomik durumda meydana gelecek azalmaları tamamlama borcu yüklememiştir. Hal böyle olunca kadın eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak erkek faydasına tazminat ödenmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bu kusur belirlemesine bağlı olarak erkek eş faydasına tazminat ödenmesine karar verilmesinin somut olaya ve hakkaniyete uygun olduğu, erkeğin iddia edildiği üzere süregelen fizikî şiddeti karşısında boşanma davası açmayan ve evlilik birliğine devam eden kadın eşin bu davranışının hayatın olağan akışına muhalif olduğu, dolayısıyla boşanmaya sebep olan asıl olayın kadının sadakat yükümlüğüne muhalif davranışı olması nedeniyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise; de bu görüş, üstte açıklanan nedenlerle Heyet çokluğuyla benimsenmemiştir.”
Anız Nedir? İşte Anız Yangınlarının Sonuçları ve Zararları
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.