32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
Özvar, konuğu Sitte ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde (ASBÜ) düzenlenen konferansa gelişinde, Sitte’nin “İntikamımız çocuklarımızın gülüşleri olacak” sözünü afiş haline getiren ve Filistinlilerin geleneksel kefiyesini takan öğrenciler tarafından karşılandı.
“Yüzyılın soykırımı”, “Gazze’de soykırımı durdurun”, “Üzülme! Bu davanın sahibi Hak’tır” pankartları taşıyan öğrenciler, “Özgür Filistin” ve “ASBÜ’den Gazze’ye direnişe bin selam” sloganları attı.
Özvar, konferansın açılış konuşmasında İsrail’in, Gazze’de yaptığı soykırıma varan katliamlar sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 35 bini, yerlerinden zorla göç ettirilen Filistinlilerin sayısının da 2 milyonu aştığına dikkat çekerek Türkiye’nin, Filistin davasını her platformda savunmaya devam ettiğini vurguladı.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, uluslararası toplantılarda yaptıkları konuşmalarda, Türkiye’nin Filistin’e desteğini her defasında ifade ettiğini, İsrail’in Filistin topraklarını işgaline dair kanıtları muhataplarına sunduğunu ve Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhinde devam eden soykırım davasına Türkiye’nin müdahil olacağını açıkladığını anlattı.
Yükseköğretim Kurulu olarak Gazze’den ayrılmak durumunda kalan Filistinli öğrencilere ve akademisyenlere üniversitelerin kapılarını açtıklarını vurgulayan Özvar, pek çok Filistinli öğrencinin Türk üniversitelerinde öğretimlerine devam ettiğini kaydetti.
“Shengen yasağı ifade özgürlüğünün açık bir ihlalidir”
Ebu Sitte’nin İsrail ordusunun Gazze’deki Filistin hastanelerinde işledikleri suçlara tanık olduğunu, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı tarafından yürütülen İsrail soruşturması bağlamında Gazze’de gördüklerini savcılığa aktardığını belirten Özvar, “Bu nedenle, Avrupa ülkeleri Ebu Sitte’ye Shengen giriş yasağı koydu. Bu durum, ifade özgürlüğünün açık bir ihlalidir, birçok Batılı ülkenin çifte standardının da bir başka örneğidir. Sitte’nin ziyareti, bir turnusol kâğıdı gibi Batı’daki çifte standartları ortaya çıkarmıştır.” dedi.
Sitte’ye “Sizi Türkiye’ye davet ettik. Shengen ülkelerinde izin verilmeyen, tanıklık ettiğiniz tüm olayları lütfen serbestçe ifade edin.” şeklinde seslenen Özvar şöyle devam etti:
“Dünya üniversite akademisyenleri ve gençleri Gazze’de yaşanan katliamlar karşısında insanlık vicdanıyla protesto eylemleri yapmaktadır. Türkiye’deki üniversite yönetimleri, akademisyenleri ve öğrencileri de bu eylemlere katılmakta ve Gazze’deki soykırımı telin etmektedir. Buna karşın, Batılı üniversite yönetimleri antidemokratik ve özgürlükleri kısıtlayıcı tedbirler almakta ve üniversite mensuplarına büyük baskılar uygulamaktadır. Bugün bu haklı eylemlere katılan akademisyenlerin bir kısmının işlerine maalesef son verilmekte ve üniversitelerden atılmaktadır. Öğrenciler de yakından takip ettiğimiz kadarıyla üniversitelerinden uzaklaştırılmakta ve kayıtları silinmektedir.”
“Buyurun ülkemize gelin”
Batılı üniversitelerden Gazze’deki katliamlara sırf karşı çıktıkları için işini kaybeden bilim insanlarına ve öğrencilere seslenen Özvar, şu ifadeleri kullandı:
“Batılı akademisyen ve bilim insanlarına Türk üniversitelerinin kapıları açıktır. Buyurun, ülkemize gelin. Bu topraklar baskı gören Batılı insanlara her zaman kapılarını açmıştır.
15. asrın sonunda Avrupa’da zülüm gören Yahudilere kapılarımızı nasıl açtıysak, İkinci Dünya Savaşı arifesi ve esnasında Nazi zulmü ve baskısı altındaki bilim insanlarını üniversitelerimize nasıl kabul ettiysek, aynı şekilde bugün de sizleri aramızda görmekten büyük memnuniyet duyacağız. Önümüzdeki günlerde bu amaçla, Yükseköğretim Kurulunun internet sitesinden bir duyuruyla bir başvuru sayfası düzenleyeceğiz. İnsancıl eylemleri sebebiyle işine son verilen Avrupa, Kanada ve Birleşik Devletler’deki üniversite hocaları ile üniversitelerinden koparılan uluslararası öğrencilere diledikleri takdirde şartlarına uygun olarak yatay geçiş veya özel öğrencilik dahil ülkemizde eğitimlerine devam etme imkânı tanıyacağız. Buradan işini kaybeden, öğrenciliğini kaybeden Batı’da eğitim gören uluslararası öğrencilere davette bulunuyor, onları bu başvuru sürecine davet ediyoruz.”
ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da Ebu Sitte’nin ASBÜ’nün tarihi binasında düzenlenen konferansında Gazze’deki tanıklıklarını anlatmasının önemine işaret ederek, “Özgür Filistin’in müjdelendiği bir program olmasını, kardeş Filistin devletinin de buradan köklerinin atıldığı günlere bir referans olmasını diliyoruz.” diye konuştu.
Sitte: “İsrail, Gazze’yi yaşanılmayacak bir bölgeye dönüştürmeyi hedefliyor”
Gassan Ebu Sitte, konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’de “kardeşlerinin” arasında hissettiğini belirterek ülkedeki birçok kişinin, kuruluş ve derneğin Filistinlilerin derdini paylaştığını söyledi.
7 Ekim saldırılarının ardından Gazze’ye gittiğinde şehrin maruz kaldığı çok ağır saldırıları gördüğünü, henüz ilk safhasında Şifa Hastanesi’nin içinin ve etrafının yaralılarla dolu olduğunu anlatan Sitte, yıllarca süren abluka koşulları altında ortaya çıkan savaşta, sağlık hizmetlerinin sıkıntılı olduğunu, bedeninin yüzde 60’ı yanmış 15 yaşında bir genci ameliyat ederken dezenfektan yoksunluğu nedeniyle sabun kullandıklarını belirtti.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarına ilişkin “İsrail, Gazze’yi yaşanılmayacak bir bölgeye dönüştürmeyi hedefliyor.” ifadelerini kullanan Sitte Gazze’deki hastanelerde çok sayıda çocuğun bulunduğuna dikkat çekerek, “Bu savaş çocukları hedef alıyor.” dedi.
“Hastaneler bile güvensiz hale geldi”
Şifa Hastanesi’nin bölgedeki en büyük hastane olmasına rağmen yatak kapasitesinin hastalar için yetersiz kaldığını vurgulayan Sitte, bazı yaralıları koridorda tedavi ettiklerini söyledi.
Ebu Sitte, hastanelerde tıbbi teçhizatın yetersizliğine işaret ederek, bazı hastaları düşük tesirli ağrı kesicilerle tedavi etmek zorunda kaldıklarını, yaralıları tedavi edecek malzeme tükenince hastaları farklı hastanelere naklettiklerini ve hastanelerin bile güvensiz hale geldiğini söyledi. Sitte şöyle devam etti:
“Maalesef sağlık kapasitemiz yeterli değildi. En fazla sayıda yaralıyı elimizden geldiği kadarıyla kurtarmaya çalışıyorduk. Yaralılar arasında tercih etmek zorunda kalıyorduk. Hatırlıyorum, ağrı kesici olarak vereceğimiz morfin kalmadı, ilaçlar gittikçe tükendi. Ağrı kesici olarak hastalara düşük dozlu ağrı kesiciler vermeye başladık. Çok etki etmiyordu ama çaremiz yoktu. Dezenfekte yerine sirke kullanmaya başladık, sıvı sabun ile karıştırıp, dezenfekte yaptık. Irak’ta, Suriye’de çalıştım ama Gazze gibi sıkıntılı ve derin yaraları hiçbir yerde görmedim” dedi.
Çalıştığı hastaneye füzeyle saldırılması nedeniyle tavanın üzerlerine çöktüğünü anlatan Sitte, kendine geldiğinde insanların yanarak öldüğüne ve ambulansların yandığına tanıklık ettiğini dile getirdi.
“İsrail silahları soykırım maksatlı kullanıyor”
Sitte, İsrail’in silahlarını soykırım maksatlı kullandığını ifade ederek sağlık sektörünün programlı şekilde hedef alındığını kaydetti.
Birçok ülkenin, hastanelere saldırılmasına zayıf tepki verdiğine işaret ederek, bunun, İsrail’in saldırılarını sürdürmesi için yakılan “yeşil ışık” olduğu yorumunu yapan Sitte, “İsrail hastanelerde çalışan doktorları da hedef altı. Doktorlardan birini takip edip öldürdü. Hastanelere giden yolları kapattı. Doktorlar bütün sıkıntılara rağmen hastaları tedaviye devam etti.” ifadelerini kullandı.
