34,5651$% 0.24
36,1670€% -0.19
2.998,36%1,24
5.096,00%0,41
20.323,00%0,57
2.697,80%0,98
9.482,85%1,23
T24 Sağlık
Diyabetin, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin etkili kullanılamaması durumunda gelişen bir hastalık olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yasin Bakcan, “Sağlıklı beslenme, fizikî aktivite, obeziteden kaçınma gibi yaşam stili değişiklikleri ile tip 2 diyabet gelişme riski azaltılabilir. Yaşam şekli değişiklikleri (düzenlemeleri) sayesinde prediyabetli bireylerde tip 2 diyabete ilerlemenin yüzde 40-50 oranında önlenebileceği gösterilmiştir” dedi.
Dünya Diyabet Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yasin Bakcan, “(Diabetes mellitus) nispi ya da mutlak insülin eksikliği veya insülin tesirine karşı gelişmiş olan ‘insülin direnci’ nedeniyle ortaya çıkan, pek çok organı etkileyerek sistemik tutuluma neden olan, kan şekeri yüksekliği ile karakterize bir metabolizma bozukluğudur. Diyabet pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen bir hastalıktır” diye konuştu.
Diyabetin türleri
Diyabetin tiplerinden bahseden Uzm. Dr. Bakcan, “Primer ve sekonder olmak üzere iki diyabet formu vardır. Bunlardan üçü (tip 1 diyabet, tip 2 diyabet ve Gestasyonel DM) primer, başkaları (spesifik diyabet tipleri) ise sekonder diyabet formları olarak geçmektedir. Hastaların yüzde 90’ı tip 2 diyabettir. Tip 2 diyabet gelişiminde özellikle obezite ve sedanter yaşam tesirlidir ve tedavide yaşam usulü değişikliği ve diyetin düzenlenmesi çok kıymetlidir. Tip 1 diyabet hastaların birçoklarından otoimmünite sorumludur” ifadelerini kullandı.
“Türkiye diyabetin Avrupa’da en sık görüldüğü ülke”
Türkiye’de diyabet görülme oranlarına değinen Uzm. Dr. Bakcan, “IDF (uluslararası diyabet derneği) diyabet atlasının 2019 verilerine göre Türkiye yüzde 11,1 ile diyabet görülme oranının en yüksek olduğu Avrupa ülkesidir. Ülkemizde 6.6 milyonun üzerinde diyabetli bulunmaktadır” dedi.
“Çok yemek yeme neden olabilir”
Uzm. Dr. Bakcan, “Çok su içme, sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, çok yemek yeme, sık acıkma, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk, ağız kuruması, açıklanamayan kilo kaybı, enfeksiyon sıklığında artış ve inatçı enfeksiyonlar, görme bozukluğu, sonluluk ve bazı hastalarda yüksek kan şekerinin neden olduğu komanın en önemli diyabet belirtileridir” diye konuştu.
Tanı konma süreci
Diyabetin teşhisinin nasıl olduğundan bahseden Uzm. Dr. Bakcan, “Açlık plazma glukozu (en az 8 saat mühletle açlık sonrası sabah ölçülen plazma glukoz), 75 g. OGTT(şeker yükleme testi) sırasındaki 2. saat plazma glukoz seviyesi, HbA1c düzeyi ve klasik hiperglisemi semptomlarının (poliüri, polidipsi, açıklanamayan yük kaybı ya da hiperglisemik kriz) eşlik ettiği durumlarda rastgele plazma glukoz seviyeleri ile konulabilir. Kan şekeri 100-125 mg/ dl olan bireylerde prediyabetik olarak kıymetlendirilir ve diyabetik hastalar gibi yaşam usulü değişikliği ile takip edilir” ifadelerini kullandı.
Risk altında olan bireyler
Risk grubunda olan bireylere değinen Uzm. Dr. Bakcan, “40 yaşından büyük olanlar, 1. derece akrabalarında diyabet hikayesi bulunanlar, obezite (Vücut kitle indeksinin 25 kg/m2’nin üzerinde olması) ve düşük fizikî aktiviteye sahip kişiler, gebelikte şeker yüksekliği olan ve gebelik diyabeti tanısı alan kadınlar, iri bebek doğuran kadınlar, kadınlarda polikistik overin varlığı, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi kronik hastalığı bulunanlar risk altındadır” açıklamasında bulundu.
“Sağlıklı beslenme önemli”
Diyabetli hastaların beslenme tertibine dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Bakcan, “Tüm şeker hastaları diyabet diyetisyeniyle planlı bir şekilde çalışmalı, bireyin tıbbi ihtiyaçlarına ve beslenme alışkanlıklarına göre bir beslenme programı geliştirilmedir” dedi.
Uzm. Dr. Bakcan, şeker hastalığının yol açabileceği komplikasyonları arasındaki akut ve kronik komplikasyonları şöyle açıkladı:
“Akut komplikasyonlar (hipoglisemi, diyabetik ketoasidoz, non ketotik hiperglisemik durum ve laktik asidoz) hayatı tehdit eden acil durumlardır ve derhal hastaneye başvurulması gerekmektedir. Kronik komplikasyonlar ise mikrovasküler ve makrovasküler olarak ayrılmaktadır. Makrovasküler komplikasyonlar akut koroner sendrom (AKS), stabil veya unstabil angina, inme, geçici iskemik atak (TİA) veya periferik arter hastalığı (PAH), aterosklerotik kardiyovasküler hastalık (ASKVH) olarak kabul edilmektedir. Mikrovasküler hastalıklar ise retinopati, nefropatı ve nöropatidir.” (DHA)
Eserleri infial yaratan Sayna Soleimanpour: Ben neden kadın cinayetlerini güzelleyeyim? |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
“Diyabetli Her 2 Kişiden 1’i Hastalığı Taşıdığından Habersiz”