32,6645$% 0.32
35,5639€% 0.42
2.509,16%1,72
4.049,00%1,37
16.220,00%1,37
2.390,92%1,48
10.851,78%-0,19
İZMİR – Aydın’ın İncirliova ilçesinde yaşayan hayvansever Pınar Göktaş, bir arkadaşının vasıtasıyla gittiği veterinerde engelli bir yavru kedi ile karşılaştı. Daima atak geçiren ve titreyen kedinin durumuna üzülen Göktaş, kediyi sahiplenmeye karar verdi. Birçok veterinerin “Yaşamaz, acı çektirme” dediği kedinin atakları zamanla azalmaya başladı. Uzun süre zorla mama yedirilen kedinin adı da inadından ötürü “Keçi” oldu. Göktaş’ın evine alışan Keçi, evin salon kısmından dışarı çıkamıyordu.
TÜRKÜYE OLAN HASSASLIĞINI FARK ETTİ
Hobi olarak bağlama çalan Göktaş, bir gece mutfakta türkü söylediği esnada kedinin hareketlendiğini ve yanına geldiğini fark etti. Göktaş ile ritim tutan kedi, sonraki süreçte kriz geçirdiği anlarda Göktaş’ın yanına gelerek türkü söyleyene kadar sahibini tırmalamaya başladı. Keçi’nin dinlediği türkü ise sözleri ve bestesi ‘Hirai Zerdüş’ mahlaslı sanatkara ait olan “İki günlük dünya”. Keçi’nin kriz anlarında başka bir türkü söylenmesini kabul etmemesi de dikkat çekerken, Keçi’nin görüntüleri sosyal medyada da yoğun ilgi gördü.
‘YAŞAMAZ DEDİLER, YAŞADI’
Keçi’nin öyküsünü Gazete Duvar’a anlatan Göktaş, onu talih yapıtı bir veterinerde bulduğunu belirtti. Göktaş, “Engelli kedilerden habersizdim. Bir gün arkadaşıma çay içmeye gittim. O da veterinere kedisini bırakmış. O ara Keçi’yi veterinere getirdiler. Yavruydu ve çırpınıyordu. Çok üzüldüm. İki saatte bir atak geçiriyordu. Serum takılamıyor, yemek yedirilemiyordu. Aldım ve meskenime getirdim. Mama yedirmeye çalışıyorum, yemiyor. Aç olduğu da belli. Ensesinden tutup zorla yedirdim. Çok ağladım. Daima dua ettim. Profesörler dahi yaşamasının imkansız olduğunu söylediler. Uyutma tekliflerini de kabul etmedim. Ankara’ya da götürdüm. Orada da aynı şekilde yaşamaz dediler” diye konuştu.
‘BAĞLAMA VE TÜRKÜ SAYESİNDE TARAFLARI ÖĞRENDİ’
Keçi’nin ilgi ve idmanlar sonucu zamanla ataklarının azaldığını dile getiren Göktaş, daha sonra kedisinin türkü ve öyküye olan ilgisini fark ettiğini anlattı. Göktaş, “Salonda bir köşeye geçer ve asla ben onu hareket ettirene kadar hareket etmezdi. Bir gün bağlama çalarken bir anda salondan mutfağa geldi. Bir gün sonra tekrar bağlama çaldım, yine yanıma geldi. Evin başka kısımlarında bağlama çaldım, oralara da geldi. Bağlama ve türkü sayesinde tarafları öğrendi. Bağlama çalmadığım zaman gelip benden çalıp söylememi istiyor.
‘İki günlük dünya’ türküsünü seviyor. Türküdeki bazı kısımları da kodluyoruz, fark ediliyor. O kısımlara hassaslık gösteriyor. Özellikle ‘iki günlük’ kısmını ‘iki ginlik’ şeklinde vurgulu söylüyorum. Müzikleri vurgulu seviyor. O kısımlarda iç çektiğini fark ettim. Türkü ve hikaye dinlemeyi çok seviyor” ifadelerini kullandı.
‘ENGELLİ HAYVANLARA KARŞI HASSASLIK ARTMALI’
Öte yandan Keçi haricinde birçok kedisi olan Göktaş’ın ‘Neşem Mideme Kaçtı’ isimli bir de romanı mevcut. Sokakta yaşayan canlılar ve özellikle engelli canlılar için davette bulunan Göktaş, şu tabirleri kullandı: “Amacım engelli hayvanların sesini duyurmak. Sağlıklı kediye herkes bakabilir. Sağlıklı bir kedi örneğin kendi yaşam alanında da kendini koruyabilir.
Önemli olan engelli çocuklara bakılması. Bu manada sıklıkla davette bulunuyorum. Engelli sokak hayvanlarına hassaslığın artması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin geçen ay Torbalı’da patisi kesilen bir kedimiz var. Tedavileri yapıldı lakin ona yuva bulamıyoruz. Ama sağlıklı bir kediye çok daha rahat yuva bulabiliyoruz. Hayvanseverlerin biraz da engelli hayvanlara karşı hassaslığını artırması gerektiğini düşünüyorum.”
Siniparksi Derneği Ege’nin Diğer Yakasında Barış İçin Çalışıyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.