Mülteci kamplarından Şifa Hastanesi’ne getirilen hastaların yanıklarını tedavi ettiğini anlatan Ebu Sitte, “(İsrail) bombalarda fosfor kullanarak onları yaralamış.” diye konuştu. Sitte, yaralıları tedavi edecek dezenfektanın tükendiğini ve bu işlevi görmek için “sıvı sabun” ve “dezenfektanı” karıştırmak zorunda kaldıklarını anlattı.
“Öldürülen doktorların cesedinde işkence izleri görüldü”
Sitte, tıbbi malzeme yetersizliğinin hastaların yaralarının derinleşmesine sebep olduğunu, mecburen bazı hastaları ampüte ettiklerini belirterek, hastanelerin ve kan bankalarının İsrail ablukası altında olduğunu vurguladı.
Öldürülen bazı doktorların cesedinde işkence izleri görüldüğünü aktaran Ebu Sitte, doktorların zorluklara rağmen özveriyle çalıştığını kaydetti.
Ebu Sitte, Türk milletinin Filistin meselesini Nekbe’den önce kucakladığını vurgulayarak, “Biz burada dertlerimizi dile getirirken, kardeşlerimize dertlerimizi anlatıyoruz.” dedi.
Sitte, konferansın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gazze’de çok sayıda çocuğun ve meslektaşının ölümüne tanıklık ettiğini kaydeden Sitte, “Çocukların elleri ve ayaklarının kesilmiş, koparılmış halde olduğunu gördüm.” dedi. Sitte, hayatını kaybeden çocukların geride bıraktıkları eşyaların kendisini etkilediğini anlattı.
Sitte, “İsrail, esasında Gazze’yi yaşanılmayacak bir bölgeye dönüştürmeyi hedeflemektedir.” diyerek, İsrail’in Filistinlileri kendi vatanlarında göç ettirmeyi, bunun başaramazsa “insanları orada yok etmeyi” hedefleyeceğini dile getirdi.
Tıbbi ekiplerin ve doktorların İsrail’in hedefinde olduğuna işaret eden Ebu Sitte, “Özellikle çocuklar için gönderilen ilaçların ulaşmasının engellemesi, aslında İsrail’in, gelecekte oluşacak neslin hasta bir nesil olmasını hedeflediğini göstermektedir.” diye konuştu.
Özvar ve Sitte öğrencilerle buluştu
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar ve konuğu Ebu Sitte, konferansın ardından ASBÜ’de öğrencilerle bir araya gelerek sohbet etti. Aralarında Filistinli ve diğer uluslararası öğrencilerin de bulunduğu buluşmada Filistinli bir ailenin Yahya Süleyman isimli bebeği de yer aldı.
Özvar, bir Filistinli öğrencinin ailesi Gazze’de olan Filistinli öğrencilerin katkı payı ödemelerine ilişkin sorusu üzerine, bu yıl hem vakıf üniversitelerinin hem devlet üniversitelerinin Gazzeli öğrencilerden öğrenim ücreti almadıklarını, bu dönemde almış olanların ise önümüzdeki sene ödenecek rakamdan düşeceklerini belirtti.
Gazze’de üniversitelerde tıp okuyan öğrencilerin durumunun hassasiyetine dikkat çeken Özvar, “Bu konuda gerek Filistin Büyükelçiliği ile gerek bazı öğrenci grupları ile temas ettik. Bu konuda bir çalışmamız olacak. Ayrıca Filistin Eğitim Bakanlığı kanalıyla da okuyan öğrenciler hakkında bilgi toplayıp bilhassa tıp fakültelerinde son sınıfta okuyanlara öncelik vermek kaydıyla üniversitelerimizin kapasiteleri dahilinde bir değerlendirme yapacağız.” dedi.
Sitte de öğrencilere bilgi gücün temeli olduğunu belirterek, “Yıkılan üniversiteleri yeniden inşa etmeliyiz.” dedi. İsrail’in üniversiteleri ile ordusu arasında iş birliği olduğunu vurgulayan Sitte, “Silah geliştirme çalışmaları üniversitelerde yapılıyor. İsrail’in üniversiteleri ordudan farksız.” dedi.
Sitte, “Gazze’de olmak benim için zor değildi. Dışardaki sessizlik ve bu konuda elinden bir şey gelmemesi benim için daha acıydı.” ifadelerini kullandı.
Diğer Eğitim Haberleri için tıklayın
Tiyatroseverler Dönem Sonu Şenliği’nde buluşacak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.