Yenidoğan Çetesi Ülke Gündeminde: Uzmanı Yoğun Bakım Sürecini Anlattı

Türkiye yenidoğan çetesinin kan donduran kabahatlerini konuşuyor.

Operasyonla ortaya çıkan olaylar tüm Türkiye’yi sarsarken olay sonrası yenidoğanlarda yoğun bakım süreci de gündeme geldi.

Dünya gözü açan bebeklerden kimi erken doğan kimi ise riskli gebelikler ya da doğum sırasında gelişen sorunlar nedeniyle yoğun bakıma alınarak tedavileri gerçekleştirilirken uzmanlar da bu sürece ilişkin bilgi verdi.

7-24 KESİNTİSİZ TAKİP

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yasal Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan (Neonatoloji) Kısmı’ndan Uzm. Dr. Gülşen Acar da yenidoğanda yoğun bakım işleyişine ilişkin konuştu.

“BİRÇOK BRANŞIN İŞ BİRLİĞİ VE TEKNOLOJİK DONANIMLA BEBEKLERİ TAKİP EDİYORUZ”

Yenidoğan bebeklerde süreçlere yönelik konuşan Uzm. Dr. Gülşen Acar, “Yenidoğan yoğun bakım üniteleri, doğumdan sonra ilk 28 gündeki hasta bebeklerin tedavi edildiği hastanelerin en kritik ünitelerinden biridir. Biz yenidoğan bebeklerin özellikle de erken periyotta solunum sorunlarını, enfeksiyonları, çok küçük doğmuş; prematüre bebekleri özel aygıtlarla, özel tedavi usulleri ve özel bir grupla takip ederek tedavilerini gerçekleştiriyoruz. 30 kuvöz, 12 yataklı yenidoğan servisi olmak üzere toplam 42 yatak kapasitesiyle yenidoğan yoğun bakım ünitemiz mevcut.

Özellikle 3 ve 4’ncü seviye yenidoğan yoğun bakım kısmında çok riskli bebeklerin takibini yapmaktayız. Tabi ki bu riskli bebeklerin takibinin yapılması için hastanenin fiziki alt yapısı ve teknolojik donanımının yeterli olması gerekir, bu bir zorunluluktur.

İleri seviyede yenidoğan tedavi basamaklarını uygulayabilmekteyiz, bir ekip çalışması olarak yapıyoruz. Hastanemizde bulunan çocuk cerrahisi, kardiyoloji, beyin cerrahisi, göz hastalıkları, çocuk radyolojisi uzmanımız ve diğer ilgili birçok yan kısımların iş birliğiyle ve tabi ki teknolojik donanımın bize verdiği avantajla birçok bebeğimize yarar sağlamayı amaçlıyoruz.

Bunu sağladığımız zaman ekstra mutluluk ve gurur vermekte. Bebeğin daha doğumhaneden transportu esnasında bile o uygun ısı ve nem istikrarı o andan itibaren sağlanmaya çalışılıyor” dedi.

“BEBEĞİN HAFTASI, KLİNİK TEŞHİSİNE GÖRE TEDAVİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR”

“Hemşire arkadaşlarımız da yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışmadan önce çok önemli eğitimlerden geçiyorlar” diyen Uzm. Dr. Acar, “O yüzden haftasına, bebeğin klinik durumuna göre daima istikrarlı bir şekilde bakım sağlanıyor. Bütün tedavileri de bebeğin özelinde veriyoruz. İhtiyacı ve gerektiği kadar vermeye ihtimam gösteriyoruz. Kesintisiz, düzenli, epeyce muntazam bir destek sağlanabilmekte. İleri derecede prematüre olan, çok düşük doğum ağırlıklı bir bebeğin yaklaşımıyla 1’inci seviye yatırmış olduğumuz, yeni doğan sarılığı olan, daha stabil bir bebeğin yaklaşımı çok farklılık gösteriyor.

Yatış anından itibaren ailelere de bebeğin klinik durumuna göre çok detaylı bilgi veriyoruz. Kuvözün ısı, nemine kadar her bebeğin haftası, klinik tanısı, durumuna göre tedavi planı da değişiklik gösteriyor. Hem vicdani sorumluluğumuz gereği hem mesleksel sorumluluk adına en az aileleri kadar titiz davranmaya çalışıyoruz çünkü bebekler bize bir emanet.

Enfeksiyon riskine karşı bazen bazı sınırlamalar getiriyoruz, özellikle 3,4’üncü seviyede yatan bebekler için ziyaret saatlerini daha sınırlı tutuyoruz, bunun bebeğin yararı için olduğunu detaylı olarak ailelere aktarıyoruz, her gün düzenli olarak ailelere bilgi veriliyor. İş esasen daha hamilelik sürecinde başlıyor, kadın doğum takibinin düzenli yapılmasıyla birlikte başlıyor, ailelerin şuurlu olması çok önemli” şeklinde konuştu.

“YENİ DOĞANLAR ÇOK HASSAS BİR POPÜLASYON”

Bebeklerde ateş, emme bozukluğu gibi durumlara yönelik konuşan Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı. Dr. Burcu Bursal, antibiyotik kullanımının vaktinde ve uygun teşhiste çok önemli işlevler gördüğünü belirtti. Gereksiz yere antibiyotik kullanılmaması gerektiğini aktaran Uzm. Dr. Bursal, sözlerini şöyle sürdürdü:

Antibiyotikleri kullanmamız gereken zamanda gerekli, uygun teşhislerde, uygun dozda ve sürede kullanmak çok önemli. Sağlık Bakanlığı’mızın da bu konuda çalışmaları var. Hastanemizde yenidoğan, çocuk yoğum bakım hepsiyle birlikte çok güzel bir iş birliği içindeyiz.

Yenidoğanlar çok hassas bir popülasyon, bir enfeksiyonu olan yenidoğanı düzgün bir antibiyotikle tedavi etmezsek önemli sonuçlara yol açabilir. Her türlü teknolojik aletimiz ve imkanımız, kültür laboratuvarımız mevcut. Yenidoğan emmiyorsa çok dikkatli olmak lazım, emme refkleksi çok önemli. Annenin bebeğin huzursuz olduğunu söylemesi, ateşinin olması, hastaneye başvurduğundaki fizik muayene bulguları çok çok önemli.

Bir yenidoğanda emme bozukluğuna eşlik eden ateş varsa ya da bedeninde döküntüler varsa kesinlikle bir tabibe başvurmak gerekir. Hasta olduğunu düşündükleri bebekleri kesinlikle hastaneye getirmeleri lazım. Antibiyotiklere başlamadan etkeni belirlemek için kültür dediğimiz analizler alıyoruz, bizim için çok yol gösterici oluyor